Antalya’da Denize Atlarken Bir Kez Daha Düşünün!

Sıcak havaların artmasıyla birlikte Antalya’da falezlerden denize atlama eylemlerinde boyun ve bel kırıklarıyla sonuçlanan kazalarda ciddi artış görülüyor. Özellikle sığ suya yapılan kafa üstü dalışların ciddi omurga yaralanmalarına yol açtığını vurgulayan uzmanlar yüksekten atlamaların, vücuda ani ve sert bir direnç uygulayarak boyun ve omurga üzerinde ciddi bir basınca neden olduğunu belirtiyor.
Antalya’da Denize Atlarken Bir Kez Daha Düşünün!

Yaz aylarının gelmesi ve sıcakların bir anda yükselmesiyle birlikte insanlar serinlemek amacıyla denizlere akın etmeye başladı. Ancak son günlerde bu serinlemeyi hayatlarını hiçe sayarak yapanların da sayısı giderek arttı. Antalya’da falezlerden denize atlayan çoğunluğu gençler her an ölümle burun buruna kalıyor.

Sıcak yaz aylarında serinlemek ve eğlenmek için havuz ve deniz aktiviteleri yoğunlaştığını hatırlatan uzmanlar; dikkatsizlik veya güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğu durumlarda boyun ve bel kırıkları gibi ciddi yaralanmalara dikkat çekerek, özellikle yüksekten sığ suya atlamanın, baş, boyun ve omurga üzerinde ciddi travmalara yol açabileceğini belirtiyorlar.

Havuz veya denizde yapılan atlayışlar sırasında, vücudun yüzeyle hızlı ve sert bir şekilde temas etmesi durumunda omurga üzerinde ciddi bir basınç oluşacağına dikkat çeken Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. Dr. İdris Avcı, “Bu durum boyun veya bel kırıkları gibi ağır yaralanmalara yol açabilir. En yaygın olarak boyun kırıkları ile sırt ve bel kırıkları görülür. Boyun kırıkları, boyun bölgesindeki omurların kırılması sonucu meydana gelir. Bu kırıklar, omuriliğe zarar vererek felç gibi kalıcı sakatlıklara yol açabilir. Sırt ve bel kırıkları ise sırt ve bel bölgesindeki omurların kırılmasıdır. Bu tür kırıklar, omurga stabilitesini etkileyerek hareket kaybına ve ciddi ağrılara neden olabilir” dedi.

Antalya’da Denize Atlarken Bir Kez Daha Düşünün2

Sığ Suya Kafa Üstü Dalış, Boyun ve Omurga Yaralanmalarının En Yaygın Nedeni!

Boyun ve bel kırıkları gibi yaralanmaların genellikle kontrolsüz ve dikkatsiz atlayışlar sonucu ortaya çıktığına değinen Op. Dr. İdris Avcı, havuz veya denizde meydana gelen yaralanmaların en yaygın nedenlerini şöyle açıkladı:

“Sığ suya kafa üstü dalış, kafa ve boyun yaralanmalarının en yaygın nedenidir. Sığ su, vücuda ani ve sert bir direnç uygulayarak boyun ve omurga üzerinde ciddi bir basınca neden olur. Havuz veya deniz derinliği hakkında bilgi sahibi olmadan yapılan dalışlar, yaralanmalara yol açabilir. Kayalık bölgeler veya engellerin bulunduğu alanlarda yapılan dalışlar, kazalara davetiye çıkarır. Bu tür engeller, kazayla çarpma sonucu boyun ve bel kırıklarına neden olabilir. Atlama sırasında vücudun kontrolsüz hareket etmesi veya hatalı teknikler, boyun ve omurga yaralanmalarını artırır. Özellikle yeni yüzücüler, güvenli tekniklere hakim olmadıklarında ciddi yaralanmalar yaşayabilirler. Bu tür yaralanmalar, genellikle güvenlik önlemlerinin alınmadığı veya su derinliğinin kontrol edilmediği durumlarda meydana gelir. Basit güvenlik tedbirleriyle bu tür yaralanmaların çoğu önlenebilir.”

Tedavi Süreci, Yaralanmanın Şiddetine Bağlı Olarak Belirleniyor…

Havuz veya denizde meydana gelen boyun ve bel kırıkları sonrası tedavi sürecinin, yaralanmanın şiddetine ve omurga üzerindeki etkisine bağlı olarak değişebileceğini aktaran Op. Dr. İdris Avcı, “Boyun ve bel kırıkları bazı durumlarda acil cerrahi müdahale gerektirir. Omurga stabilitesi sağlanmadığında, kırık omurların sabitlenmesi ve sinir dokusuna baskının azaltılması amacıyla cerrahi operasyon yapılır. Omurga füzyonu veya metal destekler kullanılarak omurganın stabilizasyonu sağlanır. Hafif kırıklarda cerrahi müdahale yerine boyunluk veya korse gibi sabitleyici cihazlar kullanılır. Bu cihazlar, omurganın doğal pozisyonunda kalmasını sağlayarak iyileşme sürecini hızlandırır. İyileşme sürecinde fizik tedavi büyük bir öneme sahiptir. Omurga destek kaslarının güçlendirilmesi ve hareket kabiliyetinin yeniden kazanılması için düzenli fizik tedavi programları uygulanır. Fizik tedavi, ağrı kontrolü ve günlük yaşam aktivitelerinin kazandırılması açısından önemlidir. Ciddi omurga yaralanmaları, hastanın hareket yeteneğini kısıtlayarak psikolojik olarak zorlayıcı bir süreç yaratabilir. Bu tür durumlarda, hasta ve yakınlarına psikolojik destek sağlanması, rehabilitasyon sürecinin daha olumlu geçmesini sağlar” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.