Mehmet Tokan Engin Antalya’da Hayata Gözlerini Yumdu

Antalya’nın ilk çevre mühendislerinden ve Merzifon Vakfı’nın Genel Merkez binasının bağışçısı Mehmet Tokan Engin, Antalya’da hayatını kaybetti.
Mehmet Tokan Engin Antalya’da Hayata Gözlerini Yumdu

 Antalya’nın ilk çevre mühendislerinden ve Merzifon Vakfı’nın Genel Merkez binasının bağışçısı Mehmet Tokan Engin, Antalya’da hayatını kaybetti. Merhum Engin, doğduğu topraklar olan Merzifon’da son yolculuğuna uğurlanacak.

 Değerli Bağışçı Vefat Etti

 CHP Antalya belediye başkanı Seleaddin TONGUÇ döneminde belediye çevre sağlığı müdürlüğü yapan Mehmet Tokan Engin, Antalya’da yaşama veda etti. Prof. Dr. Hayri Engin’in oğlu olan Tokan Engin'in vefatı, sevenlerini ve hemşehrilerini derin bir üzüntüye boğdu.

Cenaze Programı Belli Oldu

Mehmet Tokan Engin’in cenazesi, Merzifon Vakfı Yönetimi tarafından sabah saat 07.20’de Merzifon Havalimanı’ndan karşılanacak. Buradan Kara Mustafa Paşa Devlet Hastanesi morguna götürülecek olan naaş, ardından baba ocağı olan Merzifon Vakfı Genel Merkez binasına getirilecek.

Baba Ocağında Anma Töreni Düzenlenecek

Saat 11.00'de Merzifon Vakfı Genel Merkez binasında yapılacak kısa anma töreninin ardından, merhumun naaşı Kara Mustafa Paşa Camii'ne götürülecek. Burada öğle namazına müteakip cenaze namazı kılınacak ve Tokan Engin, Merzifon ilçe mezarlığında bulunan aile kabristanlığına defnedilecek.

Tokan Engin'in Antalya'ya Katkıları

Selahattin Tonguç, Tokan Engin’in hayatı ve çalışmaları hakkında duygusal bir açıklama yaptı. Selahattin Tonguç Mehmet Tokan Engin'i şu cümlelerle anlattı: 

