1991 yılıydı. Türkiye Cumhuriyeti, kurucu Bakan Ali Talip Özdemir’den sonra ilk atanmış Çevre Bakanı Doğancan Akyürek bir dizi program için Antalya’ya gelmişti.

 

ALİAĞA (309)

Yeni İleri’nin taze muhabiri olarak programı izlerken akşam Yat Limanı’nda o zamanlar Türkiye’nin ünlü mekanlarından olan Club 29’daki yemekte Akyürek’in bir fotoğrafını çektim. Beyaz masa örtüsü, mavi kapaklar, sarı tişört ile gülümseyen bakan. Fotoğrafı gazetemizim magazin eki Yasemin’de kullanmıştık.

“hadi gel” dedi. Bindik makam arabasına, yolda söyleşi yaptık.

Bu arada bana bir dosya uzattı. “Güzel şeyler oluyor. Bak bu Çevresel Etki Değerlendirme Raporu. Yapılacak yatırımlarda artık buradaki kriterlere uyulacak” dedi. Bunun bir taslak olduğunu, ama aynı şekilde yürürlüğe gireceğine inandığını söyledi.

COP 27 İklim Zirvesi öncesi tanıma fırsatı bulduğum Cem Arüv ile taa 18 kasım 2021 günü ÇED Raporunun nereden nereye geldiğini konuşma kararı almıştım, zirve sonrası için sözleşmiştik. Erteledik, malum araya pandemi girdi. Ama vazgeçmedik.

Ofisinde buluştuğumuzda 40 yıllık dost havasında bir sohbet gerçekleştirdik. Antalya ve iklim odağında sohbet gelecek için kaygılı ama bugün için umut dolu cümlelerle sürdü.

Bu devir için oldukça uzun, eskilerin deyimi ile “Pehlivan Tefrikası” gibi oldu. Ama okunmasa bir yerde yazılı kalsın. Bigün lazım olur.

 a9

·      Ülkemizde yapılan yatırımlarda ÇED Raporunun yeri ve önemi nedir?

Söze önce tanım ile başlayalım, yani ÇED, Çevresel Etki Değerlendirmesi nedir?

1.         Yatırımcıyı gerçekleştirmesi planlanan faaliyeti ile ilgili olarak, mer’i mevzuat açısından pek çok taahhüt altına alan,

2.         Yatırımın gerçekleştirmesi esnasında teknolojiyi belirleyen,

3.         Bu   yatırımın   gerçekleştirilmesi   sonrasında    oluşabilecek     çevresel    etkiyi değerlendiren,

4.         Buna göre gerekli alt yapıyı yatırımlarını yaptırtan,

5.         Yatırımı, bittikten sonra, faaliyeti izleyen ve meri mevzuat hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiğini tespit eden ve yürürlükteki çevre mevzuatı hükümleri uyarınca; su kirliliği, hava kirliliği, gürültü kontrolü gibi pek çok mevzuat hükümleri uyarınca da yapılmış olan alt yapı yatırımlarının standartlara uygun olarak çalıştırtıldığı belgelenen bir süreç olarak değerlendirilmektedir.

a1

·      Faaliyetler gerçekleştirilirken neden ÇED gibi bir sürece ihtiyaç duyuluyor?

Özellikle 1970-1980'li yıllarda yapılan yatırımlarda müracaatta bulunulduğunda (örneğin bir çimento fabrikası için) sadece ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşü alınarak, Merkezi otorite tarafından karar verilen bir süreç olarak değerlendirilirdi. Bu karar sonrasında, gerekli finansman sağlanır ve sonra yatırıma geçilirdi. Halkın faaliyete esas görüş ve önerileri alınmazdı. Sadece kamunun vermiş olduğu izin ile o tesisler kurulabilirdi. Ancak Finans veren kuruluşlar bu tesislerle ilgili olarak her ne kadar kamu izin vermiş olsa da halktan gelen tepkiler ve açılan davalar neticesinde pek çok faaliyetin durdurulması, kapatılması, iptal edilmesi neticesinde mağdur oldular. Yani finans veren kuruluş verdiği parayı bir şekilde yatırımcıdan tahsil etmek durumunda kalırdı. Bu tahsilatı, icra, ipotek vb. şekilde tahsil etmek zorunda kalırdı. Bu şekilde sonuçlanan bir süreçte, dolayısıyla, yatırım da gerçekleştirilemezdi.

Bu konunun çözümünde gayrimenkul değerlendirme şirketleri devreye girdi ve verilen krediler sebebiyle, zorda kalan finansal kuruluşların zararları karşılanmaya çalışıldı. Zararların karşılanması ile finansal kuruluşların sorunları çözülmeye çalışıldı.

 

·      Bu sorunlara çözüm için nasıl bir yol izlendi? Bu süreçteki en önemli faktör ne oldu? Bu faaliyetlere itiraz eden kimdi?

Halk.  Çözüme; halkın görüş ve önerilerini alma kararı ile ulaşılmak istendi. Yetkili makamlar tarafından mevzuata uygunluk açısından değerlendirme yaparken, projeye ilişkin halktan gelecek olan görüş ve önerileri de dikkate alarak, karar vermek üzerine bir planlama yapıldı.

Halkın görüş ve önerilerini değerlendirmek için proje ile ilgili duyuru yapıldı, halkın proje hakkında bilgi sahibi olması ve geri bildirim yapması sağlandı. Bu sayede, mümkün mertebe, planlanan bir faaliyetin gerçekleştirilmesi öncesinde yaşanan izin süreçlerinin, tüm paydaşların katılımı ve ihtilafsız gerçekleştirilmesi önceliği ile, sürecin “bir belgeye bağlanarak” sonlandırılması hedeflendi.

Konunun sadece kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen bir izin olmasından ziyade, halkın görüş ve önerilerinin de alınarak değerlendirildiği, herkesin üstüne mutabakata vardığı “bir sonuca bağlanarak”, kredilendirme yapılması mevzuatla hükme bağlandı.

ÇED Yönetmeliğinin 6.Maddesinde bir proje ile ilgili izin, teşvik, onay, ruhsat, inşaat ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi vb. almadan önce ÇED Belgelendirilmesinin yapılmasına hükmedilir.

Bu sayılan izinlerin hepsi ile ilgili aslında temelde yatan konu; önce ÇED Belgelendirmesi ön şartıdır. Bunları almadan önce yapmak durumunda olunan en temel belgelendirmedir.

3-202

·      Neden bu izinler öncesinde ÇED yapılmalıdır? Neden ön şarttır?

Bir yatırım için ayrılacak bütçe için finansman aracı olmaktadır. Bu, yatırımcının öz kaynağı ile yapılmamaktadır. Her projenin planlamasında bir kredi ile hazırlanan bütçe söz konudur. Bunun anlamı da bir finans   kuruluşunun yapılacak yatırım için kaynak aktaracak olmasıdır.

Kredi veren kuruluş bir şekilde ‘bu faaliyetin ÇED'i var mı yok mu?’ diye bakmaktadır. ÇED Belgelendirmesi yok ise, kredi kaynağını vermemektedir. Bu durumda, Yatırımcı, yatırımını bir finans kuruluşundan kredi alarak gerçekleştirmek istediğinde, ÇED Belgelendirmesini yapmak zorunda kalmaktadır.

2-272