“BARINMA HAKTIR”

Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Nitelikli bir eğitim, demokratik kamusal, parasız, laik, cinsiyet eşitliğini gözeten bir eğitim olsun diyoruz. Türkiye genelinde şube başına öğrenci sayısı 22, aslında çok güzel bir rakam ama durum böyle değil. Antalya’nın yoksul insanlarının yaşadığı bir bölgeye gittiğimizde öğrenci sayısının 40-50 arasında olduğunu, Lise düzeyinde ise bu sayının daha da arttığını görüyoruz. Şube başına öğrenci sayısı 22 diyerek uluslararası alanda övündüğümüz durumun gerçek anlamda eğitimde karşılığının olmadığını görüyoruz” dedi.
“KABUL ETMİYORUZ”
Öğretmen ve Eğitim sendikalarına sorulmaksızın Şubat Ayında meslek kanununun çıkarıldığının hatırlatmasını yapan Genel Başkan Nejla Kurul, “Getirilen sistem maaş artışını sınava bağlıyor. Öğretmen öğretmendir. Bir ihtisas mesleğinden gelmiştir ve branşının uzmanıdır. Ben sınavdan geçiririm, yüksek puan alana maaş artışı yaparım denmesini kabul etmiyoruz. Öğretmenlerimize ve eğitim emekçilerine, insan onuruna yaraşır bir yaşam için yoksulluk sınırının üzerinde bir maaş artışı istiyoruz. Öğretmenler arasında hiyerarşi kabul edilemez. Öğretmenlik Meslek Kanunu mutlaka iptal edilmelidir. Eğitim sendikaları ile görüşmeler yaptık. Yetkili sendika ÖMK’yı desteklediği için görüşmedik. Türk-Eğitim Sen, Eğitim-İş, Hürriyetçi Eğitim Sen, Eğitimin Gücü Sendikası, Anadolu Eğitim Sen ve Özel Sektör Öğretmenleri sendikası ile görüşmeler yaptık. Öğretmen sendikası ‘yanınızdayız, birlikte mücadele edebiliriz’ dedi. Türkiye’ye sendikal mücadele ve sendikal hakları getiren Eğitim-Sen ve onun öncü kurumlarıdır. Türkiye’deki siyasetin kutuplaşması ve bir araya gelip konuşamama kültürünün sendikal alanda da yansımaları olduğunu gördük” ifadelerini kullandı.
“YURTLAR ÖĞRENCİLER İLE YÖNETİLMELİ “
Genel Başkan Nejla Kurul, üniversite öğrencilerinin barınma sorunu ve geçtiğimiz aylarda yaşanan yurtlardaki şüpheli ölümler sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
“Öğrencilerimizin intiharları bizim canımızı çok acıttı. Gencecik insanların yaşama yüzünü çevirmesi çok acı. Barınma sorunu çok ciddi bir sorun. Üniversite öğrencilerinin yaşadığı sorunları hangi, kurum izleyecek? Hangi kurum takip edecek? GSB bu işin müsebbibi. MEB ilgilenmiyor. Üniversite öğrencilerin derneklerini kendi örgütlenmeleri duyurabilir. Üniversitelerde, öğrencilerin üzerinde ciddi bir basınç var. 80 öncesi çok güçlü öğrenci dernekleri vardı. Avrupa’da öğrenci sendikaları öğretmen sendikaları ile birlikte mücadele sürdürüyor. İlk meselemiz gençlerin örgütlenmeleri, bir kurtarıcı beklemeden sorunlarını kamuoyuna anlatmaları. GSB yurt açsın diyoruz ama yurtları azalttığımızda tarikat ve cemaatler yurtlarına giriş artar. Bu bir yoksulluğu yönetme stratejisi. kamusal hizmet barınma hakkı bir haktır. Üniversiteler, GSB, MEB çok kolay biçimde örgütlenebilirler, bu süreçte yurtlar yapabilirler. Eğitim yatırımları yapabilirler. Ama bunu yapmak istiyorlar mı? Parasız bir yüksek öğrenim hakkı bağlamında yaşam maliyetlerini karşılayamayan öğrencilerimizin yeme içme, barınma ve ulaşım ihtiyaçlarının tamamlanması lazım ama şu an özelleştirmeci bir zihniyet bunları taşero ediyor. Yeniden toplumsallaşma kamusallaşmayı birlikte düşünmemiz lazım. Üniversite öğrencilerinin içinde yer almadığı yönetimlerde seçkinler istediğini yapıyor. Yurtların tamamı öğrenciler ile birlikte yönetilmeli. Üniversite öğrencilerinin birlikte mücadele örgütlemesi lazım buna da Eğitim-Sen her zaman güç ve destek verecektir”
Genel Başkan Kurul, Antalya’da okulları ziyaret edeceklerini ve öğretmenler ile fikir alışverişi yapacaklarını aktararak, açıklamasını sonlandırdı.
Arda KIR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.