"Antalya’nın kasabadan uygar bir kente dönüşümünün mimarlarından biri aramızdan ayrıldı. Dün, çok sevdiğimiz Tokan’ımızı, Tokan Engin’i (1946-2025) yitirdik.
Sağlık, sadece hastalıkları tedavi etmek değil, insanların yaşadığı çevredeki hava, su ve toprağın temizliğini koruyarak, sağlıklı olma halini sürdürülebilir kılmak ve toplumsal refah ve huzuru çevre sağlığı çalışmalarıyla güvence altına almaktır.
Türkiye Cumhuriyeti 1930’larda Sağlık Bakanlığı bünyesinde sağlık mühendisi çalıştırmıştır. Fakat belediyelerimizde çevre sağlığı hizmetleri, başlangıçta genellikle Sağlık İşleri Müdürlüğü veya Temizlik İşleri Müdürlüğü gibi birimler altında yürütülmekteydi. Modern anlamda bağımsız Çevre Sağlığı Müdürlüğü veya Çevre Koruma Müdürlüğü yapılanmaları ise özellikle 1983'teki Çevre Kanunu'nun çıkmasının ardından oluşmaya başlamıştır.  (Örneğin İstanbul Belediyesi Çevre Koruma Müdürlüğü 1988'de kurulmuştur.) Bu konuda büyük bir istisna Tokan Engin gibi bir değeri 1978’den itibaren çeşitli çalışmalarla takip eden ve 1980’de bünyesine katacak olan Antalya Belediyesi’dir.
Tokan Engin, ABD’de Michigan State University’deki lisans ve yüksek lisans eğitiminin ardından 1972-1980 arasında Sağlık Bakanlığı Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde çalışmıştır. Onu Antalya’ya Antalya’yı ona tanıştıran ise TÜBİTAK’ın TAG 367 proje numaralı “Antalya Denizi Kıyı Sularının Dışkısal Kirlenme Yönünden Araştırılması” projesidir. 
ODTÜ’den Mikrobiyolog Doç. Dr. Abdülkadir Yücel yürütücülüğünde, Sağlık Yüksek Mühendisi Tokan Engin ve DSİ’den Jeoloji Mühendisi Nihat Coşkun’un yardımcılığında yürütülen proje, 1977-1980 arasında 3 yıl boyunca Antalya Körfezi’nde 150 kadar sabit istasyondan ölçümler alınması ve bu verilerin işlenerek yorumlanmasına dayanmaktaydı. 
Bizler Antalya Belediyesi olarak işte bu projeyle tanıdık Tokan Engin’i. Upuzun boyu, kalender duruşu, yorulmak bilmez hali, sorunlar karşısında sakin kalışı ve gülümsemesi hala aklımdadır. 
1978’de 2 kez Antalya Körfezi’ne gelen Kaptan Kusto’ya (Jacques Yves Cousteau) projeden söz ettiğimizde oldukça şaşırmıştı. Tokan Engin, Kaptan Kusto aracılığıyla Antalya yalıyarlarının (falez) mikrobiyolojisini araştırmak üzere gelen ve bunu bir yayına dönüştürecek olan Institut Océanographique de Paris’ten Madame A. M. Guelin’e de yardım etti. Tokan, 3-4 Mayıs 1979’da düzenlenen Antalya Kullanılmış Suların Uzaklaştırılması Sempozyumu’nun yürütücüsü oldu. 1980’in ilk aylarında Çevre Sağlığı Müdürlüğü kuruluncaya dek, aynı anda Sağlık Bakanlığı ve Antalya Belediyesi için yılmadan çalıştı. 
Tokan Engin gibi isimler aracılığıyla Antalya Belediyesi bir çok “ilk”e sahne oldu. O, geri dönüşüm, ses kirliliği, gürültü gibi o zamanlar pek kimselerin duymadığı laflar etti. Motorsiklet başta olmak üzere bir dizi ses kaynağından ses desibel ölçümleri yaptığında Antalyalılar ona ve dolayısıyla Antalya Belediyesi’nin çalışmalarına güldüler. Esnafın, “Bunların hiç işi gücü yok mu”yla başlayan cümleleri hala kulaklarımdadır. 
Yukarıda saydıklarım aynı zamanda Türkiye’de bir belediyede ilk kez kurulmakta olan Çevre Sağlığı Müdürlüğümüz’ün kuruluş çalışmaları sayılabilir.  Tokan Engin’in kurucu müdürlüğünde Antalya Belediyesi Çevre Sağlığı Müdürlüğü; çevre kirliliği kontrolü, atık yönetimi, su kalitesi kontrolü,  vektör mücadelesi, gıda güvenliği denetimleri ve işyeri denetimleri yaptı. Çevre konusunda eğitimler verdi.
Çöplerin pencereden sokağa fırlatıldığı bir memleketten bugünlere… Tokan Engin evsel atıkların toplanması, uzaklaştırılması ve bertarafını araştırmak için Japonya da dâhil olmak üzere bir dizi ülkeye gitti. Kaleiçi’ni fare yuvası olmaktan kurtardı. Et kesimhanelerini denetledi. Onları uygar mekânlara dönüştürmek için tüm yetkisini kullandı. Tehditlere kulak asmadı. Aldığı yetkiyle, cezai yaptırım uygularken kişinin ve kurumun unvanına bakmadı! Onu tanıyanlar ne kadar korkusuz olduğunu da anımsar. Tokan yılmadan, bıkmadan tüm bu pis işlerle uğraştı. 
Zaman geçtikçe Antalya’nın yer altı suları ve zerzemini hakkında ve Türkiye’nin kaynak suları hakkında en bilge ve danışılan isimlerden biri oldu. Tüm büyük su firmaları, onu danışma kurullarına alabilmek için yarıştılar. 
Onu, araştıran, uygulayan ve olumlu sonuç almadan durmayan; yaş aldıkça bilgeleşen duruşuyla anımsayacağız. Pek kimseler duymasa bilmese de Antalya’ya hizmet denince Tokan Engin ismi hep en üstlerde yer alacaktır. 
Antalya çok şanslı. Masmavi girilebilir bir denizi var. İçilebilir suyu var. Ve bunun için hiç yılmadan çalışan, didinen, zorlukları aşan ve "kutsalı insan" olan emekçileri var! 
Selahattin Tonguç
83 yaşında bir yurttaş."

Kaynak:Hatice Akkılıç

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.