Tıbbi Kenevir İçin Antalya Hekimlerinden Kritik Uyarı

Türkiye’de tıbbi kenevirden üretilen ürünlerin yalnızca eczanelerde satılacak. Antalya Hekimlerinden Kritik Uyarılar geldi.
Tıbbi Kenevir İçin Antalya Hekimlerinden Kritik Uyarı

Türkiye’de tıbbi kenevirden üretilen ürünlerin yalnızca eczanelerde, reçeteyle ve Sağlık Bakanlığı denetiminde satılmasına izin veren yasa kabul edildi. Antalya’dan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Güray Ünlü ve Psikiyatrist- Psikoterapist Uzm. Dr. Ayşe Günay Arıkan konuya ilişkin açıklama yaptı.

Sağlık Düzenlemesi Kabul Edildi

Türkiye, tıbbi kenevir ürünlerinin piyasaya sunulmasına olanak tanıyan yasayı yürürlüğe koydu. AK Partili milletvekillerinin imzasını taşıyan ve 29 maddeden oluşan "Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı KHK’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", TBMM Genel Kurulu’nda 21 Temmuz 2025’te kabul edildi.

Yalnızca Eczanelerde Satılacak

Yeni düzenlemeye göre, tıbbi kenevirden elde edilen beşeri tıbbi ürünler, özel tıbbi amaçlı gıdalar, sağlık destek ürünleri ve kişisel bakım ürünleri yalnızca eczanelerden temin edilebilecek.

“Yurtiçi Satış ve İhracat Yapabilecekler”

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Güray Ünlü, “Bu kanunla artık üretimde THC (tetrahidrokannabiol) olarak adlandırılan uyuşturucu imalatında kullanılan maddenin düşük seviyede olduğu kenevir çeşidinden, etken maddenin yüksek olduğu kenevir çeşidine bir değişim yaşanacak. Bunun yanında kenevir ürünlerinin Sağlık Bakanlığı kontrolünde hekimler tarafından reçete edilmesi ve eczanelerde satılabilmesi mümkün olacak. Son kanunla beraber tıbbi kenevirin artık ihracatının da hedeflendiği anlaşılıyor. TMO ile gerçek ve tüzel kişiler Sağlık Bakanlığı’ndan izin alarak yurtiçi satış ve ihracat yapabilecekler” ifadelerini aktardı.

Bakanlıklar Ortak Çalışacak

Sağlık Bakanlığı, ürünlerin üretim, işleme, ruhsatlandırma ve satış süreçlerini yönetecek. İçişleri Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın görüşleri doğrultusunda çıkarılacak yönetmelik ile uygulama esasları belirlenecek.

antalya-hekimlerinden-kritik-uyari1-2.jpg
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Güray Ünlü

“Uzun Sürede Olumsuz Etki Verebilir”

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Güray Ünlü konu hakkında açıklamada bulundu. Güray Ünlü, “Kenevirin tıbbi kullanımı hakkında birçok yayın olası olumlu etkilerinden bahsetse de yeterince çalışma yapılmadığı aktarılmaktadır. Bu makalelerde olumlu etkilerin yalnızca sınırlı kanıtlarla desteklendiği ve uzun süredeki olumsuz etkilerin daha ayrıntılı incelenmesi gerektiği yazıyor” ifadelerini kullandı.

“Çok Yakından Takip Edilmeli”

Ünlü, "Yetiştiricilik izni ve ekilecek arazi için aranan kriterlerin çok katı olması bu durumun suistimal potansiyelinin çok yüksek olduğu kabulünü de beraberinde getiriyor. Yetki süreci, yetki iptalleri, ekilen ürün denetimi, ekim yapılacak alanın yerleşim yerlerine uzaklığı, hasat sonrasında esrar elde edilememesi için yan dal, yaprak ve çiçek artıklarının imhası, il ve ilçe müdürlükleri ve kolluk görevlileri tarafından takip, teknik takip yapacak elemanların seçimi ve atanması, ürün nakliyesi, ihracat süreçleri gibi basamaklar çok yakın olarak takip edilmelidir” dedi.

