Yıllar ne çabuk geçiyor değil mi?

3.07.2020 tarihlerin de gene böyle sansür tartışmaları yoğunluktaydı.

Ben o tarihte;

Sansür başlıklı bir yazı yazmıştım.Bu yazımda noktasına ve virgülüne dokunmadan Markopaşa isimli gülmece gazetesinde çıkan 8 Şubat 1949 tarihli “Komünizmle Mücadele” yazısında geçen    “Sansür İstiyoruz …” kısmını yayınlamıştım.

Gene onu yayınlayarak başlayacağım ve bugünlere gelip bir beyin fırtınası yapalım isterseniz.

“SANSÜR İSTİYORUZ

Sayın Başbakan!

Bu sayıyla 17 sayı çıkabilen Markopaşa’nın yedi sayısı toplatılmış bulunuyor.Başdan gazetesinin de üç sayısı toplatıldı.Bir de Azizname adlı kitabımız toplatıldı.Öyle görülüyor ki,Türkiye’de varolduğu söylenen basın özgürlüğü bir tuzaktan başka bişey değildir.Biz,saltanat döneminin sansürüne çoktan razı olduk.Sansür istiyoruz,sansür!Mahkemelerde sürünmek,sorgularda üzülmek,cezaevlerinde çürümek istemiyoruz,sansür istiyoruz!

Türkiyede’de de demokrasi olduğunu dünyaya tanıtlamak için,göstermelik bir basın özgürlüğü değil,bir tuzak değil,sansür istiyoruz!

Sözde antidemokratik yasaların değiştirilmesi  gibi gerçek olmayan işlerle uğraşacağınıza,sansür koyun.Ulusun yararına yapacağınız en olumlu iş budur;sansür koyunuz,sansür!

Saygılar.  “

Bu yazının yazıldığı tarihte  Şemsettin Günaltay başbakandır.Çok partili geçmenin sancıları yaşanmaktadır.Devlet kontrolü elinde tutmanın telaşı içerisinde sansür uygulamaktadır.

1908 yılındaki 2.meşrutiyet dönemine kadar Padişah Abdülhamit’in istibdat döneminde(1878-1908) basına sansür uygulanmasının yanında basını susturmak ve gazeteleri kendi yanına çekmek amacıyla çeşitli kaynaklardan ödenekler sağlandığı ve gazetecilere nişanlar verildiğine dair tarihimizde örnekler vardır.

Ne tasadüf değil mi?

Şimdi de yandaş medya var.

2002 yılında  mevcut hükümet başbakanı ve bakanları  tarafından özgürlükler üzerinden ifade ve düşünce özgürlüğüne dair nutuklar atmış;12  Eylül 2010 Anayasa Referandumu öncesi  “Üstünlerin Hukuku mu,Hukukun Üstünlüğü mü “”Tarafsız ve bağımsız yargı için evet” afişleri  içerisinden  Avrupa birliği uyuma dair yasalardan bugünün Dezenformasyon yasası diye anılan sansür yasasına gelinmiştir.

Dezenformasyonlu sansür yasası 13.10.2022 tarih ve saat 22.53 mecliste oylanarak kabul edilmiştir.Ama ne gariptir verilen bir önerge ile yasanın yürürlük tarihi ocak 2023’ den  1 Nisan 2023 yapılmıştır.

Geçen bu yasada gerek 29.madde ,gerekse diğer maddelerdeki metinler de uçu açık ,eğilip bükülmeye müsait ifadeler mevcuttur.Çıkarılaçak uygulama yönetmelikleriyle R.T.Ü.K olduğu gibi yargıda olmayan yetkiler Basın İlan Kurumu ve  yeniden oluşturulacak kurullara verilmektedir.

Bu yasa seçime endeksli, seçilmiş defolu Anayasaya aykırı, ömrü bitmekte olan bir iktidar tarafından çıkartılmış ölü bir yasadır.

Halk gözünde karşılığı yoktur.

Halkın iradesi ile yapılacak seçimlerde halkın kararıyla gitme olasılığı olan bir iktidarın elinde gezdirdiği bir el bombasıdır.

Bu bomba kimin elinde patlar hep beraber göreceğiz.

Tepkisiz Toplum Etkisiz Toplumdur!