Sen sustun. Sen sustukça da, bazıları kendini alim,
bazıları siyasi deha, bazıları da Dahi sandı. Hem de sahiden.
--Herkesi güldüren palyaçolar, dünyanın en mutlu, herkesi
eğlendiren sirk cambazları da, dünyanın en eğlenceli kişileri değildir. Onları
öyle, sen yaptın. Eğlenceli, neşeli, vb.
--Anlayacağın Sen, önemlisin. Ama sen, kendini öyle
sıradan sanıyorsun ki, kendini o kadar önemsiz sayıyorsun ki,
--Neden mi?
--Çünkü bizin gibi Orta Doğu kökenli, Asya kökenli toplumların
kuralları vardır. Ve bir de gerekçeleri vardır.
--O yüzden "AĞIR OL DA, MOLLA DESİNLER!.."
sözcüğü ve benzer sözcükler, batı dillerinde yoktur, olsa da benzer anlamlarda
kullanılmaz.
--Çünkü, toplumsal kültürleri, değerleri, değer yargıları
farklıdır.
--Bunun cesaret ile, öz güven ile de bir ilgisi de
yoktur.
--Peki neden?
--Dedim ya, bizim eğitim ve kültürümüzden kaynaklanır
--Her çağın bir kültürü ve gereklilikleri vardır.
--Özellikle, Orta Doğu ve Asya kökenli toplumların çok
derinlerden gelen bir bilgi ve deneyim birikimleri vardır. Çünkü, buralar,
üretimin, medeniyetin ve ticaretin olduğu ve geliştiği yerlerdir. Hem de
koskocaman dünyanın bir köşesinde.
--Bütün dinler, tek tanrılısı, çok tanrılsı, tanrısızı,
doğalısı, dualısı ile. Çünkü, burada yaşam hareketlidir, kurallar gerektirir.
Hem kişisel hem de toplumsal.
--Neden, Hz İsa'nın, Hz Musa'nın Havarileri, Hz
Muhammed'in imamları vardır. Ya da, Budistlerin rahipler kurlu. Osmanlı esnaf
sanatkarının Ahilik geleneği. Say say bitmez.
--Çünkü, bilgi dünyanın en değerli ve tehlikeli şeyidir.
Hem sonraya taşınması, hem de insanların ve insanlığın lehine kullanılması
açısından.
--Bir çok şeyini herkes istediği gibi tartışabilir ama,
herkesin bildiği Mason locaları, Türklerin, ta orta Asya'dan-Horasandan
getirdikleri AHİLİK geleneği ve Teşkilatları hep böyle bir gerekliliğin
sonucudur.
--Bu kültür içinde insanlar, bilgi ve deneyimlerine göre
bir statü elde ederler. Masonları 33 derecede statülendirilmesi, AHİLERİN,
Yiğit ==>Yamak ==>Çırak ==>Kalfa ==>Usta ==>AHİ şeklinde
örgütlenmesi gibi.
--Örneğin Ahilik geleneğine, Türklerin İslamiyeti kabul
etmelerinden sonra da, Halife, Şeyh, Şeyh-ül Meşayıh (Bilge Kişi, işin üstadı)
şeklinde yeni statüleri eklenmiştir.
--Bu yapılar genellikle feodal dönemlerin siyasi, ticari
ve yönetsel yapılarıdır.
--Ne zaman ki, bilgi kolay ulaşılabilir ve paylaşılabilir
oldu, sistem kendi yeni yapılarını oluşturdu.
--Medreselerden Üniversitelere geçiş bu sürecin bir
sonucudur.
--İster medrese, ister üniversite, ister başka bir yapı
olsun, hepsinde BİLGİ, DENEYİM ve ETİK KURALLAR vardır ve bir disiplin
gerektirir.
--Nasıl ağalık sisteminin bitip, yerine yeni sosyal
sınıflar ve statüler geldi ise, yeni sistem, düzen de kendi kuralını
oluşturmaya başladı.
--işin ilginç tarafı, İngiltere bir Birleşik Krallık ve
Başta Kraliçe, ABD, bir birleşik Eyaletler/Devletler sistemi ama yine de resmi
olarak bilinmeyen, ama sağır sulanın bile duyduğu, kör gözlerin gördüğü bir üst
akil adamlar konseyi vardır. Fransa, Almanya vb medeni ülkeler gibi.
--Çünkü, bugünü yarına taşıyacak şeylerin korunması
gerekir. Kurumları yıkıp, yok edip değersizleştirir iseniz, bir gün de yok
oluşlarına sebep olur ama sizler o süreci göremezsiniz.
--Bu gün tu kaka yapılan, azıcık gözü, gönlü bu ülke için
çarpan herkesin gördüğü, birlerinin önüne hangi sıfatları eklese bir eksik
sandığı ve saydığı "sayın fethullah hoca efendi" dedikleri yapı tas
tamam bir yurt dış proje idi ve amacı o kadar açıktı ki.
--Sahiden, sayın Bülent Arınç, size suikast meselesi ne
oldu. Devletin bütün sırları ortaya döküldü de.
--EEee yani, çok muhterem bir temiz ailenin çocuğu Buban
ne, senin hastalıktan ne haber? Senin ilik nakli meselesi için ABD'ye
gönderilen ve o günlerden sonra memleketin dört bir yanından fışkıran kanser
hastalığı meselesi..
--Daha neler, neler.
--Neden mi bu kadar konuyu bir arada sayarak abuk subuk
bir noktaya mı geldim.
--Ey halkım, ey sevgili Yurttaşlarım, senin saflığın ve
iyi niyetinden dolayı.
--Önce ekmekler bozuldu, çünkü buğdayın genetiği ile
oynandı. Bu buğdaydan yapılan ve yediğin ekmekler ile de, senin genetiğin ile
oynandı.
--Hem fiziki, sıhhi, hem de siyasi olarak.
--Çünkü sen bozulmalısın ki, bu ülkede, senin bir ilçen
kadar olan Katar, gelip senin bir İlin kadar toprağa, senin askeri korumanda
sahip olmalı.
--Çünkü sen uymalısın ki, gök yüzünde "aa yıldız
kaydı" muhabbeti içinde tepende sabahlayan yabancı uydular, senin yatak
odandan uygun yerinin fotoğrafını çeksin, bilgi toplasın.
--Bütün bunlar neden mi?
--Çok basit.
--SEN SİYASETİN BOZULMASINA.
--SEN SİYASİLERİN, SİYASİ NİTELİKSİZLEŞMESİNE
--ÇÜNKÜ SEN, KENDİ ÇIKARINA DEĞİL, bazı İŞBİRLİKÇİLERİN
ÇIKARINA ÇALIŞAN,
--bazı siyasileri seçip yolladın TBMM'ye.
--Sağın ile de solun ile de.
--Pazarda domates 5 ile 8 lira arası. hıyar da,
ucuzlamış.
--Aman yine neler yazdım ya.
--Dün sahilde bir Caffe'ye oturdum, çay içerken, gün
batımının tadını çıkartırken, denizden, tur tekneleri geliyordu.
--"İzmir’in dağlarında oturdum kaldım
Şehit olanları deftere yazdım
Öksüz yavruları bağrıma bastım
Kader böyle imiş ey garip ana
Kanım feda olsun güzel vatana" diyerek gözlerim
yaşardı.
--"İzmir’in dağlarında çiçekler açar
Altın güneş orda sırmalar saçar
Bozulmuş düşmanlar yel gibi kaçar
Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa
Adın yazılacak mücevher taşa" diyerek de umutlandım.
--Sen mi? Artık merak etmiyorum. Yine başka bir yanlış
seçim yapacağından hiç kuşkum yok artık.
--Ben mi, hala güneydeyim!..