1–7 Mayıs Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftasıydı…Gelin rakamlara bakalım. 2024’de Türkiye’de 623.148 trafik kazası meydana geldi. Bu kazalarda ise maalesef 2.713 kişi hayatını kaybetti. 2023 yılında tablo daha acı. 6 bin 548 kişinin hayatını kaybetti 350 bin kişi de yaralandı. Alanya, Manavgat, Konyaaltı, hatta Kırıkkale, Yalova, Erzincan, Bilecik illerinin nüfusu kadar kişi yani. Bu kişilerin yaklaşık 5 bininin omurilik felçlisi olduğunu, hayatlarını bir daha eski kalitesinde sürdüremeyecekleri de bir diğer acı gerçek…
Peki ne yapmalıyız, çözüm ne olmalı… Öğretim Görevlisi, Yol ve Trafik Güvenliği Danışmanı Özgür Şener’in çok güzel bir konuya dikkat çekmiş. ‘Sürücülük kültürü’…. Öğr. Gör. Özgür Şener, “Kişiler 18 yaşını doldurduklarında sürücü belgesi alabiliyor ancak bunun öncesinde ebeveynlerini ya da araç kullananları izleyerek edinilen bir trafik kültürü var. Bu da maalesef ülkemizde çok iyi bir kültür değil. Bunun sebebi de aslında zamanında sürücü belgesi alınırken taşıtların A noktasından B noktasına hareket ettirilmesi üzerine bir eğitim verilmiş olması. Oysa insanlara trafik kültüründen bahsedilmesi gerekir. Trafik kültürü, yani direksiyon başına geçildiğinde alınması gereken sorumluluklardan, trafikteki tehlikelerden bahsedilmeli” diyor.
Trafikte bir sorun yaşandığında ve karşıdaki sürücü hatalı olduğu halde durumu kabul etmiyorsa, tartışılmaması gerektiğini aktaran Şener, “Belki aynı trafik işaretine bakıp farklı şeyler görüyorsunuz, farklı bilgileriniz var. Dolayısıyla trafik kültürünün oluşması için biz daha sürücü belgesi alma aşamasında, hatta çocukların yavaş yavaş araba kullanmaya heves ettikleri lise çağlarında kadar gidip oradan insanları bir trafik kültürüne doğru yönlendirmemiz gerekiyor. Mevcutta olan dersler çok kısıtlı ve genel trafik kültürünü kapsamıyor maalesef” diyerek de devam ediyor…
Trafik kültürümüz yok!
Aşırı hız, kavşak ve geçitlerde geçiş önceliğine uymamak ve şerit izleme kurallarını ihlal etmek gibi, can kayıplarına neden olan yaygın sürücü hatalarının yanı sıra; yaya geçitlerinde geçiş hakkını yayaya tanımamak, şerit değişimlerinde sinyal kullanmamak, trafik ışıkları yeşile dönmeden hareket etmek ve gereksiz korna kullanımıyla trafikte strese sebep olmak gibi trafik kültürünü olumsuz etkileyen sürücü davranışları da trafik güvenliğini tehlikeye atıyor. Bu tür alışkanlıkların sıradanlaşması, sürüş güvenliğini zayıflatırken, trafikteki tüm yol kullanıcılarını da riske atıyor.
Trafik kazalarında ya da ihlallerinde bir diğer kargaşa da sürücü belgesine dair geçen süre ile ilgili. Sevgili okurlar, bir kişinin sürücü belgesine sahip olmasının araç kullanma kabiliyetine sahip olduğunu göstermez. Özellikle şirketler, eğer bir çalışana araç verecekse sadece sürücü belgesindeki yıla bakmamalı. Mutlaka o kişiyi bir sürüş değerlendirmesiyle değerlendirmeliler. Ama maalesef bizde öyle olmuyor, sürücü belgen var mı var? Kaç yıllık? Hele ki 5 ve üstüyse hiç sorun yok. Bu anlayış çok yanlış…
Son söz olarak hep konuşulur ya; Antalya gibi trafiğin yoğun olduğu büyükşehirlerde ister sürücü ister yaya olmak çok zor ve tehlikeli diye.. Hayır, tehlikeli değil. Biz onu tehlikeli bir hale getiriyoruz…Kurallara uymayıp üstüne trafik/ sürücülülük kültürünü de unutursak sonuç böyle acı oluyor maalesef…