Nefes Kredilerine Antalya'dan Tepki!

Nefes Kredisi hakkında değerlendirmelerde bulunan EKİPDER Başkanı Reşat Güney, krediye ulaşabilen firma sayısının yüzde 10’un bile altında olduğunu belirterek, “Sistem devletin SGK, vergi ve oda aidatlarını topladığı bir yapıya dönüştü” dedi.
Nefes Kredilerine Antalya'dan Tepki!

Antalya’da faaliyet gösteren Ekonomi İş Geliştirme ve Planlama Derneği (EKİPDER) Başkanı Reşat Güney, KOBİ’lere yönelik sunulan Nefes Kredisi’nin gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmadığını söyledi. Akdeniz Gerçek’e özel değerlendirmelerde bulunan Güney, sistemin kredi dağıtımından çok, devletin borç tahsilatı aracına dönüştüğünü ifade etti. Güney, “Sistem, vergi ve SGK borçlarının, oda aidatlarının tahsil edilebildiği bir yapıya dönüşmüş durumda. Yani kredi asıl amacından sapmış devlet alacaklarını tahsil etmek için bir araç hâline gelmiş. Özetle, başvuran her 50 firmadan ancak 5’i bu krediye ulaşabiliyor. Yani faydalanabilen oranı yüzde 10 civarında, hatta bazı değerlendirmelere göre yüzde 1’e kadar düşebiliyor” dedi.

Reşat Güney

“İhtiyacı Olan Şirketler Kredi Alamıyor”

Başkan Güney açıklamasında kredilerin asıl ihtiyacı olan şirketlere verilmediğini belirterek, “Şirketler kredi notlarına göre A, B ve C olmak üzere üç gruba ayrılır. En yüksek kredi notuna sahip olanlar A grubunda yer alırken, ardından B ve C grubu gelir. Nefes kredisi ise öncelikli olarak A grubu yani kredi notu yüksek firmalara verilmektedir. Ancak bu firmalar genellikle acil nakit ihtiyacı duymayan şirketlerdir. Asıl ihtiyacı olan B grubu firmalar son sıralarda yer alırken, C grubu firmalar neredeyse tamamen dışlanıyor” ifadelerini kullandı.

“50 Firmadan 1 Firma Kredi Alabiliyor”

Krediye başvurmak için şirketin SGK ve vergi borcunun olmaması gerektiğini aktaran Güney, “Şu anda kredi limitlerinin sınırlı olması nedeniyle birçok firma başvuruda bulunuyor. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir husus var: Bu kredi KGF (Kredi Garanti Fonu) teminatlı olduğu için firmaların vergi ve SGK borcunun olmaması gerekiyor. Yani şirketler başvurmadan önce, vergi ve sigorta borcu bulunmadığına dair belge almak zorunda. Bu belgeyi alabilmek içinse öncelikle tüm borçlarını ödemeleri gerekiyor. Ayrıca firmaların Ticaret ve Sanayi Odaları’ndan da belgeler alması gerekiyor ve bu belgeleri de alabilmek için oda aidat borçlarının kapatılması şart. Dolayısıyla sistem, vergi ve SGK borçlarının, oda aidatlarının tahsil edilebildiği bir yapıya dönüşmüş durumda. Yani kredi asıl amacından sapmış devlet alacaklarını tahsil etmek için bir araç hâline gelmiş. Özetle, başvuran her 50 firmadan ancak 5’i bu krediye ulaşabiliyor. Yani faydalanabilen oranı yüzde 10 civarında, hatta bazı değerlendirmelere göre yüzde 1’e kadar düşebiliyor.” dedi.

Enflasyonu Arttırıyor

Reşat Güney, A grubu firmaların krediyi işletme sermayesi yerine yatırım ya da kazanç elde etmek amacıyla kullandığını belirterek, “Bankalar bu nefes kredisini şu anda yaklaşık yüzde 38 faiz oranı ile kullandırıyor. A grubu firmalar, yani mali durumu güçlü olanlar, 2 ila 2,5 milyon TL’lik bu kredileri aldıklarında çoğunlukla işletme sermayesi için değil, bu parayı gayrimenkule, dövize, altına yönlendiriyorlar. Bu da kredi amacına uygun kullanılmadığı için, dolaylı yoldan enflasyonun artmasına ve döviz kurlarının yükselmesine sebep olabiliyor. Yüzde 38 ile kredi alıp 6 ay ödemesiz en kötü vadeye koysa yüzde 47 ile arada 7-8 puan gelir elde etmiş oluyor.” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.