Antalya Arkeoloji Müzesi’ne Sahip Çıkıyor: Antalya Tarihi Beton Olmasın

Yıllardır Antalya’nın kültürel ve tarihi mirasına ev sahipliği yapan Antalya Müzesi’nin yıkılarak yenileneceği ve 2026 yılı içerisinde yeni bir bina ile hizmete açılacağı duyurulmuştu. 1972 yılından itibaren kent tarihini ve kültürünü yansıtan müzenin eski binasının yıkılmaması ve kısmen korunması için Antalya Kültürel Miras Derneği (ANKA), Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na yıkımın iptali ve binanın kısmen korunması için başvuru yapmıştı.
Birçok meslek odasından ve uluslararası derneklerden destek gelen müzenin tescillenmesi talebinde bulunulmuştu. ANKA dilekçesinde, Antalya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun Dokuma Fabrikası ve Pil Fabrikası binaları için kısmi koruma kararı alarak Türkiye’ye örnek olduğu hatırlatırken verilen dilekçeye olumsuz yanıt gelmişti. Bir üst kurula konunun taşındığı ve cevap beklendiği öğrenildi. Süreç devam ederken Akdeniz Serbest Mimarlar Derneği de düzenlediği panelde müzenin akıbeti hakkında çözüm önerilerini sunmuş ve müzenin kültür varlığı olması gerektiğini açıklamıştı. Antalya Bilim Üniversitesi ve Akdeniz Serbest Mimarlar Derneği son olarak 30 Mayıs 2025’te Antalya Arkeoloji Müzesi’ni Yeniden Düşünmek konulu Bitirme Projesi sergisi düzenlemişti. 7 Temmuz günü yapılan eylemle birlikte kent paydaşları müzenin yıkımına karşı tepkilerini dile getirmişti.
Kamucu Tavır Önerisi
Müze Çalışma Grubu düzenlediği Müze Çalıştayı ve Forumu’na çok sayıda kent paydaşı katıldı. Forumda Antalya Barosu, ANKA, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, Arkeologlar Derneği Antalya Şubesi, Akdeniz Serbest Mimarlar Derneği, Kültür Sanat-Sen, Eğitim-Sen Antalya Şubesi, Eğitim-İş Antalya Şubesi, Antalya Kent İzleme Platformu, Koruma ve Restorasyon Uzmanları Derneği, Kültür Sanat Sen Antalya Şubesi, Mülkiyeliler Birliği Antalya Şubesi’nden temsilciler, yaptıkları konuşmalarda, müzenin önemine değindi.
1964’te kazandığı bir ulusal mimari yarışma sonucunda, Akdeniz iklimine uygun tasarımı ve çağdaş müzecilik anlayışıyla önce çıktığı belirtilen Antalya Arkeoloji Müzesi Türkiye’de yarışmayla inşa edilen ilk müze binası olma özelliği taşıdığı belirtildi. Müzenin mevcut yapısının korunarak büyütülmesi gerektiğinin vurgulandığı forumda uzmanlar, müzeye ayrılan alanın büyütülmesi için çevredeki kamu alanlarının kullanılmasını önerdi. Bununla birlikte, yeni bir müze binası inşa edilmesi, mevcut binanın sergileme kapasitesini ve fonksiyonlarını karşılamak için yeterli olmayacağının tahmin edildiği aktarıldı.
"Hukuki İlkelerle Bağdaşmıyor"
Düzenlenen çalıştayda, kentin önemli kültürel yapılarından biri olan müze binasının yıkım kararı farklı açılardan ele alındı. Katılımcılar, yapının taşıdığı tarihsel, mimari ve toplumsal işlevlere dikkat çekerek, yalnızca teknik değil, aynı zamanda kültürel bir değerlendirme sürecinin gerekliliğini vurguladı. Bazı konuşmalarda, söz konusu binanın Türkiye’de yarışma projesiyle inşa edilen ilk müze olması nedeniyle sadece fiziksel bir yapı değil, aynı zamanda bir dönemin mimari anlayışını ve kamusal bellek değerini taşıdığı ifade edildi. Müzenin, kütüphane, konferans salonu ve bahçesiyle bir bütün olarak sosyal bir yaşam alanı sunduğu hatırlatıldı. Çalıştayda dikkat çeken bir diğer başlık ise karar alma süreçlerindeki şeffaflık eksikliğiydi. Katılımcılar, depreme dayanıklılık raporunun kamuoyuyla ne zaman ve nasıl paylaşıldığına dair soru işaretlerini dile getirirken, taşınma ve yıkım ihalelerinin kapalı şekilde yürütüldüğünü, bu durumun demokratik ve hukuki ilkelerle bağdaşmadığını belirttiler.
"Yıkmayın!" Çağrısı Yinelendi
Ekonomik açıdan da eleştiriler getirilen çalıştayda, müzenin turizm sezonu boyunca açık kalmasının Antalya’ya döviz girdisi sağladığına dikkat çekilerek, bu yapının kapatılmasının kamu zararı doğurabileceği görüşü öne çıktı. Ayrıca, mevcut binanın yıkılması yerine, çağdaş bir restorasyonla hem kültürel hem işlevsel ihtiyaçlara cevap verecek şekilde yeniden düzenlenebileceği önerildi. Çalıştayın genelinde, yıkım kararının ertelenerek, farklı disiplinlerden uzmanların, yerel paydaşların ve kamu temsilcilerinin bir araya geleceği daha kapsayıcı bir tartışma ortamının yaratılması gerektiği yönünde ortak bir eğilim oluştu. "Ortak akıl ve kamu yararı" vurgusuyla, sürecin daha sağduyulu biçimde yürütülmesinin hem kent belleği hem de kamu kaynaklarının etkin kullanımı açısından önemli olacağı dile getirildi. Geçtiğimiz aylardan bu yana süren tartışmalarda konuya ilişkin kent paydaşları birçok eylem gerçekleştirmişti. Yapılan eylemler sonucu konuya ilişkin henüz bir gelişme olmazken, kent paydaşları yıkımın iptal edilmesi gerektiği çağrısını bir kez daha yineledi.
Gülsin Onay’dan Antalya Arkeoloji Müzesi İçin Çağrı: Yok Etmeyin, Güçlendirin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.