Akdeniz Üniversitesi Öncülüğünde Su Krizi Masaya Yatırıldı

Akdeniz Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen YÖK Bilim Kafe etkinliğinde su krizi ve tasarruf stratejileri konuşuldu. Su tasarrufuna yönelik halı, balkon ve araba yıkama yasağı tedbirleri gündeme gelirken, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen “Üniversitelerde üretilen bilginin tüm toplumla buluşturulmasını hedefliyoruz” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Öncülüğünde Su Krizi Masaya Yatırıldı

Akdeniz Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen YÖK Bilim Kafe etkinliğinde su krizi ve tasarruf stratejileri konuşuldu. Su tasarrufuna yönelik halı, balkon ve araba yıkama yasağı tedbirleri gündeme gelirken, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen “Üniversitelerde üretilen bilginin tüm toplumla paylaşılması hedefleniyor” dedi.

Akdeniz Üniversitesi (AÜ), Antalya Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğü (ASAT) ve Antalya Kent Konseyi iş birliğiyle düzenlenen YÖK Bilim Kafe etkinliğinin bu ayki konusu “Su Krizi ve Tasarruf Kültürü” oldu.

Renex Hotel’de gerçekleştirilen buluşmada akademisyenler, yerel yöneticiler, teknik uzmanlar ve mahalle muhtarları suyun geleceğini konuştu. Etkinlikte, iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkileri bilimsel verilerle anlatılırken, gereksiz su kullanımına karşı sert uyarılar yapıldı.

Akdeniz Üniversitesi Öncülüğünde Su Krizi Masaya Yatırıldı 2

Prof. Dr. Şükrü Özen: “Bilim, Sadece Laboratuvarlarda Değil, Hayatın Tam İçinde Olmalı”

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen, Yükseköğretim Kurulu koordinasyonunda Türkiye genelinde eş zamanlı olarak başlatılan Bilim Kafe projesinin önemine dikkat çekerek, bilimsel bilginin toplumla doğrudan buluşturulmasının oldukça önemli bir adım olduğunu ifade etti.

“Üniversiteler sadece diploma veren kurumlar değil; aynı zamanda bilimsel bilginin üretildiği, nitelikli araştırmaların yapıldığı ve toplumsal katkının merkezinde yer alan kurumlardır” diyen Prof. Dr. Özen, Akdeniz Üniversitesi’nin bu rolü başarıyla üstlendiğini vurguladı:

“Akdeniz Üniversitesi, Antalya’mızın göz bebeği olduğu kadar Türkiye'nin en saygın bilim yuvalarından biri haline gelmiştir. Üniversitemiz, yalnızca akademik başarılarıyla değil, aynı zamanda kente ve topluma dokunan sosyal projeleriyle de ön plana çıkmaktadır. Bilim Kafe gibi projeler bu anlayışın doğal bir ürünüdür. Bugün burada olduğu gibi araştırmalarımızı, çözüm önerilerimizi ve topluma sunduğumuz bilgileri sadece kampüs içinde bırakmıyor, halkımızla birebir paylaşma gayreti gösteriyoruz.”

“Dünyanın En Geniş Katılımlı Bilim Etkinliği Türkiye’de Başladı”

Bilim Kafe projesinin yalnızca yerel değil, küresel ölçekte yankı uyandıracak kadar geniş kapsamlı olduğunu belirten Özen, eş zamanlı katılım vurgusunu şu sözlerle yaptı:

“Bugün 81 ilde, 150’ye yakın üniversitede bu etkinlikler aynı anda düzenleniyor. Bu ölçekteki bir eş zamanlılık, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde eşine az rastlanır bir bilimsel buluşma zemini sunuyor. Coğrafi kapsayıcılığı ve erişilebilirliğiyle şu anda dünyanın en büyük bilim kafe organizasyonunu yürütüyoruz. Bu bizim için büyük bir gurur, ülkemiz içinse büyük bir kazanımdır.”

Akdeniz Üniversitesi Öncülüğünde3

“Kentimizle Kurduğumuz Köprü, Bilimi Hayata Taşıyor”

Prof. Dr. Şükrü Özen konuşmasında ayrıca, Akdeniz Üniversitesi’nin Antalya’yla kurduğu güçlü iş birliklerine de değindi. Kentin dinamik yapısıyla üniversitenin entelektüel gücünün bir araya geldiğinde çok değerli çıktılar üretildiğini vurguladı:

“Rektörümüz Prof. Dr. Özlenen Özkan hocamızın liderliğinde, üniversitemizin kentiyle, yerel yönetimleriyle, sivil toplum örgütleriyle ve kamu kurumlarıyla güçlü bağları var. Bu bağlar sayesinde bilim yalnızca akademik dergilerde değil, şehir hayatında da karşılık buluyor. İşte bugün burada yürütülen ‘İklim Değişikliğiyle Mücadele ve Kentsel Su Yönetimi’ projesi, bu iş birliklerinin somut bir örneği. Avrupa Birliği destekli bu projenin paydaşı olan ASAT, Çevre Bakanlığı ve üniversitemiz birlikte çalışarak su gibi hayati bir konuda yol haritası belirliyor.”

Prof. Dr. Özen, su konusunun muhtarlardan kamu yöneticilerine kadar herkesin sorumluluğunda olduğunu ifade ederek, etkinliğe katılan tüm paydaşlara teşekkürlerini iletti.

Akdeniz Üniversitesi Öncülüğünde2

“Artık Suyu Halıya Değil, Geleceğe Harcamalıyız”

Etkinliğin dikkat çeken konuşmalarından birini yapan Prof. Dr. Ayşe Muhammetoğlu, Türkiye’nin ve özellikle Antalya’nın su varlığı açısından nasıl riskli bir döneme girdiğini verilerle anlattı.

İklim projeksiyonlarına göre, 2100 yılına kadar Türkiye’de sıcaklıkların 6 dereceye kadar artabileceğini, yağışların ise yüzde 27 oranında azalabileceğini belirten Muhammetoğlu, şu uyarılarda bulundu:

“Kuraklık artık bir gelecek senaryosu değil, yaşadığımız bir gerçek. Halı yıkamak, balkon yıkamak, araba yıkamak, bahçe sulamak gibi uygulamalar artık olmaması gerekenler arasında. Bunları hayatımızdan çıkarmak zorundayız. Damlatan musluklar dahi çok ciddi su kaybına neden oluyor. Duş süresinden çamaşır yıkamaya kadar her alanda tasarruf şart.”

Akdeniz Üniversitesi Öncülüğünde4

“Zeytinyağından Kıymetli Hale Geliyor”

Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, kırsal mahallelerde su israfının arttığını, özellikle halı ve araç yıkama alışkanlıklarının yaygınlaştığını belirterek şu çağrıyı yaptı:

“Herkes aynı hatayı yaparsa bu şehre su yetmez. Su kaynakları, içme ve sulama açısından en kritik konuların başında geliyor. Hani 'zeytinyağı gibi kıymetli' deriz ya; içme suyumuz artık gerçekten zeytinyağından da kıymetli hale geliyor. Bu bilinçle hareket etmeliyiz. Halı ve oto yıkama gibi faaliyetlere ciddi cezalar uygulanmalı, bunlar yasaklanmalıdır.”

ASAT’tan Çarpıcı Veri: “1 Metreküp Tasarruf 1,5 Milyon Ton Su Eder”

ASAT Genel Müdür Yardımcısı Necdet Erol, Antalya’da 1 milyon 550 bin abone bulunduğunu hatırlatarak, her abonenin 1 metreküp tasarruf yapması halinde 1 milyon 550 bin ton su kurtarılabileceğini söyledi.

“Maalesef yüzde 98 oranında suyumuzu yer altı kaynaklarından sağlıyoruz. Bu da ciddi bir maliyet anlamına geliyor. Üstelik şehirdeki içme suyu kaynakları yalnızca 264 noktadan temin edilip düzenli analiz ediliyor. Şu anda bu su içilebilir nitelikte ama iklim krizi sürerse bu güvenceyi kaybederiz. Tarımsal sulamada da içme suyu kullanılıyor ve halen vahşi sulama yöntemleri terk edilmiş değil. Bu büyük bir sorun.”

Erol, ASAT Eğitim Şube Müdürlüğü'nün mahalle mahalle gezerek çocuklara su tasarrufu eğitimi verdiğini ve 913 mahallede bu çalışmaların tamamlandığını da sözlerine ekledi.

Akdeniz Üniversitesi Öncülüğünde Su Krizi Masaya Yatırıldı 5-1

“Türkiye Su Fakiri Bir Ülke Ama Yeterince Farkında Değiliz”

Prof. Dr. Ayşe Muhammetoğlu, Türkiye’nin yıllık su potansiyelinin 112 milyar metreküp olduğunu, nüfusla orantılı hesaplandığında kişi başına düşen su miktarının yılda sadece 1308 metreküp olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bu veri bize Türkiye’nin artık su stresi yaşayan bir ülke olduğunu gösteriyor. 2030 yılına kadar bu rakamın 1270 metreküpe kadar düşeceği öngörülüyor. Yani yalnızca nüfus artışı bile bizi su fakiri konumuna sürüklüyor. Antalya özelinde ise sıcaklık artışlarının 5 dereceye kadar ulaşabileceği hesaplanıyor. Akdeniz iklimi, dünyadaki en kırılgan iklim sistemlerinden biri ve yağışlarda ciddi düşüş öngörülüyor. Hidrolojik kuraklık riskimiz çok yüksek.”

Akdeniz Üniversitesi Öncülüğünde Su Krizi Masaya Yatırıldı 4

Su Artık Sınırsız Değil Bilinç Şart

Etkinlik, katılımcılar arasında geniş yankı uyandırdı. Sadece teknik veriler değil, günlük hayatta uygulanabilecek somut çözüm önerileriyle de desteklenen oturumlar, Antalya’da su krizinin kapıda olduğuna dair bilimsel bir farkındalık oluşturdu.

Akdeniz Üniversitesi’nin bilgi üretimiyle halkı buluşturduğu bu tür etkinliklerin, özellikle yerel yönetimlerin karar süreçlerinde yol gösterici olacağı belirtiliyor.

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.