“Sağlıkta Şiddeti Artırabilir”

Dr. Ünlü “Kannabinoid içeren ilaçların reçete edilmesi ve eczanelerde satılabilmesi zaten var olan sağlıkta şiddeti daha da arttıracak ve sağlık elemanlarını hedef haline getirecektir. Sağlık personeli ile bu ürünleri suistimal amaçlı isteyen kişiler karşılıklı getirilmemelidir. Ülkemiz pek çok ilaç hammaddesini yurtdışından temin etmekte ve pek çok ilaç yurtdışından getirilmektedir. Bu denli yüksek ilaç krizi varken ve hayati ilaçlarda dışa bağımlılık devam ediyorken, öncelikli olarak kenevir ve elde edilecek uyuşturucu nitelikli özüt düşünülmemelidir” ifade etti.

“En Fazla Yüzde 0,2 Olmalı”

Ünlü, “Endüstriyel tiplerde THC oranı çok düşüktür. Avrupa Birliği standartlarına göre en fazla yüzde 0,2 olması gerekmektedir. Endüstriyel kenevirin sap kısımları jeotekstil, bioplastik, kağıt, yapı malzemeleri, yakıt üretiminde kullanılırken, kenevir tohumu ise gıda ürünleri, hayvan yemi, biyoyakıt, vücut bakım ürünleri, boyalar, dizel yakıt, biyokütle, yağ üretimi, selülozik etanol üretiminde kullanılabiliyor. Endüstriyel olarak doğayla uyumlu, çevre kirliliği oranı az, üretim için çok uygun ve kullanışlı bir bitki” dedi.

“Suistimale Açık”

Dr. Ünlü, “Endüstriyel kenevir tohumu için dışa bağımlılığımız var, giderek kritikleşen bir bitki olmasından kaynaklı kendi milli ve yerli tohumumuzu üretmemiz gerekmektedir. Fakat kenevir, çok rahat hibritlenen bir bitki olmasından kaynaklı suistimale açıktır. Yüksek THC içeren türlerinin ülkemizde bulunmaması ama bunun yanında endüstriyel kenevirin de yaygınlaştırılması gerekmektedir. Ülkemiz terör ağıyla iç içe geçmiş uyuşturucu ağının tuzağındadır. Genç ve yetişkin nüfusta uyuşturucu kullanım oranı yüksektir. Bu ve benzer ürünlerin üretimi ve satışının yapılması ile yaygınlaşmasını şu anki konjonktürde sakıncalı buluyorum.” İfadelerini kullandı.

antalya-hekimlerinden-kritik-uyari1-1.jpg
Psikiyatrist- Psikoterapist Uzm. Dr. Ayşe Günay Arıkan

“Tedavi Edici Değil”

Psikiyatrist- Psikoterapist Uzm. Dr. Ayşe Günay Arıkan ise “3 Temmuz 2025’te TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda kabul edilen ve yasalaşmasının önü açılan kenevirin (kannabis) tıbbi alanlarda kullanımı ile ilgili tartışmalar devam ediyor. Bazı ülkelerde kronik ağrı, travma sonrası stres bozukluğu, Multipl Skleroz (MS), migren, kronik uyku bozuklukları gibi çeşitli hastalıklarda kenevir etken maddesi THC’nin düşük dozlarda reçete edildiği bilinmekle beraber, kenevirin yararlığı ve potansiyel yan etkileri ile ilgili bilimsel çalışmaların sayısı günümüzde halen kısıtlılığını korumakta. Kenevirin çok düşük dozlarda ve hekim kontrolünde reçete edildiği bu sınırlı sayıdaki vakalarda kenevirin tedavi edici değil semptom giderici kısa süreli ve sınırlı bir etkide bulunduğu göz ardı edilmemeli. Çoğu hastanın bu maddeyi günlük olarak, düzenli ve uzun süreli kullanımı gerektiğinden tıbbi amaçlı kullanılan kenevire bağlı bağımlılık gelişme riskinin normal popülasyona göre ortalama % 25 arttığı metaanaliz çalışmaları ile ortaya konmuştur” dedi.

