Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 18. Online Toplantısı ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akıncı, Yönetim Kurulu Üyeleri, ANSİAD üyeleri ve misafirlerin katılımıyla gerçekleştirildi. ‘Şirket Markası; Dönüşümün Gücü’nün konuşulduğu toplantının konuğu, Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetim Uzmanı Yelda İpekli oldu. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Başkan Akın Akıncı, huzurlu bir süreç beklediklerini kaydederek Ramazan Bayramı’nı kutladı.
DÜNYA DÖNÜŞÜYOR
Stratejik pazarlama konusunda uzun yıllardır bir çok markayla çalışma gerçekleştiren Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi Uzmanı Yelda İpekli, “Stratejik pazarlamanın farklı ve değişken koşullarda bir ürünün bir hizmetin bir şirketin doğru konumlandırılmasıyla ilgilidir. Fiyatlanmadan dağıtıma hatta üretime kadar bütün süreçlerin stratejik olarak, değişken koşullara göre konumlandırılması stratejik pazarlama demek” diye konuştu.
Değişim ve dönüşüm konusunun dünyada en çok konuşulan konulardan biri olduğunu dile getiren İpekli, “Bence biz bir dönüşüm dönemindeyiz. İş dünyasını bu kavramsal farkın etkilediğini düşünüyorum” dedi.
Değişimde mevcut temellerin sarsılmadan güne adapte olmayı sağlayan bir süreç olduğuna dikkati çeken İpekli, “İşin temelini ve kökü değişmeden süreçleri değiştirdiğimizde biz buna iş dünyasında değişim diyoruz. Dönüşüm ise bildiğiniz her şeyi unutup, yeniden tanımlayıp, köklerimizdeki değerleri alıp, yeni topraklara bırakacak kadar özgüvenli ilerleyebileceğimiz bir dönemi simgeliyor. Dönüşümü çok daha uzun vadede ele alınması gereken ve kurumun değerleriyle birlikte bütün stratejik oluşumları değiştirmek olarak algılayabiliriz” diye konuştu.
MÜŞTERİ RÖNESANSI YAŞANIYOR
Dünyanın ve iş yapış şekillerinin değiştiği bir döneme işaret eden İpekli, “En önemlisi müşteri, tüketici değişiyor. Aniden hepimiz onlineda uzman olmaya başladık. 65 yaş üzeri onlinea girmezken son dönemde bu süreçte en fazla hareket sağlayan yaş gurubu oldular. Biz bu dönemi yönetebilmek istiyorsak eğer sadece kurumumuza değil müşterideki dönüşümün ne olduğuna, dünyanın nereye gittiğine ve tabiki rakip dünyanın nereye evrildiğine bakmamız gerekiyor” dedi.
Tüketici merkezli bir devrimin tam ortasında olduğumuzu kaydeden Yelda İpekli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüketici merkezli devrim müşteri rönesansı demek. Şimdiye kadar ne yapılıyordu, üreticiler ve hizmet sağlayıcılar en iyi ve en karlı bunu yapıyorum, hadi bunun için pazara çıkalım diyorlardı. Ancak durum değişti, artık şirketler merkezlerine müşteriyi koymak zorundalar. Klasik anlamda şirket yapılarında CEO ya da finans yöneticisi en tepedeyken, en tepede alınan kararlar satış stratejileriyle müşteriye iletiliyorken artık şirketlerin karar mekanizmasına müşteriler oturdu. Dünyanın lüks devlerinden bir tanesi, kendisinden emekli olan satış danışmanlarını tekrar göreve çağırdı. Çünkü müşteri temsilcisi olmak müşteriyle birebir temas noktasında olmak şirketlerin en değerli konularından bir tanesi haline geldi.
Orada tecrübeli birinin olması, müşterinin ne istediğini anlayıp, müşteriden gelen talep ve tepkileri doğru şekilde yorumlayıp, şirket sürecine daha kolay yayabileceği düşüncesiyle böyle bir lüks tüketim devi 50 yaş ve üzerindeki eski müşteri satış danışmlanlarını mağazalarına davet ederek müşterilerini anlamak için bu çalışmayı başlattı.”
ANTALYA’DA OLMAK İLE NEWYORK’TA OLMAK ARASINDA FARK YOK
Türkiye’de kriz yılları hariç olmak üzere 10 bin ila 12 bin şirketin kapandığını dile getiren Yelda İpekli, “Kobilerin yüzde 50’si kurulduğu yıl, yüzde 80’i ilk 5 yılda, ikinci 5 yılda ise kalan yüzde 20’nin yüzde 80’i, kapanıyor. Aile şirketlerinin yüzde 60’ı birinci nesilden ikinci nesile geçerken, yüzde 96’sı da ikinci nesilden üçüncü nesile geçerken yok oluyor. Neden böyle bir durumdayız, Türkiye’de bu krizler bir türlü bitmiyor. Ortalama 7 yılda bir politik, ekonomik ve sosyolojik mutlaka bir kriz yaşanıyor, biz şirketlerimizi uzun vadede düşünemiyoruz deniliyor” dedi.
Bütün dünyanın sıfırlandığı bir süreç yaşandığına dikkati çeken İpekli, “Sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın yaşadığı bu dönemde kim çabuk bir şekilde dönüşüme dahil olur, kendi iş süreçlerine katarsa işte onlar fark yaratacaklar. Online görüşmeye geçtiğimiz bu dönemde sizin Antalya’da olmanızla Newyork’ta olmanı arasında da artık çok büyük bir fark kalmadı. Önemli olan, global bir vizyonu kendi hizmet gamınızda yeniden yorumlayıp hedef müşteriyi anlayıp, bunu satış süreçlerinize eklemek olacak” diye konuştu. Türkiye’de şirketlerin ortalama 7 yılda bir yaşadığı kriz dönemlerinin Türkiye için bir fırsat olabileceğini dile getiren İpekli, “Çeşitli krizleri yönetmeye alışık olduğumuz için belki de biz dünya piyasasında bu dönüşümü en kolay uygulayacak şirket yapılarına, felsefesine uygun olan kişileriz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Toplantı, soru ve cevapların ardından sona erdi.