CHP Antalya Teşkilatından Sert Açıklama: "Cumhuriyet Değerleri Hedef Alınıyor"

CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı başkanlığında gerçekleştirilen ilçe başkanları toplantısının ardından dikkat çekici bir yazılı açıklama yapıldı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 19 ilçe başkanının da imzasını taşıyan açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu değerlerinin tehdit altında olduğu ve yargı eliyle siyasetin baskı altına alınmaya çalışıldığı vurgulandı.

“Tarihsel Bir Kırılmanın Eşiğindeyiz”

Açıklamada, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en kritik dönemlerinden birinden geçtiği belirtilerek, "Kurucu değerlerimiz hiç olmadığı kadar baskı altındadır" ifadesi kullanıldı. CHP, ülkenin laik ve demokratik yapısının, din ve mezhep temelli bir yönetim anlayışıyla dönüştürülmek istendiğini savundu.

Yargı Yoluyla Siyasi Baskı İddiası

CHP'li belediye başkanlarının sistematik bir şekilde yargı kıskacına alındığını belirten ilçe başkanları, somut deliller olmadan, itirafçılara ve iftiralara dayalı dosyalarla tutuklamaların yapıldığını öne sürdü. Açıklamada, "Bu uygulamalar sadece belediye başkanlarımızı değil, halkın iradesini hedef almaktadır" denildi.

“CHP, Kurucu Değerlere Sahip Çıkmaya Devam Edecek”

Açıklamada, CHP’nin yalnızca bir siyasi parti değil, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olduğuna dikkat çekildi. Parti liderliği ve belediye başkanları etrafında kenetlendikleri mesajını veren ilçe başkanları, "Bu yargı darbesine asla boyun eğmeyeceğiz" dedi.

İmamoğlu ve Özel’e Tam Destek

Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve Genel Başkan Özgür Özel’e tam destek verdiklerini açıklayan CHP Antalya teşkilatı, "Bu ülkenin geleceği baskıyla değil demokrasiyle şekillenecek" ifadeleriyle demokrasi vurgusu yaptı.

“Sonuna Kadar Mücadele Edeceğiz”

Açıklamanın sonunda, "Bu yıkım projesine karşı, biz Antalya İl Başkanı ve 19 ilçe başkanı olarak Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında sonuna kadar mücadele edeceğiz" denilerek, parti içinde birlik ve direniş mesajı verildi.

İşte yapılan açıklamanın tam metni şu şekilde:

"BASINA VE KAMUOYUNA
Ülke olarak Cumhuriyet tarihimizin en kritik dönemlerinden birinden geçiyoruz. Yüz yaşını devirmiş Türkiye Cumhuriyeti; kurucu değerlerinden, laik ve demokratik hukuk devleti ilkesinden her geçen gün daha fazla uzaklaştırılmakta, tarihsel bir kırılmanın eşiğine sürüklenmektedir.
Ulus devlet; ortak yurttaşlık bağıyla bir araya gelen halkların, egemenliklerini tek çatı altında topladığı ve demokratik hukukla yönetilen yapılardır. Türkiye Cumhuriyeti de bu anlayışla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde emperyalizme karşı verilen eşsiz bir mücadelenin sonucunda doğmuş; temellerini halk egemenliği, laiklik ve hukukun üstünlüğü üzerine kurmuştur. Bugün ise bu temeller, Cumhur İttifakı eliyle, Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında adım adım yıkılmak istenmektedir.
Kurucu değerlerimiz hiç olmadığı kadar baskı altındadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, sosyal ve demokratik yapısı; din ve mezhep temelli bir ümmet anlayışıyla tasfiye edilmek istenmekte, halk egemenliği yerine biat kültürü dayatılmaktadır.
Asırlık çınar Cumhuriyet Halk Partisi, bu devletin kurucu partisidir. Sadece bir siyasi parti değil; Türkiye’nin bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinin simgesi, ulus devletin en büyük güvencesidir. Kurucu değerleri tartışmaya açan herkes karşısında Türkiye’nin birinci partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ni bulacaktır.
Bugün CHP’li belediyeler; şeffaflık, liyakat ve sosyal belediyecilik anlayışıyla halkın hayatına dokunan hizmetler üretirken, tam da bu başarılarından ötürü sistematik bir yargı kuşatmasıyla hedef alınmaktadır. Seçimle göreve gelmiş belediye başkanlarımız; hiçbir somut delile dayanmayan, itirafçıların beyanlarına ve iftiracılara yaslanan dosyalarla tutuklanmakta, hukuksuz bir şekilde cezaevine gönderilmektedir. Türkiye Fetö dönemini andıran bir yargı pratiğiyle karşı karşıyadır. Bu uygulamalar yalnızca belediye başkanlarımızı değil, doğrudan halkın iradesini hedef almaktadır. CHP’ye yönelik baskılar sadece bir kuruma değil; halkın oyuna, milletin egemenlik hakkına yapılmış saldırılardır.
İktidar, kaybettiği meşruiyeti yargı sopasıyla telafi etmeye çalışırken; ülkeyi her geçen gün hukuk devletinden daha da uzaklaştırmaktadır. Bu operasyonlar, iktidarın korkusunun ve çaresizliğinin açık göstergesidir.
Unutulmasın ki; CHP bugün Türkiye’nin birinci partisidir! Bu baskı rejimine, bu yargı darbesine asla boyun eğmeyeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, kurucu değerlerimize, halkın iradesine ve demokrasiye sonuna kadar sahip çıkacağız. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in liderliğinde; Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun, ve hukuksuz bir şekilde tutuklanan tüm belediye başkanlarımızın arkasında dimdik duracağız.
Bu ülkenin geleceği baskıyla değil demokrasiyle, korkuyla değil halkın ortak iradesiyle şekillenecektir. Türkiye Cumhuriyetinin Atatürk ilkeleri ve devrimlerinden aldığımız güçle savunmaya devam edeceğiz.
Bu yıkım projesine karşı, biz Antalya İl başkanı ve 19 ilçe başkanı olarak Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında sonuna kadar mücadele edeceğiz."