İlk ders zilinin
çalmasıyla birlikte okullarda eğitim başladı. Anasınıfı ve birinci sınıf
öğrencilerinin oryantasyon nedeniyle 1 hafta önceden başladıkları
eğitim-öğretim dönemi için dün de milyonlarca ilk, orta okul ve lise öğrencisi
ders başı yaptı. Öğretmenler, derslere başladı…
Biz de erkenden hazırlanıp okul yolunu tuttuk. Yollar
kalabalık, okullar cıvıl cıvıl. İstiklal Marşı, günün anlam ve önemine dair
konuşmalar ve ilk ders zili çaldı…
Tüm eğitim
neferlerimize verimli bir dönem olsun. Çocuklarımız için başarılı bir yıl
olsun…
Herkes gözü gibi
baktığı çocuklarını eksiksiz okula yetiştirmenin derdinde…
Ama yetiştiremeyen o kadar çok kişi var ki…
Misal düşünün 4 çocuklu bir aile. İlk, orta okul, lise ve
üniversitede öğrencileri var. Sorarım size kaç maaş yeter alışverişlerine ve
eğitim giderlerini karşılamaya…
Az çok kent
sorunlarıyla ilgili olmam, çevreyi ve kurumları tanımam, sosyal projelerin
içinde olmam sebebiyle çok sık burs ve konaklama ya da eğitim yardımı
talepleriyle karşılaşıyorum…
İmkanlar dahilinde yönlendirme yapıyorum, kendim el
uzatıyorum, belediyelere yönlendiriyorum. Ama talepleri karşılamak mümkün olmuyor…
Evet, devlet de bir miktar konaklama imkanı veriyor ama
yetmiyor…
Hele üniversite öğrencileri için…
Maalesef yeterli yurt
ihtiyacımız hayat bulmuş değil. Belediyelerin elindeki yurtların büyük kısmı da
yandaş kurum ve kuruluşlara tahsis edilmiş durumda…
İşte Antalya…
Antalya Büyükşehir
Belediyesi’nde CHP döneminde yapılan yurt, 2. Menderes Türel döneminde ‘maliyetler
nedeniyle zarar ediliyor’ gerekçesiyle önce TÜRGEV’e sonra da İlim Yayma
Cemiyeti’ne tahsis edildi…
İlk girişimde mecliste yer alan bir üye olarak hem mecliste
hem kamuoyunda hem de yargıda mücadele ettim…
Ne yazık yargı
yürütmeyi iptal etmedi, kararı iptal etmedi…
Oysa devlet, belediye vs yani kamu hizmetinde ticari kar
gütmez. Kimi hizmetleri de zarar etse de
verir. Ki bunlardan biri de eğitimdir. Eğitimin en önemli ayağı barınma ve
açığın en büyük tarafı da orası değil midir?
Yeri gelince sosyal
devletle, sosyal belediyecilikle övünüyorsak varoluş sebebimiz bu hizmetleri de
herkese eşit sunmalıyız…
Hadi sunamıyoruz. O zaman en kaliteli hizmeti almaları için
çaba sarf etmeliyiz…
Samimi olalım…
Hem siz Antalya’da
yurdunuzu işletemeyeceksiniz ve maliyet gerekçesiyle bir vakfa tahsis
edeceksiniz, hem de Mostar’da milyonluk yurt yapacaksınız…
Olmaz…
Ne demişler
atalarımız, önce minarenin içi…