JMO Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı uyardı: “Musluğu Kapatmakla Bu İş Çözülmez”

Antalya başta olmak üzere Türkiye genelinde barajların kritik seviyelere gerilemesiyle birlikte yaşanan su krizine dikkat çeken Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, "Su krizi artık kapımızda değil, evimizin içine kadar girmiş durumda" dedi

Barajlardaki doluluk oranlarının hızla azaldığını belirten JMO Şube Başkanı Karancı, Antalya Havzası ve Burdur Göller Bölgesi’nden örneklerle tabloyu ortaya koydu. “Resmî rakamlar ortada. Korkuteli Barajı’nın doluluk oranı 2010’da %34,8’di. 2020’ye geldiğimizde bu oran %3,8’e kadar düştü. Bugün %30’un altında ve sezon sonunda %15’e kadar düşmesi bekleniyor” ifadelerini kullandı.

“Sorunun Kaynağı Plansızlık ve Kötü Yönetim”

Başkan Karancı, su krizinin nedeninin kuraklıkla sınırlı olmadığını açıkça dile getirdi. Karancı “Bu noktaya bir gecede gelmedik. Bu kriz; yıllardır süren yanlış planlamaların, kontrolsüz su tüketiminin ve eski sulama alışkanlıklarında ısrarın sonucudur. Yer altı suları sorumsuzca kullanıldı, barajlar izlenmeden tüketildi. Şimdi faturası hepimize kesiliyor” dedi.
Karancı, özellikle Antalya’nın tarım bölgelerinde üreticilerin suya erişmekte zorlandığını, bunun sadece çiftçiyi değil tüm toplumu etkilediğini belirtti.
Başkan Karancı “Korkuteli ve Elmalı ovalarında çiftçi su bulamıyor. Bu, yalnızca bir tarım meselesi değil; gıda güvenliğimiz, kırsal kalkınmamız ve yaşam kalitemiz bu krizden doğrudan etkileniyor” diye konuştu.

“Bireysel Tasarruf Yetmez”

Karancı, kamuoyuna yapılan “musluğu kapatın” çağrılarını hatırlatarak, su krizinin bireysel tedbirlerle önlenemeyeceğini vurgulayarak “Tabii ki çocuklarımıza diş fırçalarken musluğu kapatmayı öğretelim. Ama açık söylemek lazım: Sadece musluğu kısmakla bu kriz çözülmez. Sorunun temeline inmek, sistemi değiştirmek zorundayız” dedi.

“Üç Adım Şart”

Başkan Karancı, çözüm için üç temel adımı şöyle sıraladı:

• Bütünleşik Havza Yönetimi: “Tüm su kaynakları, barajlar, göletler, kuyular bir bütün olarak, planlı ve koordineli biçimde yönetilmeli.”
• Verimli Sulama Sistemleri: “Yeni nesil sulama teknikleri yaygınlaştırılmalı. Suyu israf eden geleneksel yöntemler artık terk edilmeli.”
• Bilim Temelli Su Politikası: “Yer altı ve yer üstü sular bilimsel verilere dayalı, şeffaf ve sürdürülebilir bir sistemle kontrol altına alınmalı.”

“Gelecek Suyla Yazılacak”

Açıklamasının sonunda Antalya özelinde uyarılarını yineleyen Karancı, su yönetiminin önemine bir kez daha dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı
“Unutmayalım ki Antalya’da hem tarımın hem de turizmin geleceği, suyun doğru yönetimine bağlıdır. Bugünü kurtarırken gözümüzü kaparsak, yarını tamamen kaybedebiliriz”