“Öğrenciler imam hatiplere mahkûm!”

Eğitim İş Antalya Şube Yönetim
Kurulu tarafından yapılan açıklamada, “2022 yılında yapılan merkezi
sınava (LGS) 1 milyon 236 bin 308 öğrenci başvurmuş ve 1 milyon 031 bin 799’u
ise sınava girmiştir. İlk yerleştirme sonuçlarına göre sınavla öğrenci alan nitelikli
okullara 188 bin 875 öğrenci yerleşmiştir. Sınava giren öğrencilerin yüzde 18.31’i
yerleşmiştir” bilgisi verildi. “Öğrencilerin ilgi ve istekleri neden göz önüne
alınmamaktadır?” sorunu yönelten Eğitim
İş Antalya Şube Yönetim Kurulu LGS raporuyla ilgili şu bilgiler paylaştı:
“Bu durumun iki sonucu olmaktadır. Yeterli maddi olanakları olmayan öğrenciler
ya imam hatip ya da mesleki eğitime yönlendirilirken, maddi olanakları yeterli
olan ailelerin çocukları özel okulları tercih etmektedir. Bu piyasalaşma
toplumsal barışı tehdit eder hale gelmiştir. Başöğretmenimiz, ülkemizin
kurucusu Atatürk’ün ‘Eğitimde feda edilecek fert yoktur’ anlayışından paran
yoksa sürün anlayışına geçilmiştir.”
“MEB
ŞEFFAFLIK İLKESİNE UYMAMIŞTIR”
“Rapora göre; öğrencilerin en başarısız oldukları dersin
matematik olduğu görülüyor. Türkçe, yabancı dil ve fen bilimleri derslerinde de
öğrencilerin doğru cevap ortalamaları soru sayısının yarısı dahi olmamıştır. Sınavda
sorulan soruların ortalama güçlük, ayırt edicilik ve güvenirlik katsayılarında,
matematik testinin öğrencilere oldukça zor geldiği ifade edilebilir. Din
kültürü ve ahlak bilgisi soruları kolay gelmiş, diğer derslerin ise ortalama
güçlükte oldukları ifade edilebilir. Ortalama ayırt edicilikler 0.30’un
üzerindedir. Ancak kaç sorunun ayırt ediciliğinin 0.30’un altında olduğu
bilgisi verilmemiştir. MEB bu anlamda şeffaf ve hesap verebilirlik ilkelerine
uymamaktadır. Ayırt ediciliği düşük soruların testten çıkarılması daha doğrusu
öğrencilere zaten sorulmaması gerekirdi.”
“BOZUK
TERAZİ İLE ÖLÇÜM YAPILIYOR”
“Ayırt etmeyen soruların sorulduğunu testlerin güvenirlik
katsayılarından anlamak mümkündür. Performans ölçen testlerde güvenirlik
katsayısının 0.90 ve üzerinde olması beklenir. Ancak hiçbir testte 0.90’a
ulaşılamamıştır. Bu anlamda tüm öğrencilerden veriler elde edilmesine rağmen
testlerin güvenirliklerinin yeterli olmadıkları ifade edilebilir. Ölçme
araçlarında bulunması gereken üç özellik geçerlik, güvenirlik ve
kullanışlılıktır. Güvenirliği düşük bir testin geçerliği de yüksek olamaz. Buna
göre MEB geçerlik ve güvenirlik kanıtları elde edilmemiş testlerle
öğrencilerimizi değerlendirmektedir. Bu durumu bozuk bir terazi ile ölçüm
yapmaya benzetebiliriz. Geliştirilen testlerin farklı geçmişlerden gelen
öğrencilere eşit davranması beklenir. Ancak yabancı dil testi için verilen
dağılım büyük bir fırsat eşitsizliğini göstermektedir.”
“EŞİTSİZLİĞE
SON VERİLMELİ”
“Kademeler arası geçiş sınavlarında yabancı dil ile din
kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden soru sorulmaması gerektiğini belirtmek
gerekmektedir. Yabancı dil soruları sorularak iktidar piyasacı yönünü, din
kültürü ve ahlak bilgisi sorularını sorarak din istismarcısı yönünü ortaya
koymaktadır. Özel okullarda öğrenim gören öğrencilerle devlet okullarında
öğrenim gören öğrenciler iki farklı grup oluşturmuştur. Bu eşitsizliğe bir an
önce son verilmelidir.”
Haber
Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.