Tarihi mirasın, bize emanet olduğu bilinciyle siyasal ve
ideolojik reklama dökmeden ayağa kaldırılması, ziyarete açılması en büyük
isteğimiz. Hatta bu konuda üzerimize düşen bir şey varsa basın olarak sonuna
kadar desteğiz…
Ama lütfen ideolojik
davranmayın. Siyasi propagandaya işi dönüştürmeyin. Yıllardır Kesik Minare
olarak bilinen yapıya külah geçiren zihniyet, yapıyı ziyarete değil ibadete
açarak fikrini açığa döktü. Şehzade Korkut Camii, bölgedeki onlarca caminin
yanına bir ibadethane olarak eklendi. Oysa kilise ve cami olarak geçmişte
hizmet vermiş bir yapıyı ziyarete açmak, turizm açısından da önemliyken…
Ama bitmedi…
Antalyalının
tepkisini çeken bu restorasyona yenisi ekleniyor. Geçtiğimiz aylada da
yapılacağını duyurduğumuz Saat Kulesi…
Kentin simgesi olan
yapılar, özüne dönüyor denilerek, dini motiflerle siyasal propagandaya meze
ediliyor…
Oysa kimsenin buna hakkı yok…
Hele ki kentin simgesi olan yapılar sözkonusu ise…
Bizans dönemi
mimarisi Saat Kulesi’ne kubbe geçirecek. Sanıyorum ki her şey tamam.
Hazırlıklar yapıldı, adım atılacak…
Ve burada da geç
kalınırsa külahtan sonra kubbe de hayata geçecek…
Kimine göre özüne
dönüş, kimine göre siyasi propaganda…
Zaten toplumun kamplaştığı bir süreçte, kent dinamiklerinin
oluru almadan yeniden böyle bir işe girişmek büyük cüret…
Antalya Valisi Ersin Yazıcı’nın buna izin vermeyeceğini
düşünüyorum. Kentteki kutuplaşmayı yumuşatmak ve yeniden insanları birleştirmek
gerek…
Lütfen sanata,
restorasyona da ideoloji sokulmasın…
Ve lütfen Antalya’nın
simgesi olan yapılar teker teker dini motiflerle belleklerden silinmesin…
Laik, demokratik
Türkiye Cumhuriyeti’nden İslami bir yönetime kayışın ayak izleri gibi
yorumlanan bu durum açıklamalarda kalsın…
Kalmalı da…
Sanıyorum bu hafta
Antalya kent dinamiklerinin en önemli konularından biri bu olacak…
Tepkilerin arka
arkaya geleceğini biliyorum…
Yapanlar da biliyor,
üstelik…
Ne diyelim yanlış
hesap Bağdat’tan döner…