Afet üzerinden siyaseti kim yaparsa yapsın kabul edemeyiz. Afetin, acının siyaseti olmaz. Ama şu da bir gerçek ki birileri acıdan besleniyor, oy devşirmeye çalışıyor, günahlarını örtbas etmeye çalışıyor…


Antalya malumunuz her yıl yağmur, sel, dolu, fırtına sonucu can ve mal kayıpları yaşar. Afet gibi önlenemez bir durum karşısında yapılabilecek tek şey zararı en aza indirmek için tedbir almakken maalesef tedbir ve önlem konusunda çok zayıfız…


Tarım ve turizmin merkezi ilimizde tarımın merkezi Kumluca ve Finike geçtiğimiz gün yine afetten ciddi zarar gördü. Hortum ve dolu yıktı geçti…


Geçmiş olsun ilçelerimiz ve ilimize…


Ve başımız sağolsun. Hortumda bir can kaybedildi…


Telafisi olmayan tek şey can kaybı…


Dileriz bir daha yaşanmaz. Ama mal kaybını da can kaybını da azaltmak için tedbir mümkün. Bu tedbirlerin Ankara’yı ilgilendiren kısmı da var, yerel yönetimleri ilgilendiren kısmı da…


Yerel işbirliğiyle sel yataklarında ve çevresinde yapılaşma engellenmeli, olanların da tahliyesi sağlanmalı…


Yine sel yatağında sera ve örtüaltı üretim olmamalı…


Mülkiyet problemleri çözülmeli ve üreticisi Tarım Sigortası yaptırabilmeli…


Yıllardır çözülemeyen bu konu bir acıdır, dramdır…


Üreticinin gözü gibi baktığı ürünü ve serası çöp olurken, yaraları da sarılamamaktadır…


Lütfen laf değil, çözüm getirin…


AKP Antalya Milletvekili Atay Uslu, geçtiğimiz gün afet bölgelerini ziyaret edip, TARSİM tavsiyesinde bulunmuş…


Sanki üretici bilerek sigorta sistemini dışında kalıyormuş gibi…


Yapmayın sayın vekil…


19 Yıl iktidarınızda verdiğiniz sözleri tutun ve artık bu sorunu bitirin…


Üreticiyi Bakan’ı ikna etmeye çalıştığınızı anlatmayın…


Bakan, çözümü hayta geçirsin…


Siz de gelin çözümü müjdeleyin…


Yoksa üretici de konuyu biliyor…


Antalyalı da…


Bize aklımızla dalga geçecek değil, çözüm üreten siyaset lazım…


Bilmem anlatabildim mi…