Antalya'da Düden Çayı Kirleticileri Belirlendi

Antalya’nın en önemli su kaynaklarından Düden Çayı’ndaki kirliliğin önlenmesi için kurulan Düden Çayı Bilim Kurulu’nun raporuna göre; atık su deşarjı, evsel katı atıklar, sanayi ve tarımsal atıklar, zeytinyağı fabrikaları, sanayi bölgeleri, kapalı açık tarım alanları, hayvancılık tesisleri, vahşi çöp döküm alanları, atık su bağlantısı olmayan yerleşim yerleri, mermer, taş ocakları, geri dönüşüm işletmeleri, hurdacılar sitesi potansiyel kirleticiler olarak belirlenirken toplantıya katılanların, suyu kirleten ve çok fazla su tüketimi yapan AKSA Antalya Doğalgaz Termik Santrali'nden bahsetmemesi dikkat çekti.
Antalya Valisi Hulusi Şahin, bütün suların temiz tutulması gerektiğini belirterek, “En şüpheli kirletici hangisiyse onu tespit edip, bertaraf etmeliyiz” dedi.
Antalya İl Koordinasyon Kurulu'nun 2. Toplantısı Antalya Valisi Hulusi Şahin başkanlığında, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Koordinasyon kurulu toplantısının ardından son olarak, 15 Ocak 2021 tarihindeki koku ve köpüklü kirlilikle gündeme gelen Düden Çayı tartışıldı. Kamuoyunda gündem oluşturan bu kirliliğin ardından kent genelinde kirliliğin sebebini bulmak için çalışmalar yapıldı. Antalya Valisi Hulusi Şahin’in girişimleriyle 19 kişiden oluşan Düden Çayı Bilim Kurulu kuruldu. Bu kurulca hazırlanan, kirlilik nedenleri ve çözüm önerileri rapor halinde, Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Bülent Topkaya tarafından sunuldu.
Sunumunu görsellerle zenginleştiren Topkaya, Düden Çayı ile ilgili tüm verileri, kurulların Düden Çayı kirlilik raporlarını, akademik çalışmalarını topladıklarını bunun yanında, arazi çalışmaları yaptıklarını kaydetti.
Antalya’nın karstik bir alanın üzerine kurulu olduğunu dile getiren Topkaya, karstik alanın kırıklardan oluştuğunu ve buna bağlı çok sayıda düden olduğunu ifade etti.
"Karstik Yapı Antalya'nın Hayatını Kurtardı"
Karstik yapının Antalya’nın hayatını kurtardığını anlatan Topkaya, “1990’lı yıllara kadar Antalya’da kanalizasyon yoktu. Herkesin evinde foseptikler vardı. Yeraltına verilirdi. Bu sistem yıllarca Antalya’yı çalıştırdı. Şimdilerde bu olay Düden Çayı’nın kirliliğini artırıcı bir tehdit olarak diğer yüzünü gösteriyor.” diye konuştu.
"Kestel Düdeni, Kırkgöz'ü Besliyor"
Burdur Bucak’taki Kestel düdeninin oldukça önemli olduğuna değinen Topkaya,“ Ovanın suyunu düdene katılıyor ve Kırkgözleri besliyor. Döşemealtı Aşağıoba düdeni suların yeraltına geçişini sağlıyor. Düden Çayı’nın kaynağı Kırkgözler. Buradan iki kol çıkıyor, doğuya yüzeyden giden su var. Bıyıklı düdeninden yeraltına gidiyor. Organize sanayi bölgesinin kuzeyinde çok sayıda düden var ve Kömürcüler düden sahası olarak biliniyor. Antalya-Burdur karayolunun karşısında Aşağıoba düdeni var. Karain Havaalanının yakınında. Bu sahada yüzlerce düden var. Kırkgözlerden akan yeraltı suyu yüzeye çıktığı yerde ikiye ayrılıyor, birisi Bıyıklı düdenine gidiyor. Diğeri güneye Kepez santralinden geçtikten sonra Varsak Düdenine karışıp Düdenbaşı’nda birleşiyor. Düdenbaşı Düden Çayı’nın başladığı yer. Birisi yeraltından diğeri yerüstünde birleşip Düden Çayı’nı oluşturuyor. Düden Çayı iki şelale arasındaki kısımdır. Ama kaynağı daha yukarıda.” ifadelerine yer verdi.
