30 Ağustos 1922, Kurtuluş Savaşı sırasında Büyük Taarruz’un son ve en önemli aşamasıdır. Başkomutanlık Meydan Muharebesi de denilen ve Yunan ordusunun büyük bozguna uğratıldığı zaferimizin 95. yıldönümünde bir hikaye paylaşmak istiyorum…

Yüzyıllar öncesini destanlaştırırken, yakın tarihimizi görmezden gelenlere inat…

Saray sofralarında nutuk atanlar iyice okusun…

Dinlesin…

Nereden geldik…

Büyük Taarruz’un Kocetepe’den yapılması kararının ardından ordularımız Afyon’un Şuhut İlçesi Çakırözü Köyü’nden Kocatepe’ye sevk edilmeye başlıyor…

Mustafa Kemal Paşa, köyde değirmencilik yapan Mustafa Efendi’nin su değirmeninin yanına kurulan çadırda bir gün kalıyor…

Ve dünyaya meydan okuyan, adını tarihe altın harflerle yazdıran Paşa, ne yiyip içiyor biliyor musunuz…

Mustafa Efendi'nin eşi Şemsi Hanım’ın yaptığı yufka ile karnını doyuruyor, bölgede bulunan Ardıçlı çeşmesinin suyunu içiyor…

Ha bir de kaynamış yumurta yiyor…

O dönemde yufka ve yumurta lüks…

Bir misafire verilebilecek en zengin menü…

Yıllar sonra Şemsi Hanım’ın kızı bakın o dönemki bu tabloyu nasıl anlatmış...

“Mustafa Kemal'in çadırı babamın değirmeninin yanına kurulunca, askerler de Kocatepe'ye çıkmaya başlamış. Annem değirmende öğütülen unlarla Paşamıza yufka yapıp, tavukların yumurtalarından kaynatarak karnını doğurmuş. Ortada yiyecek yok ki. Yufka ve kaynamış yumurta bile büyük bir nimet, misafirlere verilebilecek lüks bir yemek. Paşamız orada bulunan Ardıçlı çeşmesinin suyunu çok sevdiği için babam da o çeşmenin suyunu paşamıza taşımış. Değirmenin yanında bulunan büyük bir ceviz ağacına da telsizler falan kurularak haberleşme oradan sağlanmış. Bu büyük şahsiyete ne kadar minnet duysak azdır.”

Evet, nasıl minnet duysak az…

Yoklukta, yoksullukta bir zafer kazanmak öyle kolay değil…

Öyle kolay değil, Mustafa Kemal olmak…

Öyle kolay değil, lider olmak…

Öyle kolay değil, kendini değil milleti, memleketi düşünmek ve her şeyin önüne koymak…

Minnettarız sana Atam…

Adını silmeye çalışanlara, devrimlerine, Cumhuriyet ve kazanımlarına saldıranlara inat emanetini korumak boynumuzun borcu…