Antalya’da 16 Aralık Cumartesi günü, ‘Akdeniz’in Doğa ve Kültür Değerleri Risk Altında’ paneli düzenleniyor..
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği(TMMOB)Mimarlar Odası tarafından sermaye ve finans odaklı yapılaşma ve planlama süreçlerinin en çok etkilediği alanların yer aldığı kıyı bölgelerinde‘Kıyı Bölgelerinde Mimarlık ’ sloganı ile organize edilen ve daha önce Ege Bölgesi olarak Muğla’da, Marmara Bölgesi olarak , Balıkesir’de, Karedeniz bölgesi olarak da Trabzon’da düzenlenen panelin sonucusu , “Kıyı Bölgelerinde Mimarlık: Akdeniz’in Doğa Ve Kültür Değerleri Risk Altında” başlığı ile Antalya’da düzenleniyor.
Mimarlar Odası, bu panel için çok çarpıcı bir açıklama yaptı..
“Kentsel ve kırsal alanların, tabiat varlıklarının, koruma alanlarının, ormanların, kıyıların, milli parkların, doğal sit alanlarının rant alanı haline getirildiği ülkemizde; doğal değerler yok olmakta, kentsel, kırsal çevre sorunları hızla artmaktadır” denilen açıklamada, 2011 yılında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ve ardından 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun değiştirilmesi ile koruma politikalarında var olan güvenceler de ortadan kaldırılarak yeni bir süreç başladığını vurgulanıyor.
“Açıklamada, Akdeniz’i ve Antalya’yı çok yakından ilgilendiren şu ifadelere yer veriliyor :
“Doğal
ve yapılı çevre üzerinden sağlanacak gelirlerin artırılabilmesi için yapılan
yasal düzenlemelerle nükleer santraller, köprüler ve otoyollar, havaalanları,
hidroelektrik santraller, kanallar gibi birçok projenin sınırsız
uygulanabilmesi amacıyla koruma mevzuatı değiştirilmekte; proje alanlarındaki
doğal çevrenin kamusal niteliklerinin kaldırılabilmesinin ve amaçları dışında
kullanılabilmelerinin, yapılaşma alanlarına dönüştürülmelerinin önü
açılmaktadır”
AKP iktidarının yapılaşmayı, betonu teşvik eden düzenlemelerine eleştiri getirilen açıklamada
“Kamu yararının gözetilmesi öncelikli olan yeşil alanlar, milli parklar, ormanlık araziler, kıyılar ve sahil şeritlerinde yapılaşmanın önünün açılabilmesi için; “sit alanı, tabiatı koruma alanı, milli park” gibi statüleri kaldırılmakta veya değiştirilmektedir. Akdeniz Bölgesi’nde, turizm tesisleri için doğal alanların yapılaşmaya açılması ile başlayan tahribat; nükleer santral, hidroelektrik santral inşaatları; yeşil alanlar ve milli parklarda yapılaşma, deniz dolgu alanları oluşturulması, taş ve mermer ocağı faaliyetleri ile sürdürülmüştür”görüşüne yer veriliyor.
Mimarlar Odası’nın açıklamasında AKP’nin çılgın projelerine, Konyaaltı ve Lara sahil şehitlerinde yapımını planladığı yat ve kruvaziyer limanlarına da gönderme yapılarak , “Yerel yönetimlerce planlanan çılgın projeler yoluyla su havzalarının yok edilerek, sahil şeridinin yat ve kruvaziyer limanları için yapılaşmaya açılması gündeme getirilmiştir. Bölgeyi ticaret ve turizm merkezi haline getirmeyi hedefleyen düzenleme ve uygulamalar; Akdeniz’in doğal ve kültürel değerlerine geri döndürülemez biçimde zarar verecektir”deniyor.
Açıklamada, başta büyük ölçekli planlama ve projelerde kamu yararı ve toplumsal hizmetin öncelikli olması gerektiği vurgulanıyor ve şu ifadelere yer veriliyor :
“Merkezi-yerel
kamusal politikaların; tarihi ve doğal güzelliklere, kentlerin ortak belleği
olan kamusal mekâna ve yapılı çevreye, kültürel yapıya değer veren planlama
süreçleri ve koruma yaşatma projeleri oluşturması, tüm bu değerleri anlamaya
yönelik farkındalığı hayata geçirecek program ve etkinlikleri
kurumsallaştırarak sürdürmesi gereklidir.
Mimarlar
Odası; kamu yararına ve toplum hizmetinde yürüttüğü çalışmalar kapsamında; kıyı
bölgelerimizin ve ülkemizin geleceğinin değerlendirilebilmesi ve sorunlara
karşı ortak çözümler üretilebilmesini amaçlamaktadır. Bu bağlamda kentlilerin,
kentli kuruluşların, ilgili tüm kesimlerin katılımını içeren ve merkezi-yerel
yönetimlerle, bilim insanlarıyla, sanat çevreleriyle, sivil toplum
hareketleriyle işbirliği kurulmasını hedefleyen “Kıyı Bölgelerinde Mimarlık”
etkinlikler dizisi gerçekleştirilmiştir”