"83 Saat Sonra Şelaleden Boya Aktı"
Bıyıklı düdeninden verilen bir boyanın 83 saat sonra Düdenbaşı’ndan çıktığını aktaran Topkaya,“Duraliler su kaynağından boya çıkmıyor. Bıyıklı düdeni ile Düdenbaşı doğrudan ilişkili. Düden Çayı’ndaki kirlilik 15 Ocak 2021 tarihinde bir koku ve köpükle uyandık. 4 ay kadar sonra bilim kurulundaki Prof.Dr. Mehmet Gökoğlu, Düden Şelalesi’nin altına yaptığı dalışta kirliliği belirledi.” dedi.
"28 Yıllık Bir Çalışmadan Veriler"
Düden Çayı ile ilgili yapılan kirlik araştırmalarından bilgiler veren Topkaya, “1995 yılında Kırkgözler kaynakları ile kent arasında kalan bölgelerdeki yoğun tarımsal ve endüstriyel gelişme, üst havza ile ilişkisi olan kaynakları hızla kirletebilecek olup, Antalya kenti ve yakın çevresinin temel su kaynağında geri dönülmesi mümkün olamayacak kirlenme sorunu yaratabilecek niteliktedir. Düden Çayını besleyen yeraltı su kaynaklarının yeraltında ortalama kalma süresinin 100 yıl mertebesinde olduğu belirlenmiştir. Yeraltı haznesi çok büyük olduğundan, suyun niteliğinde, özellikle kimyasal maddeler (tarımsal ilaçlar, ağır metaller vs.) nedeni ile oluşacak değişimin fark edilmesi çok yavaş ve geç olabilecek, dolayısıyla bozulan niteliğin yeniden düzeltilmesi mümkün olamayabilecek olup giderilemez sakıncalar ortaya çıkabilecektir. Antalya’nın karst su kaynaklarının özellikleri dikkate alınmadan, acil ekonomik gelişme ihtiyacı baskısı altında, yaygın tarımsal, kentsel ve endüstriyel kullanımlara yer verilmesine devam edilmesi kaynak sularının nitelik ve niceliğini önemli ölçüde değiştirecek etkide bulunacaktır. 2002’deki araştırmada Düden Çayı Akdeniz'e önemli miktarda besin maddesi, katı madde ve koliform bakteri taşımaktadır. 2005 verieri Düden Çayı ile kıyı bölgesine büyük oranda koliform bakteri taşındığı belirlenmiştir. Kanalizasyon sistemi olmayan küçük yerleşim yerleri yeraltı sularını tehdit etmekte, düden sahalarını kirletmekte, karayolları etrafında bulunan düdenler aracılığı ile yeraltı sularının, tehlikeli maddelerin taşımacılığı sırasında oluşabilecek kazalardan etkilenme riskinin çok yüksektir. 2019’daki çalışmada, ağır metal kirliliği araştırılmıştır. Varsak Kanalı: Yeni Sanayi – Düdenbaşı güzergahında su kalitesi “kötü” olarak sınıflandırılmıştır. Düdenbaşı-Şelale: Hurdacılar sitesi ile şelale arasında su kalitesi, ağırlıklı olarak “çok kötü” olarak sınıflandırılmıştır.” bilgilerini paylaştı.
"Su Kalitesi Olumsuz Etkileniyor"
2023 yılındaki çalışmadan da paylaşım yapan Bülent Topkaya, Su Kalite İndeks modellerine göre Düden Çayı su kalitesinin genellikle "kötü" sınıfta yer aldığı ve havzadaki noktasal ve yayılı kirletici kaynakların su kalitesini olumsuz etkilediğinin tespit edildiğini kaydetti.
