Almanya'nın kaplıcalarıyla ünlü Bad Kreuznach şehrindeki Parkhotel'de Atatürk Salonu ve Yazıtı bulunuyor. Mainz'da Başkonsolos olduğum tarihlerde (1993-1997) tarafımdan yapılan girişimlerle 23 Nisan 1997'de açılışı yapılmıştı. Aradan 27 geçmiş. Ancak Türkiye'de pek bilen yok. Geçende "Diplomat" adlı dergide kısaca söz ettim. Pek çok dostum ilk kez duyduğunu söyledi. Öyküsünü kısaca yazayım.

15 Aralık 1917 Mustafa Kemal Paşa, Veliaht Vahdettin ile Almanya'ya gitmek üzere İstanbul'dan trenle hareket etti. Alman Genel Karargâhı'nı ve Alman cephelerini ziyaret amacıyla düzenlenen ve 15 Aralık 1917-4 Ocak 1918 arasını kapsayan bu seyahat esnasında Atatürk, Alman askerî çevrelerinde incelemeler yaparak, Alman İmparatoru II. Wilhelm ve devrin tanınmış komutanlarıyla görüştü. Türk-Alman dostluğuna ve işbirliğine büyük önem veren Alman İmparatoru II. Wilhelm, 1889, 1898 ve 1917 tarihlerinde üç kez İstanbul’u ziyaret etmişti. II. Wilhelm, 1917 deki ziyaretinden sonra, I. Dünya Savaşı’ndaki Alman savaş cephelerini ziyaret etmek üzere Sultan Reşat’ı Berlin’e davet etmişti. 73 yaşında olan Sultan Reşat rahatsız olduğundan, yerine kendisini temsilen Veliaht Mehmet Vahdeddin’i göndermişti. Aralık 1917’de Almanya’ya gelen heyette orduyu temsilen Mustafa Kemal Paşa da (Atatürk) yer aldı. Türk heyeti ziyaretin ilk durağı olarak Bad Kreuznach sehrinde, dönemin Alman Genel Karargahı olan Parkhotel Kurhaus’da konakladı. . 

Mustafa Kemal’in Çanakkale savaşındaki başarıları ve üstün yetenekleri başta II. Wilhelm olmak üzere Alman generallerince ve kamuoyunca çok iyi bilinmekteydi. Mustafa Kemal Paşa’ya I. Dünya Savaşı’ndaki üstün başarılarından ötürü 5 Eylül 1917 de Alman hükümeti tarafından II. Rütbeden Demir Haç Nişanı verilmişti. Bu itibarla Türk heyeti trenle Bad Kreuznach’a vardığında, Alman subaylar Mustafa Kemal’e büyük ilgi göstermişti. Genel Karargâh’taki görüşmelerde Mustafa Kemal Paşa’nın savaşla ilgili analizlerini dikkatle dinleyen İmparator, generallerinden, Mustafa Kemal Paşa’yla daha yakından ilgilenmelerini ve kendisiyle daha uzun görüşmelerini istemişti.

1993 yılı sonbaharında Mainz’a Başkonsolos olarak atandıktan sonra Atatürk’ün Almanya gezisi hakkında bilgi sahibi oldum.,  Bad Kreuznach şehrinin o dönemki Belediye Başkanı Rolf Ebbeke ve otelin Hırvat kökenli eski işletmecisi Gojko Loncar ile görüşmelerde bulunarak, Otelde bu gezinin anısına bir düzenleme yapılmasını önerdim.. Verdiğim bilgileri başlangıçta temkinle karşılayan Belediye Başkanı Ebbeke, kendi kaynaklarından bu geziyi ilişkin bilgi ve belgeleri araştırdı...Otelin Hırvat kökenli  sahibi Gojko Loncar da, Atatürk'e büyük hayranlık duyduğunu ve Parkhotel'de Atatürk'ün gezisi anısına yapılacak her türlü düzenlemeye açık olduğunu ifade etti... Belediye Başkanı ve işletme yönetimiyle yaptığımız görüşmelerde; Atatürk’ün bu ziyaretinin anısına tarihi otelin en görkemli salonlarından birine 'Atatürk Salonu' adının verilmesini, salonun duvarlarına Türk-Alman tarihi ilişkileri ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarına ait fotoğrafların asılmasını, salona konulacak iki vitrine ise tarihi belge, obje ve kitapların konulmasını kararlaştırdık. Ayrıca, otelin girişine bir yazıt konulması konusunda da mutabık kaldık.

Yoğun çalışmalar sonucu. 'Atatürk Salonu' ve yazıtın açılışı, Atatürk’ün Almanya gezisinden 80 yıl sonra 23 Nisan 1997 tarihinde, bini aşkın Türk ve Alman seçkin bir davetli topluluğunun katıldığı görkemli bir törenle yapıldı.Bir sempozyum düzenlendi. Salonun açılışı basında geniş yankı buldu. Salondan övgüyle söz eden haberler kamuoyunun ilgisini daha da artırdı. Bu vesileyle 'Modern Türkiye'nin Kurucusu Almanya' başlıklı bir kitap hazırladım.

Bu salon nedeniyle Parkhotel zaman içinde insanlarımızın etkinlikler düzenledikleri ve Atatürk'e duydukları saygıyı, sevgiyi ,özlemi dile getirdikleri bir mekana dönüştü. Zürih'e Başkonsolos olarak atandığım tarihlerde de (2000-2004) Başkonsolosluk toplantı salonunu Parkhotel'dekine benzer bir düzenlemeyle Atatürk Salonuna dönüştürdük. Bu Salonda da insanlarımızı bir araya getiren etkinlikler düzenlenmekte. Atatürk, saygı, sevgi ve özlemle anılmakta.