Herkese kocaman bir Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) selamı ile,  "Meeerrrhaaabaaaaaaaa!..."

 

  Gittikçe öğreniyorum ben de, dostluğun uzun, lafın da kısasının muteber/iyi olduğunu.


  Başka zaman olsa, Cevat Şakir'in neden "Halikarnas Balıkçısı" olduğunu, yaşam öyküsünden kısa acılı kesitler, Bodrum öyküsü falan filan olurdu, ama yok. Ben de akıllanıyorum artık.

    Bazen konuşma aralarında geçince değinirim, hani göbekli, bir eli yağda bir eli balda olup, hanlarda, hamamlarda, saraylarda yaşamadım ama; biraz ailenin biraz da kendi çabam ve şansım sayesinde aç, açıkta kalmadığım gibi yokluk ve yoksulluk da çekmedim. Hayatı, adam gibi, yaşanması gerektiği gibi ve inandığım değerlerim ile yaşadım. Mutluyum

   Ha, bundan şikayetçi misin?

   Dünkü kafam ile bakarsam, hayırrrr. Hem de bin kere.

   Peki, bu günkü kafan ile. Hani bir halk ağzı vardır ya, böyle konularda söylenen, hem de "köpekler gibi pişmanım"

   İnsan yaşamında, Maslow amcanın İhtiyaçlar Hiyerarşisi Piramidi diye bir tablosu var.

    Onun en altında (Temelde) nefes alma, yeme, içme, uyuma, boşaltım gibi bedensel olayları, gereksinimleri sayabileceğimiz Fizyolojik ihtiyaçları sayabiliriz. Bunda bir sorunum var mı? Yok. Henüz yemem içmem yerinde ve geleni gideni tanıyorum.

    Sonra, Güvenlik İhtiyacı: Dış faktörlerden kaynaklı tehlikelerden korunma, bireysel güven, duygusal güven, finansal denge hali, iyilik, sağlık, kazadan, hastalıklardan uzak olma; ahlaklı ve güvenilir bir çevre gibi birçok alt başlıkları sayabiliriz. Bunda da bir sorun yok.

    Eee daha sonra, Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, sevgi, kabul görme, sosyal yaşam, aile, arkadaşlık günlük yaşamda sorun olabilecek şeyler de yok. Gençliğimde sevgililerim terk etmedi, kimse dışlamadı, hala da yakışıklı sayılırım. Sayenizde sosyal çevrem sayenizde fena sayılmaz.

    Zurnanın zırt dediği yerlerden, piramidin 4'üncü katı ise, Değer Verilme/Saygınlık İhtiyacı: saygı, öz saygı, özgüven, Statü, başarı, itibar, tanınma. Eh yani, o da fena sayılmaz. Dün "ağabey, bir derimiz var" var diyenler, başkan olunca büyük adam olsalar da, onların dışında, hatırını saydıklarımız ve hatırımızı sayanlar vardır.

   Bu piramidin en tuhaf yeri de burasıdır. Kendini Gerçekleştirme: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlama, yaratıcılık, ahlak, etik, önyargılı olmama, yaratıcılık, kişilikli olma tavır ve düşüncesi, gerçeklerden korkmamak, kendinle yüzleşme.

   İşte için en acılı tarafı burası. Sen bir yaşam boyu "adam gibi adam", insan gibi insan olmak için bir ömür harca ve Yaşar Kemal'in dediği gibi "O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip git"sinler, sen kal "Demirin tuncuna, insanın piçine." Şimdi bu bize reva mı?

   Evet ya, biz bir ömür her şey, insanlar, ülkem iyi güzel olsun  diye çalış çabala, sonunda da "Demirin tuncuna, insanın piçine" kal. "Asiye'nin suçu ne"ydi bilmem ama, Benim suçum ne?