Aşağıoba düdenini ve çevresinin mutlak koruma bölgesi olduğunun altını çizen Topkaya, bu sahanın vahşi bir moloz döküm alanına dönüştüğünü bildirdi.
"Düden Çayı Üzerindeki Baskılar"
Düden Çayı üzerinde çok ciddi baskılar olduğuna vurgu yapan Topkaya, ”Traverten plato üzerinde, kent merkezini oluşturan merkez ilçelerin tamamı, tüm sanayi tesisleri ve sanayi bölgeleri, tarım alanları, geri dönüşüm tesisleri, vahşi çöp döküm alanları, kanalizasyona bağlı olmayan yerleşim ve üretim tesisleri yer alıyor. Nüfus artışı, iklim değişikliği, kaynaklara ulaşımda rekabette var.” ifadelerini kullandı.
"Potansiyel Kirleticiler"
Düden Çayı’nı kirletici potansiyel kaynaklardan bahseden Topkaya, “Yeraltına atık su deşarjı, evsel katı atıklar, sanayi atıkları ve tarımsal atıklar, zeytinyağı fabrikaları, sanayi bölgeleri, kapalı açık tarım alanları, hayvancılık tesisleri, vahşi çöp döküm alanları, atık su bağlantısı olmayan yerleşim yerleri, mermer, taş ocakları, atık bertaraf ve geri dönüşüm işletmeleri. Varsak sanayi sitesi, çay oluştuktan sonra denize akarken hurdacılar sitesi var. Bunlar potansiyel kirleticiler. En altta Düdenbaşı Şelalesi var. Varsak Düdeni – Düdenbaşı arasındaki kentleşmenin mesafesi yaklaşık 3 kilometre. Bu mesafede saydığımız her şey var. Bunu kontrol etmek çok zor. Kirleticiyi bulmak ve temizlemek işin teknik tarafıdır.” ifadelerine yer verdi.
"Çözüm Önerileri"
Düden Çayı’nın korunmasını sağlayacak çözüm önerilerini açıklayan Topkaya, “Antalya il sınırları içerisinde kalan traverten plato üzerindeki su ve diğer doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına yönelik kurumlar arası iş birliklerinin il düzeyinde inşası ve sürdürülmesi yönünde somut adımlar atılması büyük önem taşıyor. Bir yandan iklim değişikliğinin sıcaklık ve yağışta neden olacağı anomaliler, diğer yandan sürekli artacak nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması ve plato üzerindeki sektörel ihtiyaçlardaki artışlar göz önüne alındığında, havzanın bütününe yönelik çalışma yapılarak strateji geliştirilmesi hayati önem taşıyor. Düdenleri önce koruyalım, kirlilik izleme sisteminin kurulması ve Düden Çayı ekosisteminin korunması olarak belirlendi.” dedi.
"Atık Dökülmemeli"
Çalışma planı önerisi kapsamında acil alınması gereken önlemleri aktaran Topkaya, Düden sahalarında vahşi şekilde depolanmış olan tüm atıkların kaldırılması tekrarının önlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
0-6 ay arasındaki kısa vadeli önlemleri açıklayan Topkaya, “Kurumlar arasındaki iş birliğinin oluşturulması, sorumlu kurumun belirlenmesi / oluşturulması, farklı kurumlar tarafından yapılan izlemelerde üretilen verilerin tek kaynakta birleştirilmesi, havzadaki kirletici veri tabanının hazırlanması, su kalite analizlerinin yapılacağı kurumun belirlenmesi, izleme programının yapılması, ilk pasif örnekleyicilerin yerleştirilmesi, düden sahalarının incelenmesi, aktif düdenlerin güncellenmesi, koruma alanlarının yeniden değerlendirilmesi ve bu alanların korunması konusunda, yasal önlemlerin uygulanması, kanalizasyona bağlı olmayan yerleşim yerlerinin deşarj noktalarının izlenmesi, potansiyel kirletici kaynakları arasında yer alabilecek ruhsatsız işyerlerinin durumlarının değerlendirilmesi, iş yeri ruhsatlarında ASAT görüşü alınmadan ruhsat verilmemesi durumunun değerlendirilmesi, ilk çalıştayın yapılarak durum değerlendirilmesi yapılması ve çalışma programının güncellenmesi gerekir.” dedi.
