Antalya’dan Akademik Uyarı: Fenomenleri Arkadaş Gibi Görmek, Cüzdanı Boşaltıyor

Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Seçil Deren Van Het Hof, sosyal medya fenomenlerine duyulan bağlılığın kullanıcıları sorgulamadan alışveriş yapmaya ittiğini belirtti.
Antalya’dan Akademik Uyarı: Fenomenleri Arkadaş Gibi Görmek, Cüzdanı Boşaltıyor

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seçil Deren Van Het Hof, fenomenlere bağlanmışlık ile internetten plansız satın alma davranışı arasındaki ilişkiyi değerlendirdi: “Onları arkadaşımız gibi algıladıkça, verdikleri tavsiyelerin bir pazarlama stratejisi olduğunu göz ardı ediyoruz."

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi dergisinde, 'Fenomenlere Bağlanmışlık ile İnternetten Plansız Satın Alma Davranışı İlişkisi' başlıklı makale yayınlandı. Sosyal medya fenomenlerine duyulan bağlılığın, internetten plansız alışveriş davranışını artırdığı ortaya konulan çalışmayı değerlendiren İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seçil Deren Van Het Hof, fenomenlerle kurulan tek taraflı bağın, kullanıcıları sorgulamadan satın almaya yönlendirdiğini belirtti. Bu etkileşimin 'parasosyal ilişki' olarak tanımlandığını belirten Van Het Hof duyguların ticarileştirildiğine işaret etti.

Antalya’dan Akademik Uyarı Fenomenleri Arkadaş Gibi Görmek, Cüzdanı Boşaltıyor 2

"Onları Arkadaşımız Gibi Görüyoruz Ama..."

Prof. Dr. Van Het Hof, sosyal medya fenomenleriyle kurulan tek taraflı bağın, kullanıcıları farkında olmadan satın almaya yönlendirdiğini belirtti.

Prof. Dr. Van Het Hof şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu etkileşim bir yanılsama. Biz onları arkadaşımız gibi görüyoruz, ama onlar bizi tanımıyor bile. Bu da tavsiyelerini sorgulamadan kabul etmemize neden oluyor. Bu kişilerle kurduğumuz parasosyal etkileşim, tam olarak bu etkinin bir taklidini yaratıyor. Onları arkadaşımız gibi algıladığımızda, verdikleri tavsiyelerin bir pazarlama stratejisinin parçası olduğunu göz ardı ediyoruz ve bu önerileri daha ciddiye alıyoruz."

Antalya’dan Akademik Uyarı Fenomenleri Arkadaş Gibi Görmek, Cüzdanı Boşaltıyor 3

"Yaşam tarzlarına Ulaşabileceğimize İnanıyoruz"

Durumun sadece tek boyutlu olmadığına değinen Prof. Dr. Van Het Hof, “O kişinin beğendiği, arzuladığı ürünü biz de arzulamaya başlıyoruz. Beğenilme duygusunu, ürün aracılığıyla kendimize transfer etmeye çalışıyoruz. Bu, arzu transferine dönüşüyor. Çok ünlü bir kişiyle kişisel benzerlik kurmak zordur, o kişi zaten ulaşılmaz bir konumdadır. Ancak mikro ünlüler, bize benzeyen kişiler. Onların kullandığı ürünleri kullanarak ya da önerilerini dikkate alarak, onların yaşam tarzına ulaşabileceğimize inanıyoruz" dedi.

"Mikro Ünlülük, Tüketiciyle Bağ Kurmayı Kolaylaştırıyor"

Prof. Dr. Van Het Hof, mikro ünlülüğü Benedict Anderson'un 'hayali cemaatler' kavramına benzeterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu topluluğun üyeleri birbirini tanımıyor olabilir ama yine de ortak bir kimlik etrafında birleşiyorlar. Gerçekte birbirini tanımayan bireylerin ortak değerler ve semboller üzerinden aidiyet duygusu geliştirmesi gibi, burada da takip edilen kişiyi ortak nokta yaparak bir topluluk hissi yaratılıyor. O topluluğun bir parçası olmak için o ürünleri satın alıyoruz. Influencer'ın samimi görünmesi, canlı yayın sırasında içten bir dil kullanması dahi kendini takipçilerine benzettiği anlamına geliyor. Bunların hiçbiri gerçek olmayabilir. Tümü ticarileştirilmiş birer meta haline gelmiş durumda."

Kaynak:DHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.