Antalya’da Doğayı Ayakta Tutma Çığlığı

Zeytinlik ile madenlere çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporu verilmesinin önünü açan kanun teklifi 26 saat süren görüşmelerin ardından teklif Meclis Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'ndan geçmişti. Teklifi savunanlar, yeni düzenlemenin izin süreçlerini hızlandırmayı, öngörülebilirliği artırmayı ve yatırım ortamını iyileştirmeyi hedeflediğini belirtirken muhalefet kanadı ise teklifin büyük doğal felaketler yaratacağını belirtti. Teklif, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesi beklenirken kamuoyundan teklife büyük tepki geldi.
Ağaçlardan Daha mı İyi Biliyorsunuz?
Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Kavgacı, “Bağ-bahçe, yol kenarı veya kent içi düzenleme kapsamında birkaç ağacı hadi beş-on olsun taşımak mümkün olabilir. Bunların bir kısmının da ölme tehlikesiyle! Çünkü oldukça teknik ve özen gerektiren bir iş. Öyle binlerce yaşlı ağacı taşıyıp yeniden bahçe kuracağım demek olayı sulandırmaktan öte bir şey değil. Bu ağaçların bir de doğal alanlara taşınacağı, oraların bahçe koşullarından farklı olarak zor koşullar olacağı, entansif bakımın da yapılamayacağı düşünüldüğünde teorik olarak düşünülen bu taşıma işleminin başarısının ne kadar düşük olacağını ön görmek pek zor değil. Öte yandan, taşınacağı yerlerde bu ağaçlar olacak olsaydı, zaten doğal olarak orada bulunurlardı. Siz ağaçlardan daha mı iyi biliyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.
Geri Dönülemez
Kavgacı, “Zeytinliklerin, ormanların kısaca doğanın madenlere açılması hususunu ağaçların taşınıp taşınamayacağına indirgemek, konunun özünden sapmasına ve açık ocak işletmeciliğinin ekosistemlere, peyzaja yani yaşama geri dönülmez şekilde verdiği zararın göz ardı edilmesine neden olmakta. Ege'de, Akdeniz'de faaliyetini tamamlayıp, restore edilerek yeniden orman ekosistemi olmuş kaç maden sahası var, biri gösterebilir mi? Her üç bitkiden birinin endemik olduğu bu eşsiz coğrafyada bastığımız toprağı gözümüz gibi korumamız gerekirken, geri dönmez şekilde peyzaj bütünlüğüne verilen bu bitmez zararın sebebi nedir? Faunanın bundan etkilenmesi kesin değil mi? Çoğunluğu karstik olan bu sahalarda yer altı su sistemlerinin ve dolayısıyla dere ve göllerin su rejimlerinin bozulması kesin değil mi? Binlerce yıllık tarihe ve kültüre zararı yok mu bunun? Madenlerin gölgesinde daha ne kadar turizm yapmayı planlıyoruz? Bu günlerde haklı olarak vekillere yapılıyor çağrı. Benim çağrım da "biz de aslında madenlerin ormanlar üzerindeki baskısına karşıyız" diyen bürokratlara olsun. Lütfen bu ekolojik yıkım süreçlerine karşı gerçek düşüncelerinizi açıklayın” diye konuştu.
Ortak Sorumluluk Vurgusu
TEMA Vakfı Antalya İl Temsilciliği’nden yapılan açıklamada ise, “Yasa teklifinin reddedilmesi için tüm partilerden milletvekillerinize acilen ulaşın. Komisyondan geçen teklif tarım topraklarımızı, su varlıklarımızı, ormanlarımızı ve yaşam alanlarımızı madencilik şirketlerinin hizmetine sunuyor. Teklif ile: Mevcut ve hızla açılacak yeni madenler sebebiyle su kullanımı artacak ve bu durum su kıtlığına neden olacak. İçme suyu ve tarımsal sulama için kullanılacak su, madenlerle paylaşılacak. Madenlerde (altın, gümüş, bakır) kullanılan kimyasallar yer altı ve yer üstü su varlıklarını hızla kirletecek. Doğal ve kültürel varlıklarımız yalnızca sağlıklı bir yaşamın değil, geleceğimizin de temelidir. Onları korumak hepimizin ortak sorumluluğudur” denildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.