"Uzun Vadeli Yapılması Gerekenler"
6 ay, 1 yıl arasındaki orta ve uzun vadeli önlemlerden bilgiler veren Topkaya, “İzleme çalışmalarının aylık gerçekleştirilmesi, pasif örnekleyicilerin konumlarının değerlendirilmesi ve sayılarının artırılması, su miktar ve kalitesine ilişkin olarak online (çevrim içi) izleme ağının Düden Çayı özelinde kurulumu için çalışmalara başlanması, izleme çalışmalarının sonuçlarının irdelenmesi, ikinci çalıştayın yapılması. Antalya Havzası genelinde iş birliğinin sürdürülebilmesinin sağlanması, pasif örnekleyici konumlarının değerlendirilmesi, su miktar ve kalitesine ilişkin olarak online (çevrim içi) izleme ağının Düden Çayı özelinde kurulumu ve hizmete alınması, hurdacılık geri dönüşüm sektörü için çevresel etkilerin kontrol edilebileceği faaliyet bölgesinin oluşturulması, yıllık değerlendirme çalıştayının yapılması” açıklamalarında bulundu.
"Şüpheli Kirleticiyi Bertaraf Etmeliyiz"
Antalya Valisi Hulusi Şahin ise Düden Çayı’nın suyunu kirli akıyor gibi geldiğini belirterek, “Ya da bana mı öyle geliyor. Düden Çayı Bilim Kurulu kuruldu ve faaliyetine başladı. Kamuoyunun dikkatini çeken bir konu. Kurumlar arasında işbirliği konusunda eksiğimiz yok. Biz bu yol haritası üzerinde çalışırız. İlgili kurumları görevlendirir ve işi yürütürüz. Pasif önleyici önemli. Bize asıl suçlu kim. 5 kişi ateş etti ama öldürücü kurşun kimden geldi. Ona göre aciliyet sıralamasını söylememiz gerekiyor. Bu çalışmayı ASAT ve Çevre şehircilik üzerinden yaparız. Asıl en şüpheli olan, en kirletici hangisiyse onu tespit edip, onu bertaraf etmektir. O sopayı kullanırız ama önce kimin kafasına vurmamız gerektiğini tespit edelim önemli olan o.” diye konuştu.
"Sadece Düden Çayını Değil Bütün Suları Koruyalım"
Döşemealtı’ndaki organize sanayi bölgesinin Düden Çayı’nı kirlettiğini tahmin edemediğini dile getiren Vali Şahin, “Bunu öğrenmiş olduk. Çalışmalarımızı su kurulunda detaylı yapacağız. Sadece Düden Çayı’nı değil bütün sularımızı temiz tutmalıyız. Suyu, toprağı, denizi, havayı korumak zorundayız, şuan en önemli sorunumuz bu. Nüfus artışı var. Yoğun turizmin getirdiği bir baskı var. Tarımı, turizmi de devam ettirmeliyiz. Çocuklarımıza bu güzellikleri de bırakabilmeliyiz. Bunun için ne gerekirse onu yapacağız. Hem büyükşehir hem bakanlık arıtma tesisleri yapıyor. Kanalizasyonların yüzde 99’u arıtılıyor, derin deşarj ile ortama veriliyor. Ama devam etmemiz lazım. Kaçak hafriyat dökenler, o paradan kaçmak için sağa sola döküyorlar. Gördünüz kepaze. Oradan eminin kirlilik oluyordur. Yağmur kireçli oradan akan yeraltı sularını kirletiyor. Sürdürülebilir bir kalkınma esas olmalıdır. Ne yapacaksak ona göre yapalım, imar, inşaat, yol yaptığımız hamlelerin ileriki sonuçlarını bugünden hesap edelim, artık mühendislik var. Kapasitesiz gitmenin alemi yok.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.