Madımak Sanığına Af Kararına Antalya'dan Tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de 1 Ağustos 2025 tarihli yayımlanan kararla, 1993 yılında Madımak Oteli’nde 33 kişinin hayatını kaybettiği Sivas Katliamı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Adem Kozu’nun kalan cezası, “sürekli hastalık hali” gerekçesiyle kaldırılmıştı. Konuyla ilgili açıklama yapan Akdeniz Gerçek Gazetesi yazarı, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Disiplin Kurulu ve Döşemealtı Şube Başkanı Binali Efe verilen af kararının utanç taşıdığını belirterek, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğrudan imzasıyla affedilen ya da salıverilen bu kişiler, “dini hassasiyetler” adına insanları diri diri yakmışlardır. Bu kişilerin affı, gerici ve kinci zihniyetlere açık bir cesaret verilmesidir” ifadelerini kullandı.
Döşemealtı’nda Aşure Kazanı Dostluk İçin Kaynadı!
“Af İkinci Bir Utançtır”
Yapılanların utanç verdiğini belirten Efe, “Sivas Katliamı, yalnızca Alevilere değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin vicdanına karşı da işlenmiş ağır bir suçtur. O gün Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen 33 aydın, ozan, şair ve semah dönen canlar; bu ülkenin kültürüne, inancına ve toplumsal barışına ait nadide çiçeklerdi. Bugün ise ne yazık ki, bu katliamın sanıklarının affedilmesi, cezaevinden çıkarılması, zaman aşımı gibi kılıflarla korunması, sadece Alevi toplumuna değil, insanlığa karşı da ikinci bir utançtır” dedi.
“Affın İdeolojik Mesaj Taşıdığı Açıktır”
Affın mesaj taşıdığını ifade eden Binali Efe, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğrudan imzasıyla affedilen ya da salıverilen bu kişiler, “dini hassasiyetler” adına insanları diri diri yakmışlardır. Bu kişilerin affı, gerici ve kinci zihniyetlere açık bir cesaret verilmesidir. Alevilerin kapıları işaretlendiğinde, canlarına kastedildiğinde, toplumsal hafızamız yeniden o karanlık günlere dönmektedir. Cumhurbaşkanı’nın bu gerçekleri bilmemesi mümkün değildir. Tam tersine, bu affın siyasî ve ideolojik bir mesaj taşıdığı açıktır” şeklinde konuştu.
Yazarımız Binali Efe Kitabını İmzalıyor
“Bu Eşitsizlik Son Bulsun”
Alevilerin yaşadığı eşitsizliğin son bulması gerektiğini vurgulayan Binali Efe, “Bu ülkede hâlâ Alevilik “bir kültürdür” denilerek inanç olarak kabul edilmemekte, Cemevleri ibadethane sayılmamakta, Alevi çocuklara zorla din dersi dayatılmakta, camiler Alevi köylerine cebren inşa edilmekte, devlet kadrolarına alınırken mülakat bahanesiyle Aleviler elenmektedir. Kültür Bakanlığı’nda Alevilere dair tüm kararlar, Alevi toplumunun rızası alınmadan yürütülmektedir. Bu, halkın kendi inancını yaşama hakkının gaspıdır. Bir yanda “Alevi açılımı” adı altında projeler konuşulurken, diğer yanda Şam’da Alevileri katleden Ahmet Colani gibi radikal unsurların desteklenmesi, Alevi toplumunda derin bir kırgınlık yaratmıştır. Evet, devletin stratejik hamleleri olabilir; ancak bu tür desteklerin, Alevi yurttaşların güvenliğini ve geleceğe dair umutlarını sarsmaması gerekir. Eğer bu ülkede barış ve kardeşlik gerçekten isteniyorsa, Alevilerin vatandaşlık hakları tam anlamıyla tanınmalı, bu eşitsizlik derhal son bulmalıdır” şeklinde konuştu.
“Devlet Tüm Yurttaşlara Eşit Olmalıdır”
Madımak Oteli’nin utanç müzesi haline getirilmesini talep eden Efe, “Taleplerimiz Net ve Meşrudur: Cemevleri, resmî ibadethane olarak tanınmalıdır. Sivas Madımak Oteli, “Utanç Müzesi” olarak düzenlenmeli ve tüm katliamın belgeleriyle halka açık hâle getirilmelidir. Zorunlu din dersi uygulaması kaldırılmalı, her yurttaşa kendi inancına göre eğitim alma hakkı tanınmalıdır. Mülakat sistemi kaldırılmalı, devlet kadrolarında liyakat esas alınmalıdır. Alevilik, bir inanç olarak anayasal güvence altına alınmalıdır. Kültür Bakanlığı’ndaki Alevi Daire Başkanlığı gibi kurullar, Alevi örgütlerinin görüşü ve onayı alınarak yapılandırılmalıdır. Devlet, tüm yurttaşlarına eşit mesafede durmalı, hiçbir tarikat veya cemaatin etkisi altında karar almamalıdır” şeklinde konuştu.
“Tek Adam Rejimiyle Değil, Hukuk ve Parlamento Yoluyla”
Binali Efe açıklamasının sonunda, “Bu taleplerin karşılanması, ancak demokratik, laik ve hukuk temelli bir cumhuriyet anlayışıyla mümkündür. Tek adam rejimi altında, özellikle Aleviler söz konusu olduğunda, gerici gruplara göz kırpılarak yapılan tercihler artık gizlenemeyecek boyuttadır. Cumhuriyetin asli yurttaşları olarak Alevilerin barış, eşitlik ve özgürlük taleplerini görmezden gelen her karar, yalnız Alevilere değil, bu ülkenin geleceğine zarar verir. Unutulmamalıdır ki, Sivas’ta yakılanlar sadece insanlar değil; vicdan, adalet ve ortak yaşam umuduydu. Eğer gerçekten bir gelecek kurmak istiyorsak, önce geçmişle yüzleşmeyi, sonra da eşit yurttaşlık temelinde yeniden inşa etmeyi başarmalıyız.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.