81 ilin barolarının ortak açıklamasında belirtildiğine göre, son 9 yılda Türkiye genelinde çocukların c*nsel ist*smarına yönelik olaylar üç kat artmış durumda. Ancak, resmi verilere yansıyan bu vakaların dışında kalan ve güvenlik birimlerine ulaşmayan ist*smar vakalarının sayısının daha da fazla olduğu vurgulanıyor.

Önleyici Politikalar Neden Önemli?

Baroların açıklamasında, son günlerde yaşanan olaylara dikkat çekilerek, çocuklara yönelik ist*smarın önlenmesi için önleyici politikaların oluşturulması gerektiği vurgulanıyor. Özellikle, suçluların cezalandırılması ve çocukların korunmasının önemi üzerinde duruluyor.

Uluslararası İşbirliği ve Sözleşmelerin Rolü

Açıklamada, ulusal ve uluslararası düzeyde çocuk haklarını korumaya yönelik yapılan işbirliklerine dikkat çekiliyor. Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin önemi vurgulanarak, çocukların c*nsel ist*smarının önlenmesi için çaba gösterilmesi gerektiği belirtiliyor.

TBMM'ye Çağrı: Çocuk Hakları Komisyonu Kurulsun

Baroların çağrısında, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) seslenilerek, çocuk haklarını korumak adına kalıcı bir 'Çocuk Hakları Komisyonu' kurulması talep ediliyor. Ayrıca, yaşanan ist*smar olaylarının önlenmesi için tüm toplumsal kesimlere görev ve sorumluluklar düştüğü vurgulanıyor.

Barolardan Ortak Açıklama

81 il barolarından yapılan ortak açıklama şöyle: 

'Geçtiğimiz günlerde İstanbul'un Bağcılar ilçesinde su bayiliği yaptığı belirlenen M.Ş isimli şahsın işyerinde yıllarca tehdit ve işkence ile çok sayıda çocuğa c*nsel ist*smarda bulunduğuna dair bilgiler kamuoyuna yansımıştır. M.Ş. isimli şahsın 2009 yılında aynı suç kapsamında yargılandığı ve 'delil yetersizliği' nedeniyle beraat ettiği bilgisi de kamuoyuna yansımıştır.

Söz konusu haber kamuoyunda güncelliğini korurken, bu kez 20 Mart 2024 tarihinde Malatya konteyner kentte 7 yaşındaki bir çocuğa c*nsel ist*smarda bulunulduğu tespit edilmiş ve bu olayla ilgili olarak A.C isimli bir şahıs tutuklanmıştır. Yukarıda belirtmiş olduğumuz ist*smar olayları, yakın zamanda yaşanan olaylardan yalnızca iki tanesidir.

Çocuklara yönelik ist*smara konu olaylar kamuoyunda yankı oluştursa da bir süre sonra unutulmakta, yok sayılmaktadır. Halbuki çocuklara yönelik şiddet ve ist*smarın ortadan kaldırılması için suçluların cezalandırılması, önleyici politikalar oluşturulması, çocukların üstün yararı gözetilerek suç mağduru çocukların korunması oldukça önemlidir.

Son yıllarda çocuklara yönelik c*nsel ist*smar olaylarındaki artışın, TCK da yer alan cezaların caydırıcı olmadığını ve yaşanan vakaları ceza hukuku boyutuna indirgemenin yanlışlığını gösterdiğinin belirtildiği açıklamada ulusal ve uluslararası işbirliğine şöyle dikkat çekildi:

'Çocukların korunmasına yönelik Uluslararası Sözleşmelere 'Çocuk Haklarına Dair Sözleşme' ve 25.11.2010 tarih 6084 sayılı Kanun ile onaylanan 'Avrupa Konseyi Çocukların c*nsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi (Lanzarote Sözleşmesi)'ne Türkiye devleti de taraf devlet olarak imzacı olmuştur. Her iki sözleşmenin temel ortak ilkesi, çocukların yüksek yararının en üstün değer olarak kabul edilmesidir.

Avrupa Konseyi Çocukların c*nsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi; ceza hukuku anlamında ist*smar fiillerini derlemekle birlikte, cezai boyut dışında da çocuklara karşı c*nsel suistimal ve ist*smarı tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bütüncül bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Taraf devletlere; önleme, koruma, kovuşturma, ulusal ve uluslararası işbirliği yapma yükümlülüğü de getirmektedir. Sözleşmede; çocukların, özel sektörün, medyanın ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile çocukların c*nsel suistimali ve c*nsel ist*smarıyla mücadele konusuna toplumun tüm kesimleri ile katılımı hususuna özel önem verilmiştir. Bu bağlamda sözleşmeye taraf devletler; çocukların c*nsel suistimali ve c*nsel ist*smarıyla mücadeleye ilişkin devlet politikaları, programları veya diğer girişimlerin geliştirilmesine ve uygulanmasına, gelişme kapasitelerine uygun olarak çocukların katılmalarını teşvik etmekle yükümlü tutulmuştur. Taraf devlet statüsünde olduğumuz sözleşmenin tüm unsurları ile uygulanması gereği her geçen gün önemini artırmaktadır.

Bu bağlamda T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen 2023- 2028 Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planında Çocuğun c*nsel ist*smarına yönelik olarak 'Çocukların c*nsel Suistimal ve c*nsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ne yer verilmiş olmakla birlikte, eylem planında yer alan hükümlerin ivedilikle uygulanması, TBMM bünyesinde kurulan 'Çocuk İst*smarının Araştırılması Komisyonunun' kapsamının genişletilerek TBMM bünyesinde daimi 'Çocuk Hakları Komisyonu'nun' kurulması, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun Avrupa Konseyi Çocukların c*nsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesinin temel ilkeleri esas alınarak yeniden düzenlenmesi elzemdir.

Yaşanan çocuk ist*smarı olaylarının önlenmesi adına yerelden genele tüm idari ve adli teşkilat, sivil toplum kuruluşları, medya ve özel sektöre görev ve sorumluluklar verilmeli, 19 Kasım Dünya Çocuk İst*smarı Önleme Gününde farkındalık yaratmak adına toplumun her alanında özel etkinlikler düzenlenmelidir

Barolar olarak; başta TBMM olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları ile yargı organlarını, meslektaşlarımızı, sivil toplum kuruluşlarını, basın/medya kuruluşlarını, aileleri ve toplumun her kesimini çocuğa yönelik c*nsel ist*smarın karşısında durmaya, gerekli tüm önemlerin alınması için görev paylaşımı ve işbirliği yapmaya, yaşanan can yakıcı ist*smar olaylarına karşı farkındalık yaratmaya davet ediyor, çocuklara yönelik her türlü şiddet ve ist*smar olaylarının faillerine en ağır yaptırımların uygulanması gerektiğini vurgulayarak çocuklarımıza yönelik c*nsel ist*smar davalarının takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygılarımızla sunuyoruz.'

Kaynak: ANKA