“KENDİ gözündeki merteği görmez de el gözünde çöp arar.”
derler ya bizimki de o hesap. Kim bilir ne dil kazaları vardır benim
satırlarımın arasında ayrımına varamadığım; ama kolay geliyor el gözünde çöp
arama… Bu çalışmalarda bir kötü niyet aranmaya…
ÖRNEĞİN bir gazetede: “Cumhuriyet’imizin 100.yılı
nedeniyle sembolik bir öneme haiz 2023 yılı için plan ve projeler ise ancak tüm
milletin ve Cumhuriyet’in projesi olabilir.” deniyor. Bu anlatımdaki ‘öneme
haiz’ kullanımı hatalı. Haiz sözcüğü, Arapça olup ‘bir şeyi olan, elinde
bulunduran, taşıyan’ anlamında TDK’nin Türkçe Sözlük’üne göre. Ve kullanımı
‘önemi haiz’ biçiminde olmalıydı. + “Türkiye topraklarında dünyanın dengelerini
değiştirecek öneme haiz çok kıymetli bazı madenlerin bulunduğu anlaşılmıştır.”
denen bir satırda da aynı hata yinelenmiş.+ Bir başka yerde, affedersiniz bir
başka satırda: “Kılıçdaroğlu’na ziyaret…” haber başlığı var. Kılıçdaroğlu’na
eklenen ad’ın yönelme ekidir. O ziyaret edileceğine göre eklenenin ‘olma,
bulunma’ anlamını taşıması gerek. Bu iş doğru gerçekleşecek, biz
Kılıçdaroğlu’nu ziyaret edersek…
“ARIN gülümsedi, Koşaner ise gülümsedi.” satırında haberi
yazan dalmış herhalde. Biri gülümseyince öteki hiç olmazsa ‘kahkaha’ atmalıydı
değil mi? Aynı sözcük yinelenmemeliydi.+ “Bu Makedonya’nın en doğal, en tabii
hakkıdır.” diyen sayın yazar da aynı anlamı veren iki sözcüğü (Allah razı
olsun!) herkes anlasın diye öyle yazmış her halde? Hem Arapça’sı, hem de
Türkçe’siyle… + “Mesela diyelim ki…” diye başlayan açıklamalarda da aynı hata
sık sık yineleniyor. Oysa ‘diyelim ki’ sözcüğü, ‘mesela’ yerine rahat rahat
kullanılabiliyor…+ “Henüz daha 20’sinde bir can, umutlarına, hayallerine veda
edip gidiyor.” denen satırda da ‘henüz’le ‘daha’ sözcükleri gereksizce yinelenmiş.
Birisi fazla oysa. Dikkatsiz yazarımız boş vermiş ‘anlatımda duruluk’a…+ “Bakın
sayın Jüri üyeleri! Cinayet gecesi o eve kaç kişi girip çıkmıştır?” seslenişinde bir avukatı konuşturan yazarın
da aynı hataya düştüğünü görüyoruz. “Bakın Sayın Jüri!” deseydi, ne eksilirdi?
Jüri, bir üyeler topluluğu değil mi? Ya da “Bakın Sayın Üyeler!” deseydi
istenen anlam verilemez miydi?..
BİR öyküde “Olanlara sebep aile mutluluğu ve onları
geçindirmek zorunluluğundan ileri geliyordu.”denmiş. Denmek istenen ise: “Olanlara
sebep, aile mutluluğu ve onları geçindirmek zorunluluğuydu.” değil mi? Ya da
:”Sorunlar, aile mutluluğu ve onları geçindirmek zorunluluğundan ileri
geliyordu.” denebilirdi. +”Akşam hava karardıktan sonra, en geç saat 21.00’de
kent merkezinde ne halk, ne de yerli yabancı turist kalmıyor.” satırını yazan
‘ne’lerin olumsuzluk anlamı verdiğini unutmuşa benziyor. “…Halk da, yerli
yabancı turist de kalmıyor.” ya da “…ne halk, ne de yabancı yerli turist
kalıyor.” diye bitirseydi anlatımı kusursuz olacaktı. Saat da 21.00’da
biçiminde yazılmalıydı, dakikalar yazıldığına göre…(Yani ‘yirmi bir sıfır
sıfır’da deme niyetindeyse.)
EDİLGEN eylem hataları da var kimi satırlarda: “İbrahim
Şahin’in ifadesi alınmaya devam ediyor.” + ”Değişimi en fazla yakalayan Kepez ilçesi
geniş parklar, yeşil alanlar, modern yollar, caddeler Kültür ve Sanat Evleri
yapılıyor ve yapılmaya devam ediyor.” satırlarında yüklemler ‘devam ediliyor.’
olmalıydı; çünkü yan tümceler edilgen eylemle bitiyor. Bir de “Kepez ilçesi (…)
yapıyor. (Kepez ilçesi= özne)” Ya da: “Kepez ilçesinde (…) yapılıyor yapılmaya
devam ediliyor. (Kepez ilçesinde= Dolaylı tümleç) ” biçiminde olmalıydı
anlatım.+ “Büyük Sahra çölü…” ve “Vakanın bu şekilde gerçekleşmesi Allahın
takdiri ilahisidir” diyenlerde de, ortak hata ‘sahra’nın ‘çöl’ demek olduğunu,
‘takdiri ilahi’nin de ‘Allah’ın takdiri’ anlamına geldiğini bilmemek…
EĞİTİMDE milliliğin, dil’de Türkçeciliğin, anlatımda
kusursuzluğun, kültürde çağdaşlığın
dışlandığı bir yönetim anlayışı
içinde böylesine hatalar az bile!.. Karıncanın Hac yolculuğu ilkesinde olduğu
gibi, kusurları düzeltme çabası düşüyor naçizane bize…Uzun eleştirilerle
bıktırmadan, kimseleri de kırmadan sahip çıkmak zorundayız bizi biz yapan güzel
Türkçe’mize!..