Mili Eğitim’in karnesini eğitimciler verdi

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Antalya Şubesi üyesi eğitimciler, 2020-2021 Eğitim-Öğretim yılında eğitimde yaşanan olumsuzluklara ilişkin ayrıntılı değerlendirme yaptılar
Mili Eğitim’in karnesini eğitimciler verdi

     Eğitim-Sen üyesi Antalyalı eğitim emekçileri, pandeminin damga vurduğu geçtiğimiz eğitim-öğretim dönemini değerlendirerek, eğitim otoritelerinin plansız, gerici ve piyasacı karakterli bir anlayışa sahip olduğunu ifade ettiler.

 

“MÜCADELEYE DEVAM”

    Basın açıklamasını Eğitim-Sen Antalya İl Sekreteri Güneş Adsız kamuoyuyla paylaştı. Adsız şu ifadeleri kullandı: “Neredeyse 5 yıla yakın bir süre haksız yere 686 nolu bir KHK ile bir gece yarısı işimden edilmiştim. Yaklaşık 5 yıldır öğrencilerimden uzaktım ama 5 yıldır Eğitim-Sen içerisinde mücadele ediyorum. Sevincim buruk çünkü bütün arkadaşlarımız iade edilmedi. İadesi olmayan birçok arkadaşımız var. İadesini bekleyen buradan arkadaşlarıma söz veriyorum son bir arkadaşımız kalmayıncaya dek mücadele içerisinde olmaya devam edeceğim” dedi.

 

“GEREKLİ ADIMLAR ATILMADI”

    Eğitim-Sen Antalya Şubesi adına yapılan basın açıklamasını okuyan Şube Sekreteri Güneş Adsız şu bilgileri aktardı: “2020-2021 eğitim öğretim yılında eğitim alanında yaşanan gelişmeler, MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek için gerekli adımları atmaktan geri durduğunu göstermiştir. Covid-19 pandemisinin gölgesinde başlayan 2020-2021 eğitim öğretim yılı 18 Haziran Cuma günü karnelerin dağıtılmasıyla sona erdi. Pandeminin başladığı Mart 2020’den bu yana, dünyanın pek çok ülkesinde sağlık ile birlikte eğitim sorunları öncelikli olarak ele alınmış ve öğrencilerin pandemi sürecinden en az etkilenmesi için tedbir arayışına girilmiştir. Türkiye’de tablete, bilgisayara, telefona erişemeyen milyonlarca çocuğun varlığı bu süreçte yaşanan en büyük eşitsizliği beraberinde getirmiştir.”

 

EŞİTSİZLİK DERİNLEŞTİ


    “Türkiye’de yıllardır temel bir sorun olan bölgeler, iller,  ilçeler, mahalleler hatta okullarda ve okul içindeki şubeler arasında yüz yüze eğitime erişimde bile hem nitelik hem de nicelik olarak ciddi farklılıklar olduğu bilinmektedir. Salgın süreci ile birlikte eğitimde var olan mevcut eşitsizlikler ve adaletsizlikler daha da derinleşmiştir.”

 



 UZAKTAN EĞİTİM, EĞİTİMCİYE ÇİLE OLDU

    “Pandeminin başlangıcından bu yana geçen sürede  iktidar alınması gereken tedbirler konusunda eğitim emekçilerinin ve eğitim bileşenlerinin talep ve önerilerine kulaklarını tıkamıştır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği İSİG Meclisi, pandemi süresince en az 157 öğretmen ve idari personelin yaşamını yitirdiğini açıklamıştır. Eğitim ve bilim emekçilerinin evdeki emek süreci ve karşılaştığı güçlükler hakkında bir çalışma yapmayan MEB, bu görünmezlik algısıyla öğretmenlere eğitim ve deneyimlerinin dışında kalan işler vermek gibi uygulamalara girişmiştir. Bu süreç esnek çalışma, kuralsız çalışmaya döndürülmüştür.

    Bu kayıp dönemin nasıl telafi edileceği ya da telafi edilip edilemeyeceği konusunda hiç de iç açıcı bir tablo bulunmamaktadır. Pandemi sürecini fırsat bilen bazı yerel yöneticiler ise eğitimi kendi ideolojik düşüncelerine göre şekillendirme yoluna gitmişlerdir. Yerelimizde yaşadığımız Finike İlçesinde imam eşlerinin usulsüz olarak köy okullarında öğretmen olarak görevlendirilmeleri bu tür gelişmelere örnektir. Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin ve laikliğin değil, gerici eğitim anlayışının referans alındığı bir eğitim sistemi dayatması ile karşı karşıyayız.”

 

Fadime Yiğit

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.