Herşey iki satır karara bağlı. Geçtiğimiz hafta yaşanan Kumluca, Demre, Finike ve kısmen Kaş’ı vuran hortumun mağdur ettiği binlerce üretici ve ailesi hükümetin açıklayacağı desteği bekliyor. Bakanlar Kurulu toplanıp karar verecek. O kadar…

Bir gecede çıkarılan torba yasalara inat bir türlü gelmiyor beklenen kararlar…

Afetzedelerin sırtı sıvazlanıp, ‘Yaralar sarılacak’ sözleriyle geçiştiriliyor durum…

Oysa geçmiyor…

Her yıl ya sel ya yağış ya hortum vuruyor üreticiyi…

Kredi ve borç ötelemelerle üreticinin ayağa kalkması bekleniyor. Oysa mümkün değil…

Seraları yıkılan, evleri dağılan üreticiye yapılacak en büyük iyilik önce alanın ‘afet bölgesi’ ilan edilmesi, sonra da TARSİM koşullarının esnetilmesi…

Oysa bölgeye gelen bakan ve yetkililer de benzer vaatlerde bulunmuştu…

Üretici borçlarının ertelenmesi konusunun Bakanlar Kurulu’nda görüşüleceği söylenmişti…

Ses yok…

Üretici bir yılını kaybetti. Çoğu da ortakçı…

İnsanların halini anlamak için o gün bölgede olmak gerekti. Ben gördüm. Üreticinin bebeğine bakar gibi büyüttüğü ürününü kaybetmesinin acısını yüzünde, gözünde, yanağında süzülen yaşta gördüm…

Çocuğu sular içinde oynarken cam kırıkları arasında ürününü kurtarmaya çalışan üreticimizi gördüm…

Kimi seralar evet eski usul. Ama modern sera yatırımı çöpe giden de var…

Afet bu; dinlemiyor eski, yeni…

Burada Ankara büyüklüğünü gösterecek. Devlet el uzatacak üreticisine…

Neden sigorta yapamıyor, üretici bakacak, araştıracak, gereğini yapacak…

Bölünmüş toprak, mülkiyet problemi, yokluk arasında yapılamayanları devlet destekle yaptıracak…

Geri ödemeli ya da ödemesiz…

Üretmeyen ülke kalkınamaz…

Antalya’nın üretim deposu bölgeye el uzanmazsa, üretim durur…

Üreticiyi küstürmeyelim…

Yara büyük. Üç aylık prim ertelemesi ile bir şey olmaz…

Prim ertelemesi derman olmaktan uzak, pansuman bile değil…

Plastik seralar 40-50 bin TL, cam seralar 70-80 bin TL’lik bir kaynak gerektiriyor. Borçla üretimi sürdüren üretici, hibe destekle ayağa kaldırılmalı…

Çünkü üretici, bu milletin efendisi…

Hakkı verilmeli…