BASINDAN HABERLER.. BASINDAN HABERLER..
ÜMİT ZEHİR KORKUTTU
Gazeteci Ümit Zehir, hafta içinde
rahatsızlanarak Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Ailesini ve
yakınlarını korkutan Zehir’in sağlık durumunun şimdilik iyi olduğunu öğrendik. Acil
şifalar diliyoruz.
DÜNYA MUHABİR ARIYOR
Dünya Gazetesi Antalya
Temsilciliği muhabir arıyor. İlgilenen meslektaşlarımızın bilgisine
HOŞGELDİN EBRAR NUR
Gazete Bir Sorumlu Yazı İşleri
Müdürü Faruk Çelik’in kızı oldu. Ufaklığa Ebrar Nur adı verildi. Çelik
ailesinin yeni ferdine uzun ömürler diliyoruz.
ŞENOL CİVCİR, KANAL V’DE
Koza TV’den ayrılan Şenol Civcir,
Kanal V’ye geçti.
MÜJGAN
IŞIK’IN MUTLU GÜNÜ
Antalya Gündem Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Müjgan
Işık’ın oğlu Ayhan Özdemir ile Tansu Melisa Yakut muhteşem bir törenle
nişanlandı.
Döşemealtı Gündem Gazetesi İmtiyaz Sahibi
Veli Köken’in oğlu oldu. Arkadaşımıza ve minik Köken’e sağlıklı ve başarılı bir
yaşam diliyoruz.
++++++++++++
MUHTEŞEM HAZIR CEVAPLAR.. MUHTEŞEM HAZIR CEVAPLAR..
SIRIK VE FASULYE
Bakan olur olmaz yeğenini Vali yapan birine, Neyzen
Tevfik şöyle demiş:
-Maşallah kardeşinizin oğlu tıpkı fasulyeye
benziyor.
Bakan, bu sözü tam anlamayınca, Neyzen açıklamış:
-Malûm ya, fasulyeler de bir sırığa sarılarak
yükselirler…
GANDİ
İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada,
Gandi’nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü varmış.
Davetten çıkınca, bir gazeteci sormuş:
-Kıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli
miydi?
Gandi, hiç aldırmadan cevap vermiş:
-Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
ANLAŞMANIN YOLU
Dünya nimetlerine önem vermeyen ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta, zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmeyince geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hoş gördüğü filozofa:
-Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem, der.
Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
-Ben çekilirim!
++++++++
GAZETECİLİK
ÜZERİNE
Basın hürriyeti kalkarsa, vicdan, eğitim,
konuşma hürriyetleri de kalkar. Franklin
Delano Roosevelt
+++++++++
ERTELEMEYİ BIRAKIN
HAYATINIZI YAŞAYIN
Hayat bugündür.
Oysaki düşündüğümüz hep yarın.
Ömrümüz sürekli bir şeyleri yarına ertelemekle
geçiyor.
Hayallerimizi, umutlarımızı, sevgi sözlerimizi.
Affetmeyi, inandıklarımızı
gerçekleştirmeyi hep yarına erteliyoruz.
Ama bir şeyi unutuyoruz..
Neyi mi?
Yaşanacak kaç yarınımız olduğunu
bilmediğimizi, akıl etmeyi. (Alıntı)
++++++++
HAFTANIN FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..
KARİZMA
Delikanlının biri bir restoranda kız
arkadaşını beklerken, birkaç masa ileride Kadir İnanır'ı görmüş, hemen yanına
gitmiş:
- Kadir abi, bir imza alabilir miyim?
- Tabi, adın ne delikanlı?
- Haydar.
Kadir İnanır da "Haydar kardeşime sevgilerimle" diye yazıp bir
resmini imzalamış ve delikanlıya vermiş. Kadir İnanır'dan imzalı bir resmini
alan delikanlı, gidip yerine oturmuş, ama sevinçten yerinde duramıyormuş, yine
gelmiş ünlü aktörün yanına:
- Kadir abi, birazdan kız arkadaşım gelecek, geçerken bir selam verir misin?
Sayende çok sağlam karizma yaparız abi.
- Tamam, olur.
Sevinçle masasına giden delikanlı, yerinde duramamış, yine gelmiş Kadir
İnanır'ın yanına:
- Kadir abi be, yanımızdan geçerken, selam verip iki muhabbet eder misin?
Sayede kız arkadaşım bana bayılacak abi.
- İyi, tamam, hadi geç otur yerine, ben giderken uğrarım sizin masaya.
Delikanlının kız arkadaşı gelmiş, oturmuşlar muhabbet ederlerken, yanlarına
Kadir İnanır gelmiş:
- N'aber Haydar abi?
Delikanlı, kız arkadaşına hava atacak ya; Kadir İnanır'a ters ters bakarak
şöyle demiş:
- Kadir, git işine yahu!..
KAMERA ŞAKASI
Savcı, sanık sandalyesindeki yaşlı kadına
sormuş:
- Bize yaşınızı söyler misiniz?
- 86 yaşındayım.
- Lütfen bize olay günü neler olduğunu anlatın.
- O gün hava çok güzeldi, ben de parkta oturuyordum. Sonra o adam geldi, yanıma
oturdu.
- Onu tanıyor muydunuz?
- Hayır ama tatlı birine benziyordu.
- Sonra ne oldu?
- Birden bacaklarımı okşamaya başladı.
- Ona engel oldunuz mu?
- Hayır.
- Neden?
- Çünkü hoşuma gitmişti. Kocam 30 yıl önce öldüğünden beri, kimse bana böyle
dokunmamıştı.
- Sonra ne oldu?
- Sonra göğüslerime dokundu.
- Engel oldunuz mu?
- Hayır.
- Neden?
- Çünkü bana kendimi uzun zamandır ilk defa bir kadın gibi
hissettiriyordu.
- Sonra ne oldu?
- O kadar tahrik olmuştum ki bacaklarımı açtım ve "Seviş benimle, hadi
seviş benimle!.." diye bağırdım.
- Sizinle sevişti mi?
- Hayır! Ben öyle bağırınca o da birden, "Gülümseyin!.. Bu bir kamera
şakasıdır!.." diye bağırdı. Ben de onu vurdum!..