Nedir bu savaş, neden bitmez biliyoruz.
Dilimiz döndüğünce de anlatıyoruz. Gelmeyelim oyuna, tek derdimiz bu. Din ile
Atatürk sevgisi karşılaştırılır mı, çatıştırılır mı? Yapmayın, kıymayın bu
memlekete…
İktidarda
kalmak için Atatürk’e ve devrimlerine saldırmak ya da iktidarı eleştirmek için
dini duyguları hor görmek mümkün değil.
Biri dinimiz, biri varlık sebebimiz…
Üstelik Atatürk değil midir ki bize dinimizi
sevdiren, kendi cebinden para vererek Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’a Kuran’ı Kerim’in
Türkçe mealini yazdıran…
Siyasete
dini alet eden toplumlar kavgadan, çatışmadan kurtulmaz ve emperyalistlerin o
çok istediği şekilde dağılmaya mahkum olur…
Biz
dini, dili, ırkı ne olursa olsun vatandaşlık bağıyla birbirine bağlanmış bir
milletiz. Kurucumuz, önderimiz, başkomutanımız ve başöğretmenimiz Mustafa Kemal
Atatürk’ün attığı o sağlam temeller üzerinde bugüne kadar gelmemizin en önemli
sebeplerinden biri de budur…
Ama geldiğimiz noktada dinle-Atatürk
çatıştırılarak toplumsal kaos yaratılmaya çalışılıyor..
Atatürk’e hakaret…
Anıtlara saldırı…
Bakıyorsunuz
altından hep kadınsa çarşaflı, erkekse ‘fesli’ biri çıkıyor…
Özellikle
devrim karşıtı giyim öne çıkarılıyor…
Ardından da olay bir şekilde CHP-AKP kavgasına
çevriliyor…
Tüm
bunlara bir de şimdi Türkçe ezan tartışması eklenmeye çalışılıyor…
Cumhuriyet sayesinde Müslüman coğrafyasının en
özgür, demokratik bir toplumuyken bunları borçlu olduğumuz Atatürk’e
saldırıları düşündükçe, hızla Araplaştırıldığımızı gördükçe sizce yaşananlar
çok mu masum…
Elbette değil…
Dünyanın
en stratejik ülkesi olan Türkiyemizin üzerindeki kirli hesapların uygulanmasına
vesile olacak ortamlar yaratılmasına izin vermemeliyiz…
Çok şükür ki her şeye rağmen çok duyarlı bir
milletiz…
Ama daha fazla sabır taşlarını zorlamanın anlamı
yok…
Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde özgürce
herkesin ibadetini yaptığı bir ülke olduğumuzu hatırlatmaya gerek yok sanırım…
Bu özgürlüklerden hızla uzaklaşmamızın
nedenini de biliyorsunuz…
O zaman
gelin oyuna alet olmayalım…