“Henüz Yeterli Bilimsel Kanıt Yok”

Dr. Ayşe Günay Arıkan, “Kenevirin tıbbi alanlarda kullanımına yönelik yapılan bilimsel araştırmaların hemen tümünde vurgulanan ortak nokta; kenevirin yararlarına yönelik henüz yeterli bilimsel kanıtın mevcut olmadığı ve bu alanda daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç olduğu yönündedir. Ülkemizde bu konunun yasal bir zemine oturtulmaya çalışılması sonucunda şimdiden toplumda kenevir kullanımının potansiyel zararlı etkilerinin göz ardı edilmesi ve serbestçe kullanımının önünün açılması şeklinde bir ‘yanlış algıya’ sebebiyet verdiği görülmekte. Bu nedenle bağımlılık riski taşıyan bir maddeyle ile yanlış bir toplumsal algının yerleşmemesi için; kenevirin tıbbi kullanım alanları ve gerekliliklerinin, hangi dozlarda ve süreyle kullanılacağının deneyimli uzmanların yer aldığı bilim komisyonlarınca net ve katı protokollerle belirlenmesi ve komisyonun çalışmalarının meslek örgütleri ve kamuoyu ile şeffaf şekilde paylaşılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

“Denetim Konusunda Tereddütler Olabilir”

Dr. Ayşe Günay Arıkan, “Kötüye kullanım riski açısından uygulanacak tedavi protokollerinin sağlık bakanlığı tarafından sıkı bir izlem ve denetime tabi tutulması gerekliliği de göz ardı edilmemesi gereken önemli bir konu. Ülkemizde sağlık alanında yaşanan denetimsizlikler göz önüne alındığında tıbbi kenevir kullanımının denetiminin sağlanması konusundaki tereddütler doğal karşılanmalı ve bu konuda atılacak adımla bu hassasiyetler gözetilerek dikkatle değerlendirilmeli” şeklinde konuştu.

“Bilgilendirme Kampanyaları Doğru Yapılmalı”

Uzm. Dr. Ayşe Günay Arıkan, “Üzerinde durulması gereken çok önemli noktalardan biri de -Türk Tabipler Birliği ve Türkiye Psikiyatri Derneği’nin de vurguladığı üzere- tıbbi kullanımın keyfi kullanımdan farklarının mutlak şekilde vurgulanması ve bu alandaki yanlış anlaşılmaların ve suistimallerin önüne geçilebilmesi için topluma yönelik bilgilendirme kampanyalarının doğru şekilde yürütülmesi. Tıbbi tedavi amaçlı kullanımda dahi olası yan etkiler ve riskler hakkında açık bir şekilde bilgilendirme yapılması önem arz etmekte çünkü bu maddeyi kullanan kişiler çoğu zaman zararlı hakkında yeterli bilgiye sahip değiller” dedi.

“Erken Dönem Kullanıma Dikkat”

Uzm. Dr. Ayşe Günay Arıkan, “Δ9-Tetrahidrokannabinol (THC), kenevir bitkisinin başlıca psikoaktif bileşeni olup beyin ve sinir sistemi üzerinde doğrudan etki göstermektedir. Yüksek dozlarda ve uzun süreli THC maruziyeti beyin fonksiyonlarında bozulmalara yol açarak dikkat, bellek, konsantrasyon, öğrenme kapasitesinde azalma gibi bilişsel işlevlerde bozulmalara yol açabilir. Özellikle ergenlik dönemi gibi hayatın erken dönemlerinde kullanılmaya başlanması nöro-gelişimsel süreçleri olumsuz etkileyerek kalıcı hasarlara yol açabilmektedir. Diğer yandan psikoz, panik atak, depresyon gibi psikiyatrik hastalıkları tetikleyebilmekte ya da var olan semptomların derinleşmesine neden olmaktadır” şeklinde konuştu.

“Yoksunluk Belirtileri Ortaya Çıkabilir”

Uzm. Dr. Ayşe Günay Arıkan “Bağımlılık yaratan bir molekül olması nedeniyle anksiyete, huzursuzluk, uykusuzluk, öfke kontrol sorunları gibi yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Kenevire yani THC’ye kontrolsüz maruziyet sonucunda önemli nöro-psikiyatrik tablolar ortaya çıkabileceği, bu durumun toplum sağlığı ve sosyoekonomik sonuçları açısından hassasiyetle ele alınması gereken önemli bir konu olduğu unutulmamalı” İfadelerini kullandı.

Kaynak:Hatice Akkılıç

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.