Pandeminin yarattığı korku dalgası birilerine uğramıyor, kesin. Oysa işin şakası yok. Etrafımıza kadar geldi, dalga. Ama vurdumduymaz bir güruh da sosyal mesafeye, hijyene ve maskeye itibar etmiyor. Hatta evde izolasyonda kalması gerekenler sokakta, alışverişte, ziyarette, görüşmede vs…
Siyasetçisinden sade
vatandaşına titizlikle pandemiden kurtulmak için gereken tedbirleri alan ve
uygulayan olsa da uymayan da çok…
Hala toplantılara, yüz yüze görüşmelere, kongrelere devam…
Hiçbir şey insan
hayatından önemli değilken, insan hayatını önemsemiyoruz gibi duruyor. İşte bu
nedenledir ki sonunda Antalya Valisi Ersin Yazıcı da isyan etti…
İzolasyonda kalması gerekirken kalmayanların gözetim altında tutulduğu öğrenci yurdunu ziyaret eden Vali, vatandaşa ‘ihbar edin’ çağrısı yaptı…
Tabii bu aslında
trajikomik bir çağrı. Bir devlet insanı, bu duruma düşmemeli. Vatandaştan medet
bekler haldeyiz…
Bir yanda vatandaş,
devletten el uzansın, sorunlar çözülsün diye bekliyor. Öte yandan devlet, vatandaştan
yardım istiyor…
Aslında işin özü el birliği çözülecek, çözülmesi gereken bir süreç…
Ama hatalı başlandı,
sürece. Kurullar, kurul kararları çoğu zaman dikkate alınmadı. Siyasi
manevralar ve adımlar oldu…
Kontrollü serbestlik, kontrolsüzlüğe dönüştü…
Ardından bir denetim
süreci geldi ama turizm için bırakılan dizginleri tekrar ele almak zor oldu…
Şimdi işte o haldeyiz
ve aslında OHAL’liğiz…
Antalya Kent Konseyi
Sağlık Grubu’ndan Ozan Uzkut da açık seçik aktarmış…
Antalya için gelecek tehlikeye dikkat çekmiş…
‘Ankara gibi olabiliriz’ demiş…
İyi de Ankara sesimizi duymuyor galiba…
Sağlık çalışanları, belediyeciler, herkes fedakarca çalışıyor…
İzinler bile kaldırıldı…
Ama maske, dezenfektan ihtiyacı sorunu kamuda bile çözülmüş değil…
Risk altındakilerin yaptırması tavsiye edilen aşıya ulaşabilene aşk olsun…
İşte bugün vekilimiz
Gürkut Acar da yazdı…
Demek ki vatandaş
kadar devlet büyüklerinin yapması gereken ama eksik kalan işler var…
O yüzden halk sağlığı
için herkes üzerine düşeni yapsın…
