AYNA’dan 30. Yıla Özel Albüm Müjdesi: 30 Yeni Şarkı!

1996 yılında kurulan AYNA grubu, Türk müzik sahnesine âdeta bir meltem rüzgârı gibi girdi. Kendine özgü müzikal tarzıyla yıllar boyu dinleyicilerine eşsiz bir deneyim sunan AYNA, çıkış yaptıkları albümleri ‘Gittiğin Yağmurla Gel’ den bu yana çizgilerini korumayı başardı.
Koca bir neslin kalbini kazanmış olan AYNA grubu; unutulmaz sahne performansları ve şarkılarıyla gönlümüzde taht kurmaya devam ediyor. Ceylan, Akdeniz, Ölünce Sevemezsem Seni, Gittiğin Yağmurla Gel, Sen Unutma Beni, Anlatmalıymış Meğer, Çayımın Şekeri, Tırtıl, Bostancı Durağı, Kiziroğlu, Güller Açtı, Fesleğen, Leyla, Severek Ayrılanlar… AYNA’nın 29 yıllık serüvenlerinde gönüllere taht kurmuş şarkılarından sadece birkaçı.
AYNA gurubunun kurucusu ve solisti Erhan Güleryüz; kendilerini bir albüm grubu olarak değil, konser grubu olarak tanımlıyor. Kurulduğu günden bu yana peşini hiç bırakmayan sadık bir dinleyici kitlesine sahip olan AYNA’nın konserleri hala tıklım tıklım dolu ve konserlerde gerek yeni gerek yıllar öncesine ait parçalar hep bir ağızdan söylenmeye devam ediyor. Karşınızda AYNA grubunun geçmişi ve bugünü ve yarına dair hedefleri…
"Ayna Bizim İçin Bir Okul"
Uzun yıllardır sahnede olan ve Akdeniz şarkılarının sesi AYNA grubunun başarısını anlatan Erhan Güleryüz, “Seneye 30 yıl olacak… Sadece Türkiye’de değil dünya da grup olmak çok zor. Samimi yapılan her türlü sanat kalıcı olur. Bizim hayalimiz zaten hep yaptığımız bestelerin, sahnede çaldığımız şarkıların anonimleşecek kadar, yüzyıllar sonra da söylenir hale gelecek kadar kalıcı olmasını gönlümüzden geçiyor, o çok zor bir şey elbette ama 30 yılı neredeyse devirdik. AYNA olarak sahne gurubu olarak yıllardır devam ediyoruz, samimiyetle sahnedeyiz belki o yüzden bugün hala bu karşılığı alıyoruz. Ama asıl AYNA’nın bunu başarmasında yegâne faktör okul oluşu. AYNA bizim için bir okul. Öğrencilik hayatım bu okulda devam ediyor. Biter mi öğrencilik? Bitmez, her gün her turne yeni insanlarla yeni birileriyle tanışıyorsunuz her gün bir şeyler öğreniyorsunuz böyle öğrenerek yavaş yavaş emeklemeye başladık, belki biraz yürüyoruz ama daha koşmaya başlamadık” dedi.
“Bu Samimiyet Bizi Çok Mutlu Ediyor”
Çıkardığı albümlerde çektikleri kliplerde her zaman toplumda müthiş bir karşılık gören AYNA’nın bu özelliğini ‘samimiyet’ kavramına bağlayan Güleryüz; “Ülkemiz, Anadolu kültürü çok büyük bir hazine. Dolayısıyla yaptığımız müzik formu evrensel nitelikler taşıyor ama Anadolu'da filizlenmiş, kökü Anadolu'dan çıkan bir form. Samimiyetle de birleşince karşılık buluyor yıllardır dinleyicimizden. AYNA grubunu bilenler vardır, sevenler vardır. AYNA bir albüm ya da popüler bir gurup da değildir. AYNA bir konser grubudur. Tabii ki albümler de yaptık, daha da yapacağız ama biz konserde toplumla bir arada şarkı söylemeyi seviyoruz. Konserlerimizde hep beraber şarkı söyleyebilecekleri bir atmosfer doğuyor. Bu samimiyet bizi çok mutlu ediyor” diye konuştu.
“Umarım Şarkılarımız Umut ve Sevgi Vesilesi Olmuştur”
Sanatçı, sanatçı duruşu, hayran, şöhret gibi kavramlara da çok mesafeli olan Erhan Güleryüz, bu konuyla ilgili de çok özel ve kıymetli açıklamalarda bulundu:
“Hayranlık geçicidir, sevgi ise daha kalıcıdır. Ayrıca ben bir sanatçı falan da değilim. Tarih 50 yılda bir tanımlanabiliyor, ben 30 yıl evvel de söylemiştim şimdi de aynı şeyi söylüyorum. Tanıdığım bir tane; asker, devlet adamı, bilim adamı, öğretmen, eğitimci, bir isim var o da Mustafa Kemal Atatürk’tür. Onun dışında ülkemizde de sanatçı olarak nitelendirebileceğim, dünya sanat tarihine değerler bırakmış; büyük Türk bestekârı Itrî, İsmâil Dede Efendi, Hacı Arif Bey ve en yakın zamana da Aşık Veysel’i sayabilirim. Yani benim için sanatçı dünya tarihine kalıcı eserler bırakmış olmalı. Nasıl ben kendimi ‘ben sanatçıyım’ deyip onların yanına koyabilirim ki. Sanat çok önemli bir şey, toplumların ihtiyaç duyduğu çok önemli bir yapıştırıcıdır. Müzik de böyledir. Ben de naçizane bu samimiyette müzik yapıyorum. Umarım ürettiğiniz şarkılar, sahnede yaptığımızı müzik ya da albümlerde yaptığımız kayıtlar ülkemiz insanlarına bir umut vesilesi olmuştur. Sevgi vesilesi olmuştur, umarım en azından müziğimizi yaparken bir hata yapmamışızdır.”
“Akdeniz ya da Antalya Olmasa AYNA Diye Bir Şey Olmazdı”
Antalya konserinin çok coşkulu ve kalabalık geçmesi hakkında çok özel açıklamalarda bulunan Güleryüz, Akdeniz’in ve Antalya’nın hem kendisinde hem de AYNA gurubunda çok özel yeri olduğunu belirtti. Güleryüz, “Antalya seyircisi her zamanki gibi yine şahaneydi. Antalya evimiz gibi. Belki bu 200. konserimiz Antalya’da. Yine çok kalabalık ve coşkulu bir kitle bizi yalnız bırakmadı. Bu konuda çok şanslıyız. Akdeniz, Antalya çok önemli ve değerli benim ve AYNA grubumuz için. Akdeniz büyük şehirlerden, bıkan insanların sığındıkları ana kucağı gibidir. Ben de ilk “Ben kaçıyorum Akdeniz’e’ dediğimde yaşım 15 falandı. Sonrada üniversite için İzmir… Sonrasında da ne zaman canım sıkılsa İstanbul’da hep buraya kaçtım Antalya’ya, Alanya’ya, Kaş’a… O yüzden çok önemli benim için Akdeniz. Akdeniz ya da Antalya olmasa AYNA diye bir şey olmazdı herhalde. Çünkü denizi seviyoruz ve sıcakkanlı insanlarız. Bütün Türkiye AYNA aslında” ifadelerini kullandı.
“Umarım Bizi Yıllar Sonra Bile Unutmazlar”
Antalya’daki konserinde; Barış Manço, Cem Karaca, Edip Akbayram, Ahmet Kaya, Ferdi Tayfur, MFÖ gibi çok değerli isimlerin şarkılarını da seslendiren Erhan Güleryüz, kendilerinin geldiği noktada bu isimlerin çok önemli olduğunu ve çok şanslı bir kuşak olduklarını belirtiyor. Güleryüz, “Biz taze bir grubuz, müzik tarihi değerlendirebilecek bir durumda değiliz ama çok şanslıyız. Bizim öğretmenlerimiz çok iyiydi, özeldi, değerliydi. Bugün çoğunu kaybettik ben o isimlere dair sahnede yüzlerce şarkı okuyabilirim. Bu anlamda çok güzel bir ülkeyiz, Anadolu kültürü çok verimli bir coğrafya bütün dünya tarihini değiştirebilecek nitelikte bir hazine. Umarım biz onları nasıl unutmadıysak, onların şarkılarını söylediysek birileri de belki bizi unutmaz. Belki yüz yıl sonra bizim de herhangi bir şarkımızı söylerler hatta sahibini bilmeden türküleşmiş olarak anonimleşmiş olarak, umarım…” şeklinde konuştu.
“Sessizliği Severim”
AYNA’nın müziğini, üretim aşamalarını, üretimden kayıtlara olan yolculuğunu Güleryüz yine kendine has tavrıyla anlatıyor:
“AYNA’yı belli bir forma sokmak istemiyorum, belli bir forma sokmak istemem. Biz müzik yapmak istiyoruz ve onu yapıyoruz. Aslında ‘sessizlik’ benim için çok değerli ve önemli bir kavram. Ama sessizliği bozmaya değecek bir şey olduğunda bozulması güzeldir. Ama dediğim gibi değecek bir şey olması lazım. Dolayısıyla söyleyecek bir sözünüz olduğunda ya da paylaşacak bir hikâyeniz bir yerde monologdan çoğaltıp diyaloğa ürününüz şarkınız varsa paylaşıyorsunuz, bizim yaptığınız da AYNA olarak bu aslında.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.