25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde de şiddet durmazken üstüne bir de Resmi Gazete’de çıkan genelge tartışma yarattı. Genelgede bazı suçlarda ‘kadının beyanı esastır’ ilkesi baz alınırken, bu ilkede beyan değiştirilerek ‘kanıt’a dönüşmüş...

Bu genelgeyi enikonu inceleyip masaya yatıracağım. Ancak değinmek istediğim konu toplumda şiddetle mücadele ile ilgili kararlılık artmasına rağmen şiddet bitmiyor...

Üstelik ekonomik ve psikolojik şiddetle birlikte fiziki şiddet de tavan yapmış durumda...

Her gün yanı başımızda kavga, yaralama, cinayet vs haberleri geliyor...

Türkiye’de de artıyor Antalya’da da artıyor şiddet. Rakamlara bakarsak haberlerden derlenen bilgilere göre 10 ayda Türkiye’de 348 kadın, cinayet sonucu aramızdan koparıldı...

İstanbul’da 68, Antalya’da 26, İzmir’de 24 kadın katledildi...

Nüfus ve gelişmişlik açısından büyük iki ilde kadın cinayetinin yoğun olması dikkat çekerken, 21. yüzyılda hala kadın cinayetinin durdurulamaması büyük sorun...

En kısa sürede konuya eğilmezsek artık kadınlar açısından durum vahim noktaya gidiyor...

Ve en acısı şiddetin hep bir gerekçesi var...

Tahrik, kıskançlık ve türlü sebepler sıralanıyor...

Oysa en büyük sebep yukarda artan şiddetin tabana yayılması. Toplumsal ruh sağlığımız da beden sağlığımız da kalmadı...

Trafikte, evde, okulda, işte her yerde şiddet var...

Öğretmen öğrenciyi, hasta doktoru, eş eşini, eştini herkes birbirini şiddete maruz bırakıyor...

Yasalarda şiddeti engelleyecek sert tedbirler almadıkça, mevcut yasaları uygulamadıkça durum hiç de iyi değil...

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği yükselirken toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimine dönük bir adım atılmaması dikkat çekiyor...

Okullarda dine ve din bilgisine gösterilen hassasiyet kadar toplumsal cinsiyet eşitliğine de eğilmek gerekiyor...

 Şiddetsiz günler dileğiyle...