Hukukçu ve
siyasetçi Nizamettin Sağır, bugün yargıyı kendi kontrolüne almış, siyasi bir
iktidar olduğunu iddia ederek, “Tarafsız ve bağımsız olmayan bir yargının adil
olması mümkün değildir. Dolayısıyla bu ülkede adaletin var olduğunu söyleyen
kendini kandırıyor demektir” dedi.
Hukukçu ve siyasetçi Nizamettin Sağır, Akdeniz GERÇEK Gazetesi’ne ses
getirecek açıklamalar yaptı.
Bir hukukçu olarak Türkiye’nin korkunç bir adaletsizlik sürecinde olduğunu vurgulayan Sağır, şöyle konuştu: “Bu süreç hukukun siyasallaşmaya başladığı, 2008-2009 yıllarında itibaren devam ediyor.
Kendisini savcı ve hakim yerine koyan siyasetçilerin Türkiye’de getirdikleri resim budur. Bugün sözde Türkiye’nin başına bela, FETÖ terör örgütüyle mücadele ediyor. Büyük resmi baktığınızda gördüğünüz bellidir. Darbe girişimine katılan subaylar derdest edildiler, yakalandılar ve ceza evine kondular. Bunları bir kenara bırakın. Silahlı terör örgütüydün, silahlı faaliyetin sırasında yakalandın, kaçacak bir tarafın yok. Sığındın bir yerlere. Ama gerisiyle ilgili yargılama devam ediyor. Kim bu darbeciler? Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs edenler bunlar. Bu şahıslar gerekli cezayı görecekler. Bunun haricinde FETÖ denen örgütün yönetici kadrosunun tamamı, büyük kadronun tamamı operasyonlar kendilerine yapılmadan önce bir şekilde haberden olarak Türkiye dışına kaçmışlar. Örgüt yöneticilerinin tamamı kaçmış. Kim kalmış? Örgütün kullandığı isimler kalmış. Devlet bunlara operasyon yaptı. Örneğin Bankasya’ya 50 lira yatırdın, çocuğunu okula gönderdin veya ‘sen bunların sohbet toplantılarına katıldın mı?’ diye sorulan isimler kaldı, tutuklanan ceza evine konulan. Peki bu örgütü kullanarak kendisine menfaat ve para sağlayan, makam sahibi olan, siyasette bir yere gelen isimlerden hangisine operasyon yapıldı. Sıfır.”
ELİNİ KOLUNU
SALLAYARAK
ANTALYA’DA GEZİYOR!
Antalya’da da adaletin mumla arandığını ifade eden Sağır, “Böyle bir örgüt soruşturması olabilir mi? Böyle bir ülkede adaletin varlığından bahsedilebilir mi? Ben Antalya ile ilgili açık ve net bir örnek vereyim; Bankasya’da himmet parası olarak toplanmış 150 milyon liranın belgesini Cumhuriyet Savcısına gönderiyorum. Fettah Tamince ile ilgili takipsizlik kararı veriyor. Ama aynı Antalya’da yargılamaları izlediğimde 50 lira, 100 lira, 1000 lira Bankasya’da hesabı olan vatandaş, sırf bu hesaplar yüzünden örgüt mensubu olmaktan dolayı cezaevinde yatıyorlar. Oysa ‘ben bu örgütün mensubuydum’ diyen, ‘Uluslararası Antalya Üniversitesi’ni Cemaat istedi diye kurdum’ diyen bir Fettah Tamince, elini kolunu sallayarak Antalya’da geziyor. Ben gördüğümü söylerim; bana birileri ‘Antalya’da Adalet var’ diyebilir mi? Ben bana soruna ‘adalet var’ diyebilir miyim? Dolayısıyla Antalya’da adalet mumla aranıyor” dedi.
HERKES HESABINI
VERECEK
“Devran, Ergenekon’da ne kadar devam ettiyse bunların devranı da o kadar devam edecek” diyen Sağır açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bir gün birileri kalkıp gelir; ‘Siz 15 Temmuz’da 2008 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, 2010 yılında Türk yargısına, 2016 yılında da Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne darbe yaptınız, darbecilerle siz beraberdiniz. Sizin de burada verilecek bir hesabınız var’ diyecektir. Herkes bunun hesabını verecek. Bu millete verdiği zararların bedelini yargının önünde verecek. Ama bugün ama yarın. Bugün yargıyı kendi kontrolüne almış, bir siyasi iktidar var. Yani tarafsız olmayan bir yargının adil olması mümkün değildir. Bağımsız olmayan bir yargının adil olması mümkün değildir. HSK’nın bütün üyeleri iktidar tarafından seçiliyor. Meclis tarafından seçiliyormuş gibi görünenleri de iktidar seçiyor. Bütün hakim ve savcıların özlük işlerini yapan kurumu eğer siyasi irade seçiyorsa orada yargının bağımsızlığından bahsedilemez. Sonuç olarak bu ülkede adaletin var olduğunu söyleyen kendini kandırıyor demektir.“ Kubilay ELDEMİRCİ