Akdeniz Üniversitesi’nin geçmişte ‘üniversite alanı’ olarak kamulaştırılmış alanının yıllar içinde Milli Emlak, TOKİ ve özel sektöre nasıl geçtiğini, nasıl görülmediğini, neden göz yumulduğunu anlatmaktan yorulmadık…


Yorulmayacağız da…


Görmeyen, duymayan, konuşmayanlara inat görüp, duyup, konuşacağız. Görevimiz de bu, vicdanımız da bunu söylüyor…


Birilerinin rant kazanmasını engellemek değil, amacımız kamunun rantının çalınmasına engel olomak…


Mali sıkıntıları olan üniversitenin araziye de inşaata ihtiyacı var. Özel sektör, iş örgütleri eliyle bu alanda devasa araştırmaların yapılacağı alanlar yaratılabilirdi…


Hem üniversite hem biz kazanırdık…


Şimdi üniversite kaybetti, Antalya kaybetti ama birileri kazandı. Milyonluk değil, milyarlık bir rant sözkonusu. Yaklaşık 500 lüks konut, ofis, vs…

 

Üstelik ağaç kesilerek açılan alanda…

 

Hem de su kaynakları üzerinde…


Prof. Dr. Tuncay Neyişçi de söyledi ama kimseden ses çıkmadı. Derken takipte kalmamız kent dinamiğini harekete geçirdi. Üç manşetin ardından Antalya Eşgüdüm Kurulu da Antalya Kent Konseyi de konuyu masaya aldı…


Eğer bu iki kurul da harekete geçiyorsa, dava da yoldadır…


Çünkü hepimizin utanması gereken bir ayıp bu. Ve maalesef çok geç kalınmış. İnşaat hızla ilerliyor. Ama durdurulabilir. Hatta yanlıştan dönülebilir…


Yeter ki Antalya ayağa kalksın…


Şimdi bu ayağa kalkış başladı. Hatta meslek odalarından çok kıymet verdiğim Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı Okan Hançer, “Araştırdıkça şaşırıyoruz. Geç kaldık” dedi…


Ama konunun masada olduğunu da ekledi…

 

Eşgüdüm Kurulu Başkanımız Tayfun Çavdar’ın da masasında…

 

İlk kez meslek odalarıyla kent suçlarını takip eden Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanımız Akın Akıncı da takipte…


Geçmiş ANSİAD Başkanlarından, yazarımız Bekir Bülent Özsoy da takipte…


Basın da kıpırdanma halinde…


Daha ne olsun…


Hadi Antalya İÇİN EL ELE…