- Takipte Kalın
- Tweet
Koronavirüs’ün ülkemizde yarattığı tahribat, sadece can kayıpları ile
sınırlı değil elbet.
Salgının başladığı günden bugüne ülkemizde, çalışanların işlerini
kaybetmeleri ve iş insanlarının sanayicisi ve tüccarıyla, iş yerlerinde
yaşadıkları sıkıntılar, zaten kör topal giden ülke ekonomisinin iyice
tepetaklak olmasına neden oldu.
Ancak, bence Covid19 virüsünün ülkede yarattığı asıl tahribat,
okulların kapanması ve yeni eğitim ve öğretim yılı zamanının gelmesine karşın,
bir türlü açılamamaları nedeniyle yaşanıyor.
31 Ağustos tarihinde açılacak denilen okullar, vaka ve ölüm
sayılarındaki belirgin artışın ardından açılamadı ve uzaktan eğitim adı
altında, ülkemizde hiçbir sağlıklı altyapıya sahip olmayan bir sistemin uygulanacağı
açıklandı. Evet uzaktan eğitim bu dönem için gerçekten en sağlıklı eğitim
yöntemi. Ancak hangi altyapı ile?
Öncelikle evlerde her çocuğun ayrı bir odası, masası, hepsinden
önemlisi de bu uzaktan verilecek eğitimi izleyecek, yeterli teknolojisi olacak.
Bırakın Anadolu’yu, büyük şehirlerde bile, kaç evin çocuğunun,
çocuklarının ayrı odası var? Hadi ayrı odası var diyelim; birden fazla çocuğun
olduğu (ki, Anadolu’muzda her evde birden fazla çocuk vardır) evlerin kaçında
her çocuğa ayrı bir televizyon, akıllı telefon, tablet ya da bilgisayar düşer?
Soruları böyle uzatıp gitmek kolay da, bunlara olumlu verilecek yanıt
sayısını artırmak olası değil.
Eğitim programlarını uygulamak için yeni kanallar (EBA 1-2-3 vs)
açarak, yayın yapmayı başaran devletimizin, öğrencilerin bu yayınları sağlıklı
olarak nasıl izleyeceklerini de düşünmesi gerekmez mi?
Aileler evlerinde eğer tek çocukları varsa, sıkıntıyı bir nebze daha
kolay aşabilirler belki ama, örneğin biri ilkokul, diğeri lise çağında öğrenci
okutan velilerin işleri inanılmaz zor olacak.
Hele üç ve daha fazla öğrencisi olan evleri düşünmek bile akıllara
zarar. Allah herkesin yardımcısı olsun.
Bu pandemi süreci insanlığa bir sürü yeni şey öğretti. Pandemik, yani
önceden öngörülemeyen durumlar karşısında, devletlerin ve yönetimlerindeki
ülkelerde yaşayan insanların, böyle durumlarla karşılaştıklarında, ellerinin
altında hazır tuttukları değişik planlarının olması gerekliliği bugün ortaya
çıkmıştır.
Elbette her şey, ekonomi güçlüyse kolay planlanıyor, zorluklar çabuk
aşılıyor.
ABD ve AB ülkeleri güçlü ekonomileri sayesinde, bu pandemi sürecini,
tüm negatif koşullara karşın az hasarla atlatmaya uğraşıyor, bunda da çoklukla
başarılı oluyorlar.
Mesela, sağlık altyapısındaki güçsüzlükle dünya gündemine oturan ve
büyük sayıdaki bulaşı ve ölüm olayları ile sarsılan ABD, ekonomisinin gücü
sayesinde krizi bu yönde çabuk atlatırken, eğitim sisteminin oturmuşluğu
sayesinde de, okulları açarak yaptığı deneme ile vaka sayılarındaki yükselmeyi
görünce, okulları yeniden kapatıp, uzaktan eğitime geçti.
O ülkede, evlerde, çocukların rahat çalışma ortamı bulacakları,
kendilerine ait özel odaları bulunduğundan, eve ekstra TV ve Bilgisayar satın
almak, her ailenin ekonomisinin yapabileceği bir iş olduğundan, uzaktan eğitim
hiç de sıkıntı yaratmadan başladı.
Umarım biz de bir gün böyle öngörülemeyen durumlara hazırlıklı olmayı
başaran, gerçekten sağlam ekonomisi ile sağlam altyapılarını oluşturmuş bir
ülke olmayı başarırız.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bize mirası olan devrimler, hep bu tür bir
devlet olabilmemiz için bize yol göstericidir. Bu mirasa sahip çıkmak hepimizin
boynunun borcudur, lütfen unutmayalım.