CHP’den Başakşehir’de Miting: “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi başladı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 23 Mart tarihinde tutuklanmasının ardından başlayan “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingleri, İstanbul’un dört bir yanında kitlesel katılımlarla devam ediyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Maltepe’de 2,2 milyon kişinin katıldığı büyük mitingde her Çarşamba İstanbul’un farklı bir ilçesinde halkla buluşacaklarını açıklamıştı.
Miting serisinin ilk durağı, kayyum atanan Şişli olurken, ikinci miting Beylikdüzü’nde on binlerce yurttaşın katılımıyla gerçekleşti. Bu haftaki adres ise AKP'nin İstanbul'daki güçlü kalelerinden biri olarak bilinen Başakşehir oldu.
Miting için binlerce yurttaş alanda toplanmaya başladı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, 43 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gönderdiği mektubu kamuoyuyla paylaştı.
İşte o mektup
"Kıymetli hemşehrilerim, yüreği demokrasi için atan yoldaşlarım. 19 Marttan bu yana bir araya geliyorsunuz. Bu buluşmalarınız benim için çok kıymetli. Çünkü bu meydanlarda adalet, haysiyet ve gelecek için hep birlikte ses veriyorsunuz. Bu meydanlar herkes için adil, özgür ve müreffeh bir ülke hayaline ses oluyor.
Yargı eliyle yapılan kumpaslara milletimizin gösterdiği yüksek irade o kadar değerli ki yarınlarımıza karşı kurulmak istenen bir tuzağa karşı dimdik duruyor, birlikte direniyoruz. Hep beraber ayağa kalktık. Çünkü biliyoruz ki adalet olmadan huzur, bereket olmaz. Adalet olmadan milyonların suyunuz riske atan şantiyeler kuruluyor. Bizim mücadelemiz ise bambaşka. Depreme dayanıklı, çocuklarımıza güvemle iade edeceğimiz bir İstanbul. Hiç merak etmeyin yapacağız. Bugün burada hep beraber haykırıyoruz. Sizin adaletsizliğine asla teslim olmayacağız."
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde toplanan on binlere hitap ediyor.
Özel'in açıklamaları şu şekilde:
"Bu akşam Başakşehir'de umudu, uyanışı, direnişi, adaletsizliğe isyanı görüyorum. Bu akşam Başakşehir'de 'Gecenin bu vaktinde bu ayazda miting mi olur' diyenlere 'Mitinge gelmedik, eyleme geldik' diyen on binleri görüyorum. Bu akşam İstanbul'un ulaşımı en zor noktalarından birinde İstanbul'un tam öte tarafında konutlardan uzak ancak rant projesi, Kanal İstanbul'a yakın olan bu büyük meydana gelenleri koşanları, yollarda ulaşamayan on binleri görüyorum. Hoş geldiniz.
Başakşehir olmaz dediler. Başakşehir'de kalabalık olmaz, kimse toplanmaz dediler. Orası AK Parti'nin kalesi dediler. Bunlar ne Başakşehir'i tanımamışlar, ne bizi tanımışlar. Artık orası onun kalesi, burası bunun kalesi yok. Artık KADIKÖY DE BİZİM, Başakşehir de bizim. Yozgat da bizim, Mersin de bizim. Haftasonu gidiyoruz, Mevlana'nın kenti Konya da hepimizin. And olsun ki artık o eski siyaset yok. Hiç kimsenin kalesi yok. Artık kaleler gönüllerce fethedilmiştir. Başakşehir, milletin kalesidir.
CHP'nin kaleleri de millete feda olsun, AK Parti'nin kalesi de bu güzel gönüllü insanlarca feth olunsun, omuz omuza olunsun. Bunun için çalışıyoruz. Bu meydanda sosyal demokratler, muhafazakar demoktratler, milliyetçi demokratlar, Kürt demokratlar, İstanbul'un bütün demokratları omuz omuza. Hepinize selam olsun, hepinize helal olsun.
Hepimiz bilelim ki 19 Mart'tan beri yapılanlar, ne sadece CHP'ye, ne sadece Ekrem Başkana. Yapılanlar Türkiye'deki siyaset kurumuna, dolaysıyla muhalefetiyle, iktidarıyla tüm siyasi partilere emek veren, gönül veren herkese, sandığa gitsin, gitmesin 'Bir gün sandık başına giderek değiştirebilirim' hissinde olan herkese, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti sandığa, milli iradeye yapılmış bir darbedir.
Bu darbeyi kılıfına uydurmak için bir kumpas dosyası hazırladılar. O ilk dalgada ilk olarak işi gizli tanıklara dayandırdılar. Öyle ya geçmişte İstanbul'un rantını kendi siyasetlerine sermaye edenler. İstanbul'dan yola çıkıp, tüm Türkiye'deki siyasetlerini, bu kente karşı kent suçlarından finanse edenler... İstanbul'u vaktiyle 'Biz bu şehre çok ihanet ettik' diye günü geldiğinde itiraf edenler, kişi kendinden bilir işi davasıyla bir başsavcıya 'Git bak elinle koymuş gibi bulacaksın' dediği bir iftira dosyasını teslim ettiler. Gizli tanıklarıyla birçok yalanla dolu bir dosya hazırladılar.
Ancak o gizli tanıklar, söylediği iddiaları bir tane somut delil desteklemeyince 3 ay anlattıkları MASAK raporu ortaya çıkıp, bir peçete torbası gibi tel tel dökülünce, bu sefer döndüler kendi yandaş müteahhitlerinden iftiracı yaratmaya çalıştılar. Onların da ne somut bir delili, ne gördüm demeleri mümkün değildir. Öyle duydum, muş, miş dediler, savcının işine gelecek bir somut şey söyleyemediler.
En sonunda çare içeride tuttukları arkadaşlarımızı tehdit etmekte, şantaj yapmakta, onları birbirlerine karşı yalancı şahit yapma gibi bir kötülüğe yeltendiler. İçerideki kadınlara avukatı olmadan 'Doktora götürüyoruz diye savcı ile bir odaya sokup, 'Dediğim gibi ifade ver, çocuğuna konuş, yoksa 10 yıl boyunca evladını göremezsin' dediler. Uzaktan bağlantı ile bağlanıp, '4 dakikan kaldı, dediğim gibi ifade vermezsen beni de evladını da unut' dediler. Bu şartlarda etkin pişmanlıktan yaralanacak insanların peşine düştüler ama onurlu, gururlu arkadaşlarımız karşısında bu kötüler avuçlarını yaladılar.
İSKİ Daire Başkanımıza Erdoğan döneminde İBB'ye girmiş, gelmişiz dememişiz ki AK Parti döneminde girmiş, liyakatli bir insan görevine devam ettirilmiş. Hatta terfi ettirilmiş. Kanal İstanbul çılgınlığı çıkınca kaçak yapılara göz açtırmayıp bunlara işlem başlatınca Erdoğan'ın kendi görevce başlattığı İSKİ Genel Müdrü Yardımcısı2na daire başkanına gözaltın yaptılar. Yine İSKİ'nin Genle Müdür, kendisinden yasaya aykırı ruhsat talep eden birine ruhsat vermediği için, hatta bunu Ankara'ya sorup, oradan da ruhsat verilemez belgesi verdiği için tehdit edildi. Devlete başvuruldu koruma alındı. Devletin tehditlerinden dolayı İSKİ Genel Müdürmüzü korumaya aldığı saldırganın ifadesiyle gözaltına aldılar.""
Ayrıntılar geliyor
Kaynak:Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.