Eğitim-İş’ten ÇEDES protokolü tepkisi

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), sosyal medyadan yaptığı yazılı açıklamayla ÇEDES protokolüne tepki gösterdi.
Eğitim-İş’ten ÇEDES protokolü tepkisi

İzmir ve Eskişehir’de İl Milli Eğitim Müdürlükleri ve İl Müftülükleri arasında imzalanan , “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” projesi kapsamında okullarda “manevi danışmanlık” hizmeti adı altında imam, müezzin ve Kuran kursu öğreticilerinin görevlendirilmesine Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), sosyal medyadan yaptığı yazılı açıklamayla tepki gösterdi.

Eğitim-İş’in açıklaması şu şekilde:

“ÇEDES protokolü hukuksuzdur: Çünkü Anayasa ile de Milli Eğitim Temel Kanunu ile de çelişmektedir. Anayasa’nın 42.Maddesi “Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz” derken, ÇEDES hem bir kanunla belirlenen bir uygulama olmadığı için hem de laik ve bilimsel eğitimle tezat olduğu için bu kesin hükümle çelişmektedir. Yine Anayasanın 128. Maddesi’ndeki “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” hükmü, bir alandaki kamu hizmetinin o alandaki kamu idaresi ve memurlarınca görülebileceğinin altını çizmektedir. Yani bu maddeye göre eğitim işi, ÇEDES’te yapıldığı üzere o işin uzmanı olan öğretmenlerden alınıp imamlara verilemez. Ayrıca Milli Eğitim Temel Kanunu “Eğitim ve öğretim hizmetinin, bu kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur” derken, Bakanlık ÇEDES ve benzeri protokollerle bu görev alanını devrederek, vakıfları kendi sorumluluk alanına dahil ederek kendi kanunu ile çelişmektedir. Ayrıca protokolün işleyişi de yeni hukuksuzluklara zemin hazırlayacak türdendir. Örneğin öğrencilerin ders sırasında sınıftan çıkarılması ya da almak zorunda oldukları bir ders yerine ders saatinde bu “eğitime” maruz kalmaları, Anayasal güvence altındaki eğitim haklarının gaspları anlamı taşıyacaktır.”

KAMER DURDU

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.