9 Mayıs’ta Finike’nin Kızılcık Yaylası’nda ‘Ali Baba’nın Çiftliği’ adını verdikleri evlerinde alçak bir cinayetle öldürülen doğa ve yaşam savunucuları Aysin-Ali Büyüknohutçu çiftinin adını yaşatacak olan park bugün açılıyor..

Muratpaşa Belediyesi’nce Güzeloluk Mahallesi’nde 9 bin 285 metrekarelik alana yapımı tamamlanan ‘Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu Çevre Bilinci Parkı’ için saat 12.00’da açılış töreni düzenleniyor.

Açılış sonrasında ise Türkiye’nin farklı kentlerinden gelen doğa ve yaşam savunucuları, akşam saatlerine kadar sürmesi planlanan forumlarla Antalya ve Türkiye’deki çevre mücadelesini tartışacaklar.

Büyüknohutçu çiftinin kızı Emine Büyüknohutçu, doğa ve yaşam savunucularının adını taşıyacak parkın açılışı ve forumlarla ilgili olarak sosyal medya üzerinden şu çağrıyı yaptı :

“Ali ve Aysin’in acısı hala içimizdeyken, üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen cinayet hala şaibeli, hala aydınlatılamadı. Yaşam savunucularına yapılan saldırılar ile devam etmekte. Tüm ülkede doğamız ve kentlerimiz sermaye dostu iktidar tarafından talan edilmeye devam ediliyor. Ali ve Aysin Büyüknohutçu çiftini ve verdikleri örnek doğayı koruma mücadelesi unutmamak ve unutturmamak için 4 Kasım tarihinde(bugün)Antalya-Murapaşa’da buluşuyoruz. Onları, adlarını vereceğimiz parkta düzenleyeceğimiz anma etkinliğiyle ölümsüzleştireceğiz.  Tüm kent ve doğa mücadelesi veren kurumları ve bireyleri 4 Kasım 2017 tarihinde tüm gün düzenleyeceğimiz etkinliğe davet ediyoruz”

Ali Ulvi-Aysin Büyüknohutçu Çevre Bilinci Parkı’nın açılışı ve sonrasında düzenlenecek forumlara katılmak için Antalya dışından gelecek olan için [email protected] adresi yoluyla ücretsiz otobüs temin edildiği,bugünkü anlamlı açılış ve etkinliğe katılmak isteyenler için Antalya merkezi ile birlikte İzmir, İstanbul ve Bursa’dan otobüs kaldırıldığı da belirtildi.

Kuşku yok ki Büyüknohutçu çiftinin öldürülmesinin ardında gizli ve kirli güçler var..

Bu güçlerin de sadece para kazanmayı düşünen büyük sermaye çevreleri ile onların koruyucuları ile maşaları olduğunu tahmin etmek zor değil.

Yaşam savunucusu Büyüknohutçuların öldürülmesi sıradan bir cinayet değil..

Üstünün örtülme çabaları olduğunu da sağır sultan bile duydu..

Ali Ulvi-Aysin Büyüknohutçu’nun katili Ali Yamuç’un tutuklu bulunduğu Alanya L Tipi Cezaevi’nde ölü bulunması da bu cinayetin ardında kirli eller ve emeller olduğunun kanıtı..

Katil zanlısı Ali Yamuç’un cezaevinden gönderdiği mektuptaki “ İpleriniz cebinizde haberiniz olsun’ ifadesi ile cinayetin planlı olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor..

Doğa ve yaşam savunucuları Büyüknohutçu çiftinin öldürülmesi bir anlamda doğa talanına karşı çıkan kişi ve kurumlara resmen tehdit içeriyor..

Çevre katliamlarının, doğa cinayetlerinin en çok işlendiği yerler arasında bulunan Antalya’da,özellikle de Finike-Kumluca bölgelerinde bu alçak cinayet öncesi ve sonrasında bazı karanlık tiplerin arzı endam ettikleri de biliniyor..

Dileriz bu cinayetin sırrı çözülür, arkasındaki gerçek güçler ortaya çıkar..

Bugün adı parkta ölümsüzleştirilecek olan Ali Ulvi Büyüknohutçu ile 30 yılı aşan bir dostluğumuz vardı..

Emekli olup Finike’ye yerleşmeden önce Antalya’da pek çok toplumsal olayda birlikte hareket ettik..

Günü geldi açıklama yaptık, günü geldi eylem yaptık, olmadı yargıya gittik.

Ali Ulvi Büyüknohutçu ile çok sayıda televizyon programı yaptık, tüketici ve çevre konularında çok çarpıcı gazete haberlerine imza attık..

Sevgili Ali Ulvi Büyüknohutçu ile ilgili bir çarpıcı anıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Büyüknohutçu Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanlığı yaptı.

Tüketici haklarıyla ilgili yasaların hazırlanmasında etkin rol oynadığı gibi Avrupa’nın çeşitli ülkelerine giderek tüketici hakları konusunda incelemeler yaptı..

1990’lı yollarda Kanal 07 TV’de ‘Çerçeve’ isimli bir program yapıyordum. 

Çerçeve’ye konuk olduğu bir akşam tüketici sorunlarıyla ilgili sohbet ederken birden çantasını açtı ve bir ekmek çıkardı Büyüknohutçu..

O ekmeğin içinden bıçak çıkmıştı..

Bir anda televizyonun telefonları kilitlendi..

Ekmek konusunda Antalyalılardan rekor sayıda şikayet gelmeye başladı..

Program devam ederken stüdyo dışından yüksek sesli konuşmalar duyuluyordu..

Sonra şok bir olay yaşadık.

İçinden bıçak çıkan ekmeği üreten fırının sahibi adamlarıyla birlikte televizyonu ve programı bastı..

Fırıncı ve adamlarını güç bela ikna ettik..

Kimsenin burnu kanamadan programı bitirdik..

O akşamı, o programı unutamam..