- Takipte Kalın
- Tweet
Önceki gün 6 Ağustos’tu. Yani, Hiroşima'da yaşanan insanlık ayıbının,
hatta insanlığın yok edildiği facianın yıl dönümü... Hiroşima'da Japon halkı
milyonlarca kayıp verirken ve doğa A'dan Z'ye ölürken, bazı canlılar atom
bombasının yıkıcı gücüne karşı, ne derece yok edici olursa olsun, yaşama
bağlanmak ve direnmek gerektiğini kanıtladılar insanoğluna... Bunu çok kişi
bilmez, hatırlamaz... Ama bu işin farkında olan biri olarak, bu canlıları ibret
vesilesi olsun diye sizlerin bilgisine sunmak istedim bugün. Hiroşima'dan
çıkarılan derslerin en güzelini okuyun lütfen...
Bu arada tüm Japon dostlarımın bu günle ilgili acılarının hiç
dinmediğini biliyor, tüm duygularını paylaşıyor, İnsanlık adına utancımı bir
kez de buradan tekrarlamak istiyorum.
Ölümün tüm canlılar için kaçınılmaz olduğu ortamda, inadına yaşama
asılan, ölüme direnen canlılar da var dünyada. Onlar, savaşa, bombaya inat yaşamaya
devam ediyorlar. Adını duymuşsunuzdur mutlaka, “Gingko Biloba” işte böyle her
türlü ölüm mekanizmasının yıkıcılığı, yok ediciliğine direnen bir bitki. Uzun
yaşayan, tapınakların civarına dikilmesi nedeniyle toplumda “Mabet ağacı”
olarak da tanınır. “Ginkgoaceae” familyasının tek üyesidir. 30- 35 metreye
kadar uzanır boyları.
İkinci Dünya Savaşı’nda Hiroşima’ya atılan atom bombasının yok
edemediği tek canlı türü olan Gingko Biloba yani mabet ağacı, uzun ömrü ve
dayanıklılığı nedeniyle, aynı zamanda umut ve direnci de simgeleyen bir
ağaçtır.
Yaprakları, yarım şemsiye ya da yelpaze şeklinde olup, Çin ve Japonya’da
binlerce yıldır yetiştiği bilinen bu ağacın farmasötik özellikleri de müthiş. Dozunda
alındığı zaman beyin gelişimi, kalp rahatsızlıkları ve dolaşım sistemi
bozuklukları için iyi geldiği ve kullanıldığı da bilinmektedir.
Tıbbi olarak genellikle yaprakları kullanılır. Yapraklar
ile ginkgo biloba çayı yapılıp içilebilir. Ginkgo Biloba, Almanya ve Fransa
başta olmak üzere Avrupa’daki birçok ülkede çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan
ilaçların hammaddesidir. Özellikle beyin ile ilgili olan hastalıklarda oldukça
faydalıdır. Bitkiyle ilgili araştırmalar hala devam etmektedir. Alzheimer yaş
ilerledikçe ortaya çıkan bir rahatsızlık olup, oldukça can sıkıcı bir
hastalıktır. Araştırmacıların dediğine göre bu ağacın yaprakları sayesinde,
alzheimer hastaları şifa bulacak ve unutkanlık gibi sorunlar insanlığın
gündeminden çıkacak.
Yan etkisi olmayan ve en önemli etkisi insan beynine olan bu şifalı
bitki, özellikle yaşlı insanlarda büyük etki sağlar. Alzheimer, bilinç
bulanıklığı, konsantrasyon bozukluğu, depresyon gibi rahatsızlıklara fayda
sağladığı kanıtlanmış durumda. Günümüzün hastalığı olan stres, yorgunluk, baş
ağrısı, baş dönmesi ve fiziksel yorgunluk için ginkgo bilobanın etkileri
büyüktür.
“ Bahsettiğin gibi bir hastalığım var, Ginkgo Biloba kullanabilirmiyim?
” diye sorarsan bana, cevap olarak “Evet” diyebilirim, ama ben önce bir hekimle
görüşmenizi tavsiye edeceğim. Sakın kulaktan dolma tavsiyelerle bir şeyler
kullanmayın.
Bu bitkiden bahsetmemin asıl nedeni, ilaç tavsiye etmek değildi elbet.
Her koşulda yaşama tutunabilen yapısı ile Ginkgo Biloba’dan ders çıkartmaktı
amacım. Bu vesile ile bir kez daha diyorum ki, Ginko Biloba gibi dirençli olun,
Sizi ve yaptığınız güzel işleri yok etmek için karşınıza çıkabilecek etkenlere
mutlaka direnin, yaşama tutunmaya, yaşamınızı çevrenize faydalı bir insan
olarak sürdürmeye gayret gösterin. Bakın dünyanın en kötü olayında bile yaşama
tutunan bir bitki var. Eğer o yaşadıysa siz neden korkacaksınız ki?
Yaşamak Güzel Şey Kardeşim...
Tabii nasıl yaşayacağını biliyorsan...