Günlerden 15 Nisan.
Dünya
Sanat Günü, “World Art Day”…
''Ünlü
İtalyan sanatçı Leonardo Da Vinci’nin doğum günü 15 Nisan.
Uluslararası
Sanat Derneği'nin 2011 yılında Meksika'da yapılan genel kurulunda Bedri Baykam'ın
önerisi üzerine 15 Nisan’ın dünya sanat günü olarak kutlanılması kararı alındı.
Bu kararın mimarının bir Türk Sanatçı olmasının ayrıca önemli olduğunu
düşünüyorum.
15
Nisanlar neden olmak zorundadır, yaşamımıza, topluma nasıl değer katıyor diye düşünebilirsiniz.
Bu durumda çok fazla tespit söz konusu olabilir. Basit olarak düşünelim
isterseniz.
Bir toplumun kültür seviyesini sanatla
öğrenebiliyoruz.
Geçmişin
dönüş bileti, çünkü geçmişi sanat ile çözebiliyoruz. Geçmişten bugüne kalıntılar
ve sanat ayrıca geleceğin anahtarı.
Güzeli
aramak, güzeli tespit etmek, hayatımızı güzelleştirmek, seçeneklerin farkında
olmak, kararları disipline etmeyi, sistemli olabilmeyi öğrenmek, bakış açımızı
değiştirebilmek ,aktif hale getirebilmek sanat eğitimi ile mümkün.
Sanatın
toplumsal olaylara parmak basması, olması gerekenin olmazsa olmazı diyebiliriz.
İlla ki bir manifesto… Olumsuz veya yolunda gitmeyen durumların sanata
yansıması işlenen konu ile ilgili insanları rahatsız edecektir, niçin rahatsız
edecektir, sanatın eleştirel yönü devreye girecektir. Sistem, insan ve toplum eleştirisi
ve vurguları sanat üretimi ile mümkündür. New York'taki Birleşmiş Milletler
binasının duvarında, Güvenlik Konseyi salonunda sergilenmekte olan Guernica‘nın
önünde Bush hükümetinin, Powell'ın Irak'taki savaşa ilişkin açıklamalar
yaparken arkada bu resmin gözükmesini istemedikleri için mavi örtü ile
kapanmasını istemişlerdi. Bunu neden istemiş olabilirler sizce? … Ertesi gün bu
örtünün, şiddet dolu sahnelerin arka planda kötü göründüğü ve konuşmacıların
yüzlerin tam üzerinde atın kalçasının yer aldığı gerekçesiyle, televizyon
habercileri tarafından kapatılması istendiği açıklanması gerçeği değiştirmiş
midir?... Tabi ki hayır.
Unutmamak
gerek "Bir millet sanata ehemmiyet vermedikçe büyük bir felakete mahkûmdur."
(
M. Kemal Atatürk )
Ama
diğer taraftan ilerlemek isteyen toplumların ilk başvurduğu sistemdir sanat.
Fatih
Sultan Mehmet, Sultan Abdülaziz, Mustafa Kemal Atatürk. Vladimir Lenin SSCB’ndeki
gibi sistem oluşturan veya vizyon sahibi liderler sanatı farklı şekillerde
kullanmışlardır.
Fatih
Sultan Mehmet atölyeler ve dernekleşme üzerinde durarak, yağlıboya resim
yapımını Osmanlıya getirerek, Sultan Abdülaziz Osmanlı’da ilk resim sergisini açarak,
müzelerin ve sanat eğitim kurumlarının kurulması konusunda yaptığı ciddi
çalışmaları ile yeni bir dönemi başlatmışlardı. Yeni SSCB’nin kurulması
aşamasında Vladimir Lenin, halkın özgüvenini yükseltmek ve iletişim aracı
olarak afiş tasarımları kullanmıştır. Son derece özgüven dolu yeni gelen sistem
ile oluşması istenen yapıyı konu alan tasarımlar o dönemde aslında yeni SSCB’nin
doğumuna hizmet etmişlerdir. Tarihsel bir eylemler zinciri yeni kurulan Türkiye
Cumhuriyeti için de geçerlidir. Anadolu’nun dört bir yayına ressamlar gönderilmiş
ve her bir yerleşim birimini resmetmeleri istenmişti. Fotoğraf çekme imkânını olmadığı,
iletişim sağlanamadığı, teknolojinin oldukça geri olduğu bu zaman sürecinde
sanatın sağladığı işlevsellik göz ardı edilemez. Bunun gibi çok fazla örnek
verilebilir.
Sanat, soruna el bastığı gibi, her zaman bir
şey anlatmak zorunda da değildir. Bazen yaşadığımız duyguların yansıması, bazen,
aşk, sevgi, coşku, bazen kişilerin veya coğrafyanın çığlığı bazen isyan, illa
ki bizden ve yaşadığımız toplumun koşullarının yansımasıdır. Özgür düşünce,
ifade şeklidir. Tabi ki kullanıldığı
amaca göre aydınlıktır ışıktır. Ama plastik sanatların hangi dalı olursa olsun,
hangi olay olursa olsun bizden olanın yansımasıdır. Sanat yaşamı güzelleştirir,
insana ve çevresine değer katar.
“Sanatsız kalmış bir milletin can
damarlarından biri kopmuş demektir! “ der Gazi Mustafa Kemal.
Damarlarınıza
dikkat edin çünkü onlar yaşama sebebinizdir, yaşama devam etmek için gerekli
olan araçlarınızdır. Bu anlamda
yaşadığınız toplum içinde değerlerinizi aktif tutmak adına sanat olmak
zorundadır ki akışı rahat sağlayabilesiniz.
Tam bu noktada sanatla kalın… Hoşça kalın…