Antalya'da İntih*r Eden Kadının Eşi Beraat Etti! Aile İtiraz Edecek

Olay, 14 Şubat 2025 sabahı Antalya’nın Aksu ilçesi Altıntaş Mahallesi’nde meydana geldi. 26 yaşındaki Düriye Çiğdem K., evinde tüfekle vurulmuş halde ölü bulundu. Eşi Hüsamettin K., sabah eve geldiğinde eşinin cansız bedeniyle karşılaştığını belirterek 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, genç kadının hayatını kaybettiğini tespit etti. Evde, el yazısıyla yazıldığı değerlendirilen ve intihar izlenimi veren bir mektup bulundu.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Hüsamettin K.’nin “eşe karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması istendi. Mektup üzerinde sanığın parmak izine rastlanırken, el yazısının ise maktuleye ait olduğu kriminal raporla belirlendi.
23 Haziran’da Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada savcılık, sanığın suçu işlediğine dair şüpheden uzak, kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat mütalaası sundu. Mahkeme heyeti, Hüsamettin K.’nin beraatine ve tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliyesine karar verdi.
“Kızım İntihar Edecek Biri Değildi”
Duruşmanın ardından konuşan anne Dudu Karacan, kızının hayat dolu bir insan olduğunu belirterek intihar ihtimaline inanmadığını dile getirdi. Karacan, “Beş buçuk aylık evliydi benim kızım. Bu arada ne yaşadı, neyi yaşadı? Benim kızım hayat dolu bir insandı. Ufak tefek şeylerden kendini mutlu eden bir insandı. Evliliği ölüm için mi seçti? Beş buçuk ayda ne yaşadı? İnsan, evliliği yaparken, beş buçuk ay sonra ‘annem babam gelsin cenazemi alsın' mı der?” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Olay gününü anlatan Karacan, “14 Şubat sabahı eşim iş yerine gittiğinde bir arkadaşından telefon geliyor. ‘Kızınız, damadınız kavga etmiş çok büyük bir şekilde. Gelir misiniz?' diyor. Eşim beni aradı, ‘Kızı arar mısın' dedi. Aradım, telefon açılmadı. En sonunda biri çıktı telefona, gelmemiz gerektiğini söyledi. Eşim geldi, kızımızı da aldık, beraber gittik. Gittiğimizde jandarma, olay yeri inceleme, ambulans herkes oradaydı. Bizden 10 dakika sonra savcı geldi. Olay bitmiş, benim kızım bitmiş.” ifadelerini kullandı.
“Kızım Yaşamayı Seven Biriydi”
Kızının kişiliğini anlatan anne Karacan, “Kızım hayvanları seven, insanları seven, çocukları seven, yaşam dolu bir insandı. Arkadaş çevresine de sorabilirsiniz. Böyle kişiliğe sahip değildi. Bu beş buçuk ayda ne yaşadıysa bu noktaya nasıl geldiyse araştırılsın istiyorum” dedi.
“Mahkemeye Umutla Gittik, Hayal Kırıklığıyla Döndük”
Baba Ekrem Karacan ise yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı: “Mahkemeye büyük ümitlerle gitmiştik. Çok kısa süren bir mahkeme tek celsede bitti. Bize ‘şikayetçi misiniz' diye sordular. ‘Şikayetçiyiz' dedik”
Olay günü yaşadıklarını aktaran baba Karacan, “14 Şubat sabahı işe gitmiştim. Sual etme işi yapıyorum. Saat 9-10 civarı bir arkadaşım arayıp kızımla damadımın kavga ettiğini söyledi. Sesi pek iç açıcı değildi. ‘Bana gerçekleri söyle, ne oldu?' dedim. ‘Gel' deyip kapattı. Eşim, küçük kızım, üçümüz birlikte gittik. Jandarma orayı sarmıştı. Bizi içeri bile almadılar. Jandarmayla konuşurken kızımın öldüğünü söylediler. ‘Başınız sağ olsun' dediler. Biz zaten orada bittik” dedi.
Karacan, “Bir kızım kaldı geriye. Gözüm gibi bakıyorum. Ama ne yapalım? Çok büyük acılar yaşadık. Allah düşmanıma bile yaşatmasın. Kimseye yaşatmasın. Ağlamakta gözümüzde yaş kalmadı. Ben toprağa girinceye kadar bu işin peşini bırakmayacağım” ifadelerini kullandı.
İstinaf Başvuru Yapıldı
Mağdur ailenin avukatı Erdem Ateş, beraat kararının istinafa taşındığını belirtti. Ateş, “ddianame, kadına ve eşe yönelik kasten öldürme nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet sistemiyle açıldı. Savcı beraat mütalaası verdi. Biz yazılı savunmamız için süre istedik ancak reddedilerek beraat kararı verildi” dedi.
Dosyanın ciddiyetine dikkat çeken Ateş, “Acele bir karar olduğunu değerlendiriyoruz. Bölge adliye mahkemesinden bir sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Çünkü gerçekten çok ciddi, içerikleri yoğun bir dosya” şeklinde konuştu.
“Bu Sadece Bir Dosya Değil”
Adalet arayışlarının sadece Çiğdem için olmadığını vurgulayan Ateş, “Adli tıp profesörleri ve ağır ceza alanında çalışan hocalarımızla birlikte cevap dilekçemizi hazırlıyoruz. Çiğdem geri gelmeyecek ama en azından bu sadece bu dosya değil, tüm kadınlar için de önemli bir süreç” dedi.
Kaynak:İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.