Dün Antalya’nın çekirdek kenti tarihi Kaleiçi’nde 24 Temmuz’da start verilecek düzenleme çalışmalarından
söz etmiştik..
Kaleiçi’nin girişindeki Hisar Restoran’da 1978- 79 yıllarında Monaco Prensesi Greca
Kelly, deniz bilimci Kaptan Cousteau, Bulgar Devlet Başkanı Todor Jivkov ve
kızı Kültür Bakanı Jivkova’nın ağırlandığını yazdık da Antalya turizmine adını
altın harflerle yazdıran bir kişiyi unutmuştuk.
Bir de dönemin
Antalya Valisi Güngör Aydın’ı..
Elbette Belediye
Başkanı Selahattin Tonguç’u..
Kültür Müdürü Güngör
Türkeli’yi..
Hisar Restoran’ın o dönemdeki işletmecisi Emel Sürel di o kişi .
O yıllarda Antalya’da yabancı bir konuğu ağırlayacak, yemek
yedirecek tek mekanın sahibiydi Emel Sürel.
2001 yılında
vefat eden Emel Sürel, Antalya’nın vitrini haline getirdiği Hisar Restoran’ı
yıl boyunca açık tutup, Antalya turizmine verdiği katkılardan dolayı 1986 yılında Valilikçe ödüllendirilmiş,
Türk Kadınlar Birliği de ‘Kadın Haklarının Yılmaz Savunucusu’ ödülünü vermişti..
O yıllardan günümüze Antalya çok değişti..
Antalya’da yaşayanlar bu değişimin pek fazla farkına
varamadılar kuşkusuz..
Bugün gelinen noktada ‘beton
kent’ görüntüsü veren Antalya, eski günlerini arıyor..
Antalyalılar ve kentin eski yöneticileri de bu olumsuz
değişimden doğal olarak rahatsızlar..
Bakınız 1973-1980
yılları arasında Antalya Belediye Başkanı olarak görev yapan Selahattin Tonguç,
2011 yılında yaptığı bir konuşmada, Antalya’da
yapılacak projelerin bölgenin doğasını, tarihini ve yeşilini bozmaması
gerektiğini vurguluyor..
Antalya’yı bugün yaşanmaz hale getiren imar hareketlerini
eleştiren Tonguç, şunları söylemişti :
“Biz çevreciyiz
diyoruz ama geçmiştekiler bu işi bizden iyi yapmış, biz muhafaza edemedik”
Antalya’da imar hareketinin Haşim İşcan’la başladığını belirten Tonguç, bölgede imar
uygulamaları bakımından yanlış kararlar alındığını da söylüyor.
Antalya’nın en değerli doğal mirası olan falezlerin yanlış
yapılaşmalar nedeniyle tehdit altında olduğunu ve tehdit içerdiğini sağır sultan
bile biliyor.
Selahattin Tonguç, Konserve
Koyu’ndaki falezlerde 20 binanın oturulamaz durumda olduğunu hatırlatıyor.
Tonguç, 1 kilogram
domates alırken içerisinde çürük var mı diye bakan halkın, ev alırken titiz
davranmadığını da söylüyor.
Görevde iken Orduevi’nin
karşısındaki binalara izin vermediklerini, konunun politik mesele haline
getirildiğini , 12 Eylül askeri
darbesinden sonra inşaat izni verildiğini, dinamitler patlatıldığını, Orduevi
ile devlet hastanesi arasındaki binaların altının oyulduğunu anlattı..
Antalya’nın kıyı kenar çizgisini yapan ilk belediye başkanı
olduğunu söyleyen Selahattin Tonguç,
hayalindeki Antalya’nın yeşillikler içerisinde çiçek bahçeleri olan Antalya
olduğunu da söylüyor.
1980’den bugüne 36 yıl geçti..
Antalya, bu 36 yılda çok değişti..
Başta turizm ve tarım olmak üzere bazı alanlarda belki
gelişti ama pek çok şeyi de kaybetti..
1970’li 80’li
yıllarda klima nedir bilinmezken, Antalyalılar bölgenin kendine has rüzgarı ile
serinliyor, yeşilin ve mavinin tüm tonlarının gölgesinde mutlu yaşıyordu..
Antalya, bugün nefes alınamaz hale gelmişse, 1980’de
başlayan kontrolsüz yapılaşmanın payı büyük..
Antalya o nedenle geçmişini arıyor..