Antalya Kaleiçi’nin Altındaki Tarihin Maketini Yaptı

Antalya Kaleiçi açıklarında 1941 yılında batan Fransız bandıralı 'Saint Didier' gemisinin birebir maketini yapan dalış eğitmeni Hakan Erdön, gençlerin tarihi öğrenmesi ve bu mirasın gelecek nesillere aktarılması amacıyla çalıştığını söyledi.
2. Dünya Savaşı'nın İzlerini Yaşatan Batık: Saint Didier
Antalyalı su altı eğitmeni ve rehber Hakan Erdön (62), 2. Dünya Savaşı döneminde Antalya Kaleiçi açıklarında batırılan Fransız bandıralı 'Saint Didier' gemisinin maketini tamamladı. 1989 yılında ilk kez batığa dalış gerçekleştirdiğini ifade eden Erdön, geminin 4 Temmuz 1941 tarihinde Kaleiçi Limanı'nın 500 metre açığında battığını aktardı. Gemide bulunan 280 mürettebattan 275'inin kurtarıldığını, 5 kişinin ise hayatını kaybettiğini vurgulayan Erdön, bu olayın Antalya tarihi açısından önemli bir trajedi olduğunu belirtti.
Saint Didier’in Trajik Hikayesi
Hakan Erdön, Saint Didier gemisinin Fransa’dan hareket ederek Selanik’te askeri mühimmat yüklediğini ve Lübnan-Suriye hattına ilerlediğini anlattı. Kıbrıs'tan havalanan İngiliz savaş uçaklarının saldırısına uğrayan geminin, aldığı ağır hasar sonrası Antalya Limanı’na sığınmak istediğini söyleyen Erdön, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye, 2. Dünya Savaşı'na taraf olmadığı için limana kabul edilmedi. Oysa gemiye yalnızca bir gün kalmasına izin verilmesi istenmişti. Buna rağmen İngiliz uçakları takiplerini sürdürüp saldırıya devam etti. Torpidolardan biri yat limanına, diğeri gemiye isabet etti. Gemide büyük bir patlama oldu ve Saint Didier, ağır ağır sulara gömüldü."
84 Yıldır Su Altında: Türkiye'nin Sualtı Mirası
Batığın günümüzde Kaleiçi Yat Limanı'nın 500 metre açığında, 19 ile 30 metre derinlikte yer aldığını belirten Erdön, şunları söyledi:
"Geminin tam üzerinde hala bir şamandıra bulunuyor. 84 yıldır su altında korunuyor ve Türkiye’nin en önemli sualtı miraslarından biri haline geldi."
1989'da İlk Dalışını Gerçekleştirdi
İlk kez 1989 yılında Saint Didier batığına daldığını dile getiren Hakan Erdön, o yıllarda geminin balıkçı ağlarıyla kaplı olduğunu söyledi. Zamanla turizmin gelişmesi ve dalış faaliyetlerinin artmasıyla batığın temizlendiğini aktaran Erdön, günümüzde daha net şekilde gözlemlenebildiğini ve turistik dalışların düzenlendiğini kaydetti.
Yıllar Süren Gözlemler Sonucu Maketini Yaptı
Batığın birebir maketini yapabilmek için uzun yıllar boyunca düzenli dalışlar gerçekleştirdiğini belirten Hakan Erdön, yaptığı çalışmayı şu sözlerle anlattı:
"İlk modelimi strafor, çeşitli hafif doğa malzemeleri, akrilik boya, silikon tabancası ve ip kullanarak hazırladım. İki yılda tamamladım. Dalışlarım sırasında edindiğim gözlemler ve eski yayınlardaki görseller sayesinde detayları işledim. Bulanık sularda net görüntü almak zordu. İkinci modeli ise deneyimlerim sayesinde sadece iki ayda tamamladım."
Su Altı Mirasını Gelecek Nesillere Aktarmak
Hazırladığı maketleri Antalya’da sergilemeyi ve bir su altı müzesine bağışlamayı planladığını ifade eden Hakan Erdön, bu projeyle Antalya’nın su altı tarihine katkıda bulunmak istediğini belirtti. Erdön, yaptığı çalışmanın önemini şöyle dile getirdi:
"Bu batık sadece bir gemi değil; Antalya'nın savaş dışında kalmasına rağmen yaşadığı trajik bir olayın tanığıdır. Gençlerin tarihi öğrenmesi ve su altı mirasımızın korunması için çalışıyorum."
Kaynak:DHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.