DEĞİŞİK bir destan bu. İlk okuyuşta şaşırtır doğal olarak Gazipaşalı olmayan bir okuru. Dünya kenti Antalya’mızın 15 ilçesinden biri ama en doğusundaki, 33 köylü, en GAZİ PAŞA yanlısı ilçesi. “Bu günden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste, meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.” Fermanını 15 Mayıs 1277’de yayımlayan Karamanoğlu Mehmet Bey’in Beyliği’nin en güney uçtaki, Akdeniz kıyısındaki yerleşkesi…

ESER, Gazipaşa Tarihi’ni yazan araştırmacı yazar Sn. Ali Yıldız’ın. ONLAR diye başlamış: “Onlar Türkmen’diler/ Oba oba, boy boy/ Oymak oymaktılar// Sığmadılar bir orduya/ Ok kesip, kılıç kuşanıp/ Batıya doğru aktılar// Üç tuğu üç kez kaldırıp/ Atlarda dimdik durdular// Az gittiler uz gittiler/ Hem gece hem gündüz gittiler/ Yılmadılar dönmediler/ Yadsımadılar toprağı/ Yabanı vatan ettiler//…”  Sürdürmüş sonra şu ara başlıklarla destanını: TAŞELİ YAYLALARINDAN AKDENİZ’E DOĞRU TÜRKMEN AKINI + YEREL AĞZIN DESTANI + YAYLALARA AĞIT + ESKİLİ İŞAM’A HİKÂYE + EKLER…

YILLARDIR gazetemizde Anılarımızda Kalan Sözcükler’i yazarım. Bugünkü kuşağın, birçoğunu hiç bilmediği, çocukluğumun söyleyişlerini, unutulup gitmesin diye, konuşma havası içinde, izlenimler biçiminde karalarım. Fakat bu, Yerel Ağzın Destanı öylesine etkiledi ki beni artık anılarımda bu destandakilerden başka sözcük kalmamıştır sanırım. 180 Sayfalık destanın çift sayılı sayfaları Gazipaşa’yla ilgili resimlerle, tek sayılı sayfaları (az çok resimleri dillendiren) dörtlüklerle sunulmuş bizlere. EKLER bölümünde de Âşık Çalışkan’dan, Hayradoslu Molla’dan birer şiir; birisi yazarımızın araştırması sonucu bulduğu olmak üzere Rahmi Yıldırım’dan naklen ve Kadavgarlı Mehmet Ergün’den birer türkü ile yöremizin ünlüsü Âşık Hamit’in yaşam öyküsü ve deyişlerinden örnekler var folklorumuzu sevenlere…

KÖYLERİMİZDEN iki örnek: “İncağrı’nın ince ince yolları/ Aslan Gazi’lere gider kolları/ Dem sürdüğü saltanatlı günleri/ İncağrı’ya Beylik ne güzel uymuş//… Sarıveliler’de Seyfe, Sivas’ta Seyfe/ Seyfeli Barcın’da gelirmiş keyfe/ Kaş Pazarı, Küllin, Karlıcak, Zeyve/ Göçmek ahaliye ne güzel uymuş//”…

ŞİMDİ Tekerlemelerimizden üç örnek: “Müheriye baca,  dibinde dibek/ Enteriye fistan, üstüne öncek/ Genç kıza kan ayak, oğlana uşak/ Uşağa kostak ne güzel uymuş//…Çomaç, dıkım, sokum olur yufkadan/ Çömeşir, çövdürür sıkışan adam/ Metodu usuldür, yöntemi yordam/ İşin yakışağı ne güzel uymuş//…Zemheri karakış, Hamsin az geldi/ Doluya koydu çok, boşa az geldi/ Sultan Nevruz geldi Hıdırellez geldi/ Hıdırellez’de göç ne güzel uymuş//…

ÖZLÜ sözlerimizden: “Gatıranı gaynatsan olur mu şeker/ Cinsini sevdiğim cinsine çeker/ Sıçrayan yorulur, koşan ter döker/ Sıçramak koşmaya ne güzel uymuş//…”  ile ‘İLENÇ’lerimizden: “Dert bula, çatlaya, sin dürtesice/ Soykaya galası, geberesice/ Şünedir galıp da sürünesice/ Bu kadar ilenç de çok ağır olmuş//…örnekleriyle yetinelim.

YAKIN tarihimize değinmiş: “İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan/ İzmir’den girmişler vermezler aman/ Devlet mi, düzen mi oy aman aman/ Damat Ferit düşmana ne güzel uymuş// Amma Sarı Paşa yaman mı yaman/ Samsun’dan işaret verdiği zaman/ Birlik olun, ‘Geleceğim ben heman!’/ Sarı saç, maviye ne güzel uymuş//…”  8. Sayfaya konan ATATÜRK’ün şu sözleriyle bağlayalım yazımızı biz:

“TOROS DAĞLARI’NIN TEPELERİNDE TEK BİR TÜRKMEN BACASI TÜTER HALDE KALMIŞSA BEN BU MİLLETTEN UMUDUMU KESMEM. BAYRAĞI GÖĞSÜME SARAR, MİLLETİMİN İSTİKLÂLİ UĞRUNDA ÖLÜRÜM. + BİZ TÜRK’ÜZ. TAM MANASIYLA TÜRK’ÜZ. İŞTE O KADAR. BİZE İYİ MÜSLÜMAN OLMAK KÂFİDİR.” Bilsinler, bilelim, bilesiniz…

İLGİLENİYORSANIZ Gazipaşa’yla, yöremizle ve dilimizle, mükemmel bir ‘tarama sözlüğü’ sayılabilecek bu eseri edinmek için. Tel.: 0536 260 52 16’dan  ya da e.mail: [email protected] adresinden isteyiniz.