İMO Antalya’dan Yıkımların Yargı Süreçleri İrdelenmeli Çağrısı

Kahramanmaraş depremi sonrası yıkım yaşanan binalarda inşaat mühendislerinin günah keçisi ilan edilmemesi gerektiği ve tüm adımların irdelenmesi gerektiğini ifade eden İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, büyük ölçekli yıkımlarda yalnızca projelendirmenin değil; zemin, uygulama, denetim, planlama, imar afları gibi pek çok etkenin olduğunu, yargı süreçlerinde ise tüm sorumluluğun mühendislere yüklenmemesi gerektiğini ifade etti.
İMO Antalya’dan Yıkımların Yargı Süreçleri İrdelenmeli Çağrısı

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, 11 ili etkileyen 6 Şubat depremlerinde yıkılan binalarla ilgili inşaat mühendislerinin günah keçisi ilan edilmemeleri gerektiğini, dava konusu olan yıkımların detaylı şekilde irdelenmesi gerektiğini ifade etti. Başkan Akdoğan, İnşaat mühendisinin usulüne uygun şekilde çizdiği projenin, müteahhit tarafından usulüne uygun yapılmadığı, binaların yıllar boyu denetimsiz ve kontrolsüz kaldığı, bina sahiplerinin binalarını kontrol ettirmediği için yıkım yaşanabildiğini ve yıkım sonrası bu gibi durumlar tespit edilemediğinden tüm suçu mimar ve mühendislerin üzerine kalabildiğini ifade etti. Başkan Akdoğan, bu tespitlerin detaylı şekilde yapılması gerektiğini ve tüm adımların tek tek irdelenmesinin doğru olacağını belirtti.

İmo Antalya’dan Yıkımların Yargı Süreçleri İrdelenmeli Çağrısı 4

“Hukuk Devleti Tehdit Edilmekte”

Başkan Mehmet Soner Akdoğan, “Bu ölçekte bir depremin yol açtığı yıkımda yalnızca projelendirme değil; zemin koşulları, uygulama kalitesi, denetim zaafları, kentsel planlama eksiklikleri, imar afları, kamu denetiminin çöküşü ve karar alıcıların ihmali gibi birçok faktör birlikte etkili olmuşken, devam eden yargı süreçlerinde, tüm sorumluluk meslektaşlarımız olan inşaat mühendislerine yüklenmekte, meslektaşlarımız 21 yıla varan akıl almaz cezalarla mahkûm edilerek, adeta sistemin çöküşünün sembolü olarak cezalandırılmaktadır. Ne yazık ki yargılamalarda, mahkemeye sunulan, konunun uzmanı olan akademisyenlerin ve bağımsız bilirkişilerin alternatif teknik görüşleri dikkate alınmayarak, eksik, teknik açıdan yetersiz ve zaman zaman hatalı bilirkişi raporlarına dayanılarak meslektaşlarımız hakkında ağır hapis cezaları verilmesi, hukuki güvenliği ve bilimsel doğruluğu tamamen ortadan kaldırmakta olup yargılama sürecini tek taraflı ve cezaya odaklı bir yapıya çevirerek sadece meslektaşlarımızı değil, hukuk devletini doğrudan tehdit etmektedir” dedi.

“Cezalar Hukuken ve Vicdanen Kabul Edilemez”

Başkan Akdoğan, “İnşaat mühendisleri bu ülkenin altyapısını kurmuş, sanayisini yükseltmiş, barajlarını, yollarını, köprülerini inşa etmiştir. Bugün ağır cezalara çarptırılan meslektaşlarımızın büyük çoğunluğu; mesleğinde onlarca yıllık tecrübeye sahip, herhangi bir kastı veya kusuru bulunmayan, mesleklerinin gereklerini özenle yerine getirmiş, hiçbir suç kaydı bulunmayan, tertemiz, toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket etmiş, kişilerdir. Unutulmamalıdır ki, bugün yaşadığımız sorunlar; mühendislik hizmetlerinden değil, bu hizmetlerin denetimsizliğinden, ranta dayalı inşaat sisteminden ve ihmalkâr uygulayıcılardan kaynaklanmaktadır. Bu çağrımız yalnızca adalet için değil, gelecekte ayakta kalabilecek kentler yaratmak için yapılmaktadır. Verilen ağır cezaların sonucu sadece bireylerin değil, ülkemizin teknik kapasitesinin çöküşü demektir. Bu cezalar ne hukuken ne vicdanen kabul edilebilir” ifadelerini kullandı.

“Yarınlar Enkaz Olmasın”

Başkan Akdoğan, “6 Şubat depreminin büyüklüğü ve çok aktörlü doğası göz önüne alınmadan verilen orantısız ve ağır cezaların iptalini, yargılamalarda, her bir paydaşın kusuru ölçüsünde ve bilimsel bilirkişilik temelinde değerlendirilmesini, denetim ve karar mekanizmalarının da yargı önüne çıkarılmasını, mesleğini iyi niyetle ve ülke yararına icra etmiş inşaat mühendislerinin hedef gösterilmemesini, hukuksuz cezaların istinaf ve temyiz süreçlerinde derhal düzeltilmesini, talep ediyoruz. Bu sadece bir meslek örgütünün değil, toplumsal vicdanın ve adaletin çağrısıdır. İnşaat mühendisleri bu ülkenin düşmanı değil, üretici gücüdür, bugün susarsak, yarın hep birlikte enkaz altında kalırız” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.