Toplam maliyetinin 732 milyon olduğu söylenen 67 tesisin açılışını yapmak üzere Antalya’ya gelen Başbakan Binali Yıldırım, AKP’nin iktidarında Antalya’ya yapılan yolu, köprüyü, barajı vs saydı…


Antalya’nın dünyanın en fazla 5 yıldızlı otele sahip ikinci büyük şehri olduğunu kaydetti…


 Sonra da “Sizler için daha fazlasını da yapacağız. Zaman 'Evet' zamanı!” dedi…


Tıpkı açılış öncesi kaleme aldığım gibi referandum bereketli geldi. Bundan sonra bol bol açılış olur, kurdele kesilir…


Peki ama Antalya’da her şey yolunda mı…


Ekonomi nasıl…


Bakın Başbakan’ın ardından neler oluyor, kentimizde…


Tarım bitik…


Dün Demre’de çiftçi sokağa döküldü…


“Devlet uyuma çiftçine sahip çık” diye haykırdı çiftçi ve yakınları…


“Bizlerin gecesi, gündüzü, hastalığı ve sağlığı yok. Bizlerin bayramı yok. Bizlerin sosyal hayatı yok. Bizlerin vergisiz aldığı mazotu yok. Bizim borcumuz var. Bizim her gün içinde çalışmamız gereken, çocuğumuz gibi bakmamız gereken sebzelerimiz var. Bizim zirai gübre bayilerinde sayfa sayfa cari hesabımız var. Bizim bankalara ipotekli tarlalarımız var. Aramızdaki farkları saydım. Bunların hepsi çiftçinin dışındakilerin sorunu değil. Çiftçinin üzerinde bütün bu zorluklara rağmen, bütün bu zorluklar yetmezmiş gibi, sebze üreticisinin bütün dertleri bitmiş gibi, ne şartlarda ürettiğimizi bilmedikleri gibi, hatta fikirleri bile olmadıkları sebzelerimizi, meyvelerimizi, 'kalıntılıdır', 'zehirlidir', 'raf ömrü uzasın diye ilaçlıyorlar', 'yurt dışına ilaçlı gidiyor', 'gümrüklerden dönüyor', 'biz de pazarlarda alıp satıyoruz' diyerek karaladılar. İtham ettiler. İftira attılar. Bitki koruma ilacı kullanılan ürünler hasat edildikten sonra, piyasaya sürülmeden önce numuneleri alınmaktadır. Gerekli kalıntı analizleri yapılmaktadır. Bu kalıntı analizleri olmadan pazara sürülememektedir. Kalıntı çıkmışsa bu ürünler ilgili ekipler tarafından imha edilmektedir. Soframıza koymadığımızı, sizin sofranıza koymuyoruz..” dediler…


Sorunlarına sahip çıkmayan yetkililere seslerini duyurmaya çalıştılar…


Biz de buradan “Türkiye'nin çiftçisiyiz, esnafıyız, işçisiyiz. İstikrar sürsün Türkiye büyüsün. O halde 16 Nisan'da kararımız evet! Büyük düşünüyoruz ve diyoruz ki kararımız evet! Yeni dönemde artık Türkiye'yi tutabilene aşkolsun" diyen Başbakan’a bu sesi duy diyoruz…


İşte size iletilemeyen, görmediğiniz ya da göremediğiniz gerçek bu…


Çiftçi perişan…


Yalnız o mu…


Turizmci, esnaf, sanayici vs…