Adet bizim adet de, şekli değişik…

Bu yıl iklimsel etki nedeniyle yayla hareketliliği geç başladı. Kurban bayramını yaylada geçirmek, hatta kurbanını rahat rahat yaylada kesmek isteyenlerin göç zamanı, görsel şölene dönüşen Yörük Festivali ile aynı günlere denk geldi.
Adet bizim adet de, şekli değişik…

GÖÇ ZAMANI

Bu yıl iklimsel etki nedeniyle yayla hareketliliği geç başladı. Kurban bayramını yaylada geçirmek, hatta kurbanını rahat rahat yaylada kesmek isteyenlerin göç zamanı, görsel şölene dönüşen Yörük Festivali ile aynı günlere denk geldi. Biz de bu tezatı fotoğraflayalım istedik ama çok da iyi sonuç alamadık.

Adet Bizim Adet De, Şekli Değişik… 2

Göç, insanların bulundukları yerden ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel nedenlerden dolayı başka bir yere hareket etmelerine verilen genel bir ad, evrensel bir olay olarak tanımlanabilir. Yörüklerde, belirli göç yolları boyunca insanlar, hayvanlar ve eşyalar muazzam bir şekilde taşınır. Yörük beyleri ve oymak ileri gelenlerinin görüşleri ile göç günü kararlaştırılır ve birlikte hareket edilir. Düzenli bir şekilde devam eden göçün seyrini genellikle Yörük beyleri belirler ve idare eder.

Adet Bizim Adet De, Şekli Değişik… 3

Yörükler kışlak, yaylak ve güzlek arasında iklime uyum sağlamak ve hayvanlara otlak alanlar bulmak amacıyla belirli aralıklarla ve mevsime göre düzenli bir şekilde göç ederler.

Dokumapark’ta düzenlediğimiz sahaf festivalleri sırasında Sahaflık Kültürü üzerine araştırmalar yaparken bir yerde takılıp kalmıştım. Neden bu kültür bizim yörüklerde yok? sorusunun cevabını aradığım zaman daha düne kadar ciddi anlamda göçen büyüklerim gelmişti gözümüm önüne. Örneğin benim babamın dedesi Beyşehir ile Manavgat arasında göçerken deve sırtında gramofon, porselen tabak falan taşıyacak hali yoktu. Hatta düşünüyorum bu coğrafyada bir kısım ciddi ciddi porselen tabaklarda yemek yerken bizim Yörükler bir tane bakır tencere ortaya koyulur, çalakaşık devam edilirdi. Bunun parasal yokluk yanında bir de “göçme kültürü” ile ilgisi olduğunu, her şeyin minimum yaşandığını eşyanın da minimum olduğunu kabul ettim.

Şimdilerde bolca “Yörük Festivali”, “Yörük Göçü“ şenlikleri düzenleniyor ya. Festivaller başka bir şey de kültür başka bir şey. Ben biraz daha kültür olayına realist yaklaşıyorum. Yani festivali bile tam bir kültür festivali gibi yapamıyoruz şova dönüştürüyoruz filan diye düşünüyorum. Hasbelkader “yapmayalım” anlamında bunu söylemediğimin altını çiziyorum, çemkirmeyin. Şimdi malum yaz geliyor masalcı bile bu gariban haliyle yaylada bir düzen kurmaya çalışıyorsa Antalya'da neredeyse yaylada yazlığı olmayan kalmadı. Ama kendinin, ama kiralık, ama bungalov, ama prefabrik.

Adet Bizim Adet De, Şekli Değişik… 4

Tam da Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Yörük Festivali’ne hazırlandığı dönemde bizim Turgay usta ile malzemeleri yükledik, vurduk Elmalı yoluna. Yolda giderken römorklar, kamyonetler, pikaplar işte kimisi eşya götürüyor kimisi malzeme götürüyor falan. Şöyle bir düşündüm, dedim ki “yeni nesil yörük göçü bu.”

Bir hafta bekledim, tam da yörük festivalinin yapıldığı hafta yeni nesil göçün fotoğraflarını çekmek istedim. Bunu yaparken de ön planda o yeni nesil göçün fotoğrafını pikaplarda, römorklarda verirken, arka planda da bizim festivalden bir şeyler olsun istedim.

Sonuç istediğim gibi olmadı. Eee ben Deniz Akgün değilim manipülasyon yapamam. Oradan geçen bir tane römorklu eşyalı arabayı durdurup “bir durun da şurada bir fotoğraf çekeyim festivalinin kapısında” diyemem, diyemedim. Yakalayabildiğimi kaydettim, sizlerle de bunları paylaşmak istedim.

Adet Bizim Adet De, Şekli Değişik… 1

Şimdi hep konuşuyoruz ya, plastik pencerelerden rahatsızız ya. O taş evlerin yapıldığı dönemde plastik pencere vardı da ustalar “olmaz ben illaki plastik değil ahşap pencere yapacağım” mı dedi. O oymalı kapıları keyfinden mi yaptı? Hatta betopan, bims dediğimiz ürünler vardı da “yok ben taş duvar öreceğim” mi dedi.

Dedim ya festival tarafını bir yana bırakalım, görsel şovu bir yana bırakalım, festivaller de gereklidir. Bir araya gelmek adına, eğlenebilmek, stres atabilmek adına önemlidir. Ama bizim Yörüklerin geçmişte olduğu gibi katırı öne alıp, arkaya develeri salıp, eşyaları yükleyip, onun arkasından sürüleri saldığı günler bitmiştir. Bugün artık hayvancılık yapanlar bile hayvanlarının genellikle kamyonlarla falan taşımaktadır yaylalara yolun gidebildiği yere kadar. Devri yaşamak gerekiyor. Yaylalara çıktığınızda artık kıl çadır kalmadığını, kepenek ve kavalı şimdiki çobanların bilmediğini de görürsünüz